Cezaevi izniyle çıkan Gökhan Sağlam’ın, Habibe Çevik ile Fatma Akdağ’ı öldürmesine yönelik tepkiler sürüyor. Sağlam’ın Çevik’i sığınma evinde bile darp ettiğini belirten aile, tüm şikayetlerinin sonuçsuz kaldığını söyledi
İzmir’in Çiğli ilçesinde 19 Haziran’da Menemen Açık Ceza İnfaz Kurumu’ndan izinli ayrılan Göksel Sağlam (47), kendisinden boşanan eşi Habibe Çevik (42) ve kardeşi Fatma Akdağ’ı (39) öldürmüştü. Yaşamını yitiren kadınların ailesi ise şiddetin yıllarca devam ettiğini, tüm başvuruların sonuçsuz kaldığını ve son olarak da devletin ihmalkarlığı sonucunda bu cinayetin yaşandığını belirtti.
Şiddet hep vardı
Çevik ve Akdağ’ın kardeşi Ahmet Çevik, zanlının dışarıda olduğu bilgisinin kendilerine verilmediğini belirterek, bunun bildirilmesi halinde kardeşlerini koruyacaklarını ifade etti. Ablası Habibe Çevik’in 14 yıllık evliliği döneminde sürekli şiddete uğradığına tanıklık ettiğini dile getiren Ahmet Çevik, “Habibe’nin 11 ile 13 yaşlarında iki çocuğu vardı. Komşuyduk aynı zamanda; sürekli kavga ve şiddet vardı. Ben kaç defa müdahale ettim uyardım ama fayda etmedi. Kendi öz çocuğunu bile kemerle döven bir katildi. Kumar ve içkisi olan biriydi” dedi. Ablası Habibe Çevik’in şiddetten dolayı şikayetçi olmasından kaynaklı Göksel Sağlam’a elektronik kelepçe takıldığını ve bunun bu şiddeti önlediğini anlatan Çevik, “Geçicide olsa işe yarıyordu. Ama kısa süre sonra çıkardılar. Başta o kelepçeyi çıkaranlar suçludur” diye belirtti.
Güvenliğin gözü önünde
Ablası Habibe Çevik’in devlet koruması altında olan kadın sığınma evinde olmasına rağmen güvenliğin gözü önünde darp edildiğine dikkat çeken Çevik, “Yeri dahi bilinmeyen bir yerde gelip ablamı dövebildi. Olay yine mahkemeye yansıdı ve bu katil hapishanede bir aya kadar yattı. Ablam yine sığınma evinde kalmaya devam etti. Çünkü işe gidip geliyordu çocuklarına bakıyordu” dedi.
Neden açık cezaevinde?
Bu dönemde Sağlam’ın da çocuklarını annelerine karşı kışkırttığını ifade eden Çevik şöyle devam etti: “Tüm bunlara rağmen kendi kurmuş olduğu hayal dünyasında çocukları ablama karşı kışkırtıyordu. Yani bir kadına defalarca şiddete bulunmuş birinin açık ceza evinde bulunması garip geliyor. Bizim bulunduğumuz evin ikametgah adresini verip benim ailemi rahatsız etmesine kim izin veriyor? Neye dayanarak çıkarılıyor? Bu izin veriliyor dahi olsa bize neden bilgi gelmiyor. Haber verilseydi bizde ona göre önlem alırdık. Kardeşlerim de bugün yaşardı.”
‘Gerçek adalet istiyoruz’
Komşuların anlatımlarına göre zanlının cinayeti işlemeden önce belinde silahla mahallede dolaştığını anlatan Çevik, “Yani benim tek istediğim adalet. Bunu herkese söylüyorum. Ben buradan devlet büyüklerine, belediye başkanlarına herkese çağrıda bulunuyorum; bu sorun sadece benim sorunum değil. Bu adaletten şikâyetçiyim. Adalet istiyorum başka bir şey istemiyorum. Başka canlar yanmasın, çocuklar anasız babasız kalmasın” diye taleplerini dile getirdi.
Akdağın kızı: Kızgın ve kırgınım
Fatma Akdağ’ın kızı Figen Akdağ, annesini kaybetmesinin ardından anneannesinin yanına taşınmak zorunda kaldı. Annesinin tek gayesinin çocuklarının kendi ayakları üzerinde olduğunu görmek olduğunu dile getiren Akdağ, annesinin bu nedenle temizlik işi yaptığını dile getirdi. Pamukkale Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı Öğrencisi olan Akdağ, annesi ile teyzesini birlikte kaybetmenin acısını yaşadığını dile getirerek, “Kızgınım, kırgınım… yani daha önce teyzemi defalarca darp etmiş ve bunun için açık cezaevinde olan bir insan bu. Yani nasıl izin verirler aklım almıyor. Ben zaten o cezaevi müdüründen de şikayetçi olacağım. Ben bu kişinin en ağır cezayı almasını istiyorum. Başka çocukların yetim kalmaması için en ağır cezayı almasını istiyorum” dedi