Birinci yılında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni değerlendiren HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, ‘Her şeyi tek adama bağlayan, demokratik işleyişi ortadan kaldıran sistemin tekrar tartışılması gerekir’ dedi
HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, 24 Haziran seçimlerinin ardından yürürlüğe giren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi birinci yılını değerlendirdi. Sistem değişikliğini getiren anayasa teklifine “hayır” oyu veren HDP geçen bir yılın sonunda eleştirilerinde haklı çıktıkları görüşünde. “Her şeyi tek adama bağlayan, demokratik işleyişi ortadan kaldıran” yeni sistemi “otokratik, otoriter bir sistem” olarak nitelendiren Oluç “Sistem baştan aşağı tartışılmalı, yeniden değerlendirilmeli. Bu yeni bir anayasa tartışması demektir. Biz böyle bir tartışma yapmaya da, demokratik bir sistemin ortaya çıkması için mücadele etmeye de varız. Tüm siyasi partilerin bunu değerlendirmesi gerektiğini düşünüyoruz” diyor. Oluç’un Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin birinci yılına Duvar Gazetesinden Nergis Demirkaya’nın sorularını yanıtladı.
‘Kuvvetler ayrılığı kalmadı’
Demirkaya’nın kuvvetler ayrılığı ve güçlü meclis vaadine dair sorularını yanıtlayan Saruhan Oluç, sistemin kuvvetler ayrılığın ortada kaldırdığını belirterek şunları söyledi: “Bu sistem kuvvetler ayrılığını ortadan kaldırıyor, denge denetleme mekanizmalarını ortadan kaldırıyor, demiştik. Geçen bir yılda böyle yaşandığını gördük. Şimdi yürütmenin başı Adalet Kalkınma Partisi Genel Başkanı. Bu görevi Cumhurbaşkanı sıfatıyla yapıyor. Yasama üzerinde müthiş bir egemenlik kurma çabası sürüyor. Meclis var ama kanun teklifi Saray’da, bakanlıklarda hazırlanıyor. Gelen tekliflerin virgülde değişiklik yapamıyorlar. Muhalefet sadece eleştirilerini söyleyebiliyor. Oy çokluğu ile istedikleri kanun tekliflerini geçiriyorlar. Dolayısıyla Meclis demokratik bir müzakerenin, demokratik bir kültürün odağı haline gelemiyor.” Oluç mahkemelerin AKP’nin hukuk komisyonu gibi çalıştığını belirterek yargının büyük ölçüde Saray’a bağlı olduğuna vurgu yaptı. Saruhan Oluç yargının durumu ile ilgili şunları belirti: “Yargıtay, Danıştay, Anayasa Mahkemesi gibi yüksek yargıyla kurulan ilişkilere baktığınızda bunların hep tabi olma ilişkisi olduğunu görüyorsunuz. Bağımsız ve tarafsız bir yargı kalmadı. En son yargı reformu strateji belgesine baktığınızda bunun itirafını görüyorsunuz. 24 Haziran sonrası yürürlüğe giren bu sistemde ortaya çıkan tablo bizim eleştirilerin hepsinin doğru olduğunu ortaya koydu.”
‘Ekonomi güçlenir denmişti’
‘Cumhurbaşkanlığı sisteminde ekonomi güçlenir diyorlardı’ diyen Oluç şunları ekledi: “Tek kişi her şeyi kendine bağlamış vaziyette. Hem ekonomi açısından kararlara hem de diğer kararlara baktığınızda bunu görebilirsiniz. Bütün özerkliği olan kurumları da kendine bağlamış. Hazine ve Maliye’nin başına damadını oturtmuş. Cumhurbaşkanlığı sisteminde ekonomi güçlenir diyorlardı, resesyona girdik. İşsizlik yakın dönemin üst noktasında. Enflasyon yükselmiş, bütçe verilerinde hiçbir hedef tutturulamamış. Tüketici güven endeksleri, sanayi üretimi ortada… Uluslararası ilişkilere baktığımızda her alanda sorun yaşanıyor. Bu sorunlar da tek adamın aldığı kararlardan kaynaklanıyor. Suriye politikalarında, S400’de, AB, NATO ilişkilerinde de bu var.” Her türlü demokratikleşme adımını tartışmaya açık olduklarını belirten Oluç, yargı reformunu AB ile yargı faslının açmak için gündeme getirildiğini belirterek, şunları ekledi: “Bazı kritik maddeler var bunların tartışılması önemli. Ama yaklaşımı göreceğiz. Demokratikleşme yönünde adımlar atılırsa irade gösteririz. Bizim için kriter şu: Yargı reformunu konuşmaya başladığımızda evrensel demokratik hukuk ilkelerine uyumlu adım atılacak mı? Bizim de yargı paketini içeren bir öneri paketimiz olacak.”