İmamoğlu’nun şahsında Demokrasi İttifakı’nın ezici çoğunlukla kazandığı İstanbul seçimlerinin ardından tartışmalar devam ederken,siyasetçi ve akademisyenler ittifakın güçlendirilerek sürdürülmesi gerektiğini söyledi
Meltem İnci/İstanbul
31 Mart yerel seçimlerinde CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan adayı Ekrem İmamoğlu’nun kazanmasına, AKP’nin keyfi bir şekilde Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) itirazı sonucu, İBB seçimi 23 Haziran’da yenilendi. Yenilenen seçimde HDP’nin dolayısıyla Kürt seçmenin de yoğun desteğini gören İmamoğlu, rakibi olan AKP adayı Binali Yıldırım’a 800 binin üzerinde oy farkı atarak seçimin galibi oldu. İmamoğlu’nun seçimi ezici çoğunlukla kazanmasının ardından tartışmalar devam ederken, CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen, Prof. Dr. Baskın Oran ve Prof. Dr. Gençay Gürsoy gazetemize konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
‘Demokrasi İttifakı işe yaradı’
Demokrasi İttifakı’nın İstanbul seçim sonuçlarında belirleyici olduğunu ifade eden Rıza Türmen, “Yüzde 25-30 bandı içinde olan seçim sonuçları İmamoğlu ile birlikte yüzde 50 üzerine çıktı. Sadece CHP’nin oyları değildi. Ortada bir ittifak var ve bu ittifak işe yaradı. Üretim olmayan bir ülkede demokrasi mücadelesi vermek zorundasınız” diyerek, ittifakı güçlendirip genel seçimlere nasıl taşınması gerektiğine vurgu yaptı.
‘Sadece CHP’nin adayı değil’
Türmen, 31 Mart seçimlerinde AKP’nin kalesi olarak görülen yerlerin 23 Haziran seçimi ile birlikte yenilgi yaşadığını vurgulayarak, “Eğer o zarfların içindeki dört oyda iptal edilseydi bugün İstanbul’da demokrasi çetesi belediye meclisinde de ezici çoğunluğu ele geçirecekti” dedi. İttifak içerisinde yer alan partilerin de bu seçimi kazandığını belirten Türmen şöyle devam etti: “İmamoğlu, herkesin adayı, demokrasi mücadelesi veren herkesin adayıydı. Bundan sonra Sivil Toplum Kuruluşlarına (STK) çok büyük bir iş düşüyor, STK’lar demokrasi cephesinin tutkalıdır. Bunu ileriye götürecek olan en önemli mekanizmadır. Siyasetin bundan sonra STK’lar ile birlikte yapılması ve ağırlık kazanması lazım. Herkesin çalışıp üretebilmesi lazım.”
‘Cumhurbaşkanı tarafsız olmalı’
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın gelinen son süreçte tarafsız Cumhurbaşkanı olmasının önemine dikkat çeken Prof. Dr. Baskın Oran da, “Cumhurbaşkanı parti başkanlığını bırakmalı, tarafsızlık sözü vermeli, parlamento tekrar devreye girmeli” diye konuştu.
‘Acil Anayasa değişikliği’
2017’de yapılan Anayasa değişikliğinin iptal olması gerektiğini belirten Oran, “Bunun ardından yeni bir Anayasa talepleri gelebilir. Ama acil olarak şimdi bu temin edilmelidir. ‘Tek Adam’ yönetimi pratikte ve Anayasa’da kaldığı sürece hiçbir şey düzeltilemez” dedi.
HDP’nin katkısı
31 Mart yerel seçimleriyle beraber “Kürdistan’da kayyumları gönderme Batı’da AKP’ye kaybettirme” stratejisiyle yola çıkan HDP’nin seçimdeki rolünün öneminin altını çizen Prof. Dr. Gençay Gürsoy ise şunları söyledi: “HDP’nin izlediği soğukkanlı ve ilkeli siyasetin 23 Haziran başarısındaki paha biçilmez katkısının herkes farkında. HDP’nin kendini şovenist ideolojik baskı altında hissetmeyen, sivil toplum kuruluşları, platformlar ve bağımsız bireyler nezdinde kazandığı büyük takdir ve güven duygusu çok önemli.” PKK Lideri Öcalan’ın avukatları aracılığıyla HDP’ye verilmesini istediği mesajın AKP tarafından çarpıtılarak Anadolu Ajansı tarafından kamuoyuyla paylaşmasını da hatırlatan Gürsoy, “İktidarın çaresizlik içinde başvurduğu son mektup olayı ve onu izleyen manevraları karşısında HDP’nin, lafı dolandırmadan tutumunu ortaya koyan açıklaması her türlü takdirin üzerindedir” dedi.
‘Bağlarını güçlendirmeli’
Gürsoy şöyle dedi: “Ancak bu kazanımlar, iktidarın zaman kazanmak uğruna başvurabileceği “milli mutabakat” vb. oyalama önerileri karşısında muhalefetin eğilip bükülme riskini ortadan kaldırmıyor. CHP’nin geçmişteki bitmez tükenmez ‘İstikşafi’ görüşmeleri henüz belleklerden silinmiş değildir. İktidar siyasetinin 23 Haziran hezimetinden sonra MHP’den uzaklaşıp İP ile flörtleşme olasılığı gözden uzak tutulmamalıdır. Kısaca bu büyük başarının açtığı yolda ilerleyerek ağır hasar görmüş demokrasimizi onaracak koşulların hazırlanmasında, HDP’nin bağımsız kimliğini özenle koruyarak, muhalefeti bir arada tutma konusunda gösterdiği, sabır ve kararlılığı sürdürmesi gerekir. HDP’nin, onu yakından izleyen ve demokratik kamuoyu ile bağlarını güçlendirmesi gerekiyor.”