Kürtçe konuşan öğretmenin sürgün edilmesine tepki gösteren Eğitim Sen Van Şubesi, ‘Kürtler analarının ak sütü gibi helal olan Anadillerini-Kürtçeyi konuşacaklar, konuşmaya devam edecekler’ dedi.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Van Şubesi yaptığı basın açıklaması ile üyeleri Medeni Oruç’un sürgün edilmesini kınadı. Eğitim Sen Şube binasında yapılan açıklamada konuşan Şube Hukuk Sekreteri Şerif Ateş, kamu kurumlarında ya da sokakta Kürtçe konuştukları için Kürtlerin, ayrımcılığa, şiddete uğradığını ya da sürgün edilerek, disiplin ve cezalarla karşılaştığını söyledi.
‘Kürtçeye karşı tahammülsüzlük devam ediyor’
İstanbul Havaalanında güvenlik görevlisi olan İbrahim Layık’ın Kürt olduğu ve Kürtçe konuştuğu için baskıya, ayrımcılığa dayamayıp intihar ettiğini hatırlatan Ateş, “Bir taraftan Milli Eğitim okullarında göstermelik de olsa Kürtçe seçmeli ders verilmekte iken, Van’da Kürtçeye karşı olan tahammülsüzlük devam etmektedir” dedi. Edremit ilçesi Ferit Melen İlköğretim Okulu’nda sınıf öğretmeni olarak görev yapan üyeleri Medeni Oruç’un okulda Kürtçe konuştuğu ve gerek uygulamada, mevzuat olarak ve gerek işleyiş açısından hiçbir maddi karşılığı olmadığı halde Kürtçe ders işlediği iddiasıyla okul idaresinin ayrımcı, ırkçı, ötekileştirici tavrı ile karşılaştığını hatırlatan Ateş, okul idaresinin talebi üzerine hakkında disiplin soruşturması başlatıldığını söyledi.
İl dışına sürgün edildi
İdarenin bir velinin şikayeti üzerine soruşturma talebinde bulunduğunu savunduğunu belirten Ateş, soruşturma dosyasında velinin dilekçesi ve ifadesi olmadığı halde açılan disiplin soruşturması sonucunda Maarif Müfettişlerinin görüş ve önerisi ile üyeleri Oruç’un Bakanlık tarafından il dışına sürgün edilerek maaş kesim cezası aldığını söyledi. Ateş, “Daha sonra bu durumu duyan adı geçen veli, üyemiz Medeni Oruç’la görüşerek kesinlikle böyle bir şikayetinin olmadığını, yetkililer hakkında şikayetçi olacağını belirtmiş olup Edremit İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne dilekçe vermiştir” diye konuştu.
‘Liyakat önemsenmiyor’
Son yıllarda Milli Eğitim tarafından herhangi bir liyakat öngörülmeden sendikal tarafgirlikle yapılan idareci atamalarının maalesef her gün önlerine farklı bir sorun ve sıkıntı getirdiğine işaret eden Ateş, “İdarecilerin büyük bir kısmının liyakattan uzak, ayrıştırıcı, ötekileştirici dilleri yönetememe sorununu ortaya çıkarmaktadır. Bu durum okullarda öğretmenler arasında çalışma barışını olumsuz etkilemekte olup huzursuzluğa sebep olmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın idareci atamalarında yetkili sendikanın etkisi altında kalmadan liyakata uygun bir şekilde sendika farkı gözetmeden idareci ataması yapmaya davet ediyoruz” dedi.
‘Suç duyurusunda bulunulacak’
Üyeleri Medeni Oruç’un haksız hukuksuz bir şekilde sürgün edilmesinin sendikal tarafgirlikle yapılan atamaların bir sonucu olduğuna dikkat çeken Ateş, bunun Kürt diline ve buna bağlı olarak Kürt halkına olan kin ve nefretin bir göstergesi olduğunu belirtti. Bu ölçüsüz kararın altında imzası bulunan yetkililer hakkında gerekli yasal yollara başvuracaklarını belirten Ateş, Milli Eğitim Bakanlığı’na şu çağrıda bulundu: “Eğer Kürt halkına ve Kürt diline zerre kadar saygınız varsa sürgün kararını durdurun ve soruşturma dosyasını tekrar gözden geçirin.”
‘Sürgün bir insanlık suçudur’
Ateş, son olarak şunları söyledi: ‘Kindar, ırkçı, ötekileştirici zihniyete sahip olan herkes şunu çok iyi bilsin ki, Kürtler analarının ak sütü gibi helal olan anadillerini-Kürtçeyi konuşacaklar, konuşmaya devam edecekler. Sürgün bir insanlık suçudur. Bu kararın altında imzası olan ve buna göz yuman herkesi kınıyoruz.’
Kaynak: MA