Elektrik akımına kapılarak hayatını kaybettiği iddia edilen 28 yaşında ki Mustafa Eser’in, kaçak kömür ocağında çalışırken hayatını kaybettiği ortaya çıktı
Zonguldak’ta, evinde elektrik akımına kapıldığı iddiasıyla hastaneye götürülen Mustafa Eser’in (28), kaçak kömür ocağında hayatını kaybettiği ortaya çıktı. İSİG Meclisinden İbrahim Sarıkaya, “Devletin kaçak ocaklara göz yummasının nedenlerinden birisi, piyasa daha ucuz kömür sürülmesi” derken, işsizliğin madencileri kaçak ocaklara sürüklediğini belirten GMİS Genel Başkanı Hakan Yeşil ise TTK’ye işçi alımı çağrısı yaptı.
Zonguldak’taki olay önceki gün akşam saatlerinde Dilaver Mahallesi’nde meydana geldi. Kaçak kömür ocağında çalışan Mustafa Eser, ağır yaralı olarak araçla Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesine götürüldü. Doktorların müdahalede bulunduğu Mustafa Eser, yaşamını yitirdi. Mustafa Eser’i hastaneye götüren araçtakiler, iddiaya göre doktorlara evde çalışırken elektrik akımına kapıldığını söyleyip hastaneden ayrıldı. Hastane polisi, durumu asayiş ekiplerine bildirdi. Yapılan araştırmada, Mustafa Eser’in kaçak kömür ocağındaki iş cinayetinde hayatını kaybettiği tespit edildi.
Polis ekipleri, olayın meydana geldiği ocakta incelemede bulunurken maden işçisinin ilk belirlemelere göre göçükte kalarak öldüğünün değerlendirdiği öğrenildi.
Bölgenin kanayan yarası
Kaçak ocakların bölgenin kanayan yarası olduğunu dile getiren Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şube Başkanı Erdoğan Kaymakçı, “Hastaneye bırakıp ortadan kaybolmuşlar. Maalesef bu bölgenin derdi, kanayan yana. İnsanlar çaresizlik içinde kaçak ocaklarda, iş güvenliği olmayan bir ortamda çalışmak zorunda kalıyorlar. Sıkıntılı bir durum” dedi.
‘Sermaye ve devletin danışıklı dövüşü ile ayakta duruyor’
İŞÇİ Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi Üyesi ve Boğaziçi Doktora Öğrencisi İbrahim Sarıkaya, “Kaçak ocaklar sermaye ve devletin danışıklı dövüşü ile ayakta duruyor” diyerek şunlara dikkat çekti: “Kaçak ocakları, nerede ne kadar üretim yapıldığını hemen hemen herkes biliyor. Tespit edilmesi de çok kolay. Buna rağmen devamlılığının bir mantığı var. Birincisi Rödovanslı sahaların kendi içinde kaçak ocaklar var. Bunlar kayıtsız işçi ile üretim yaparak üretim maliyetini düşürüyorlar. Çünkü Rödovanslı şirketlerin devlete taahhüt ettiği bir üretim var. Örneğin Rödovanslı şirket, ‘ben sana bu ay bin ton kömür vereceğim’ diyor. Bu bin tonun 600 tonunu kendi kayıtlı işçisi ile üretiyor, geriye kalan 400 tonunu kendi ocağının içerisinde arkadan kapı yaparak yaptığı kaçak ocaktan çıkarıyor. İkincisi de Zonguldak’ta işsiz kalan gençlerin kömür işini bilen bazı ustabaşılarını yanlarına alarak evlerinin arkasına kurdukları kaçak ocaklar var. Bunlar da piyasaya Türkiye Taş Kömürü’nden daha ucuz kömür sunarak geçinmeye çalışıyor. Devletin buna göz yummasının nedenlerinden birisi, piyasa daha ucuz kömür sürülmesi. Çünkü bu onun da işine geliyor. Böyle yaptıkları için piyasada ucuz kömür bulabiliyorsunuz deniliyor. İkincisi ise işsizliği bir süre gölgeleyebiliyor. Böyle yaparak kayıtsız, hiçbir güvenlik önlemi olmadan insanlar bu ocaklarda heba oluyor.”
19. yüzyıl koşullarında çalışıyorlar
Zonguldak’taki madenleri gezen, kaçak ocaklar üzerine incelemeler de yapan Sarıkaya işin teknik boyutuna ilişkin de şunları söyledi: “Bu ocakların içinde ısınmak için soba yandığını da gördük. Aydınlatma için hiçbir güvenlik önlemi alınmadan ampul takıldığını da gördük. Dolayısıyla bu insanlar 19. yüzyıl koşullarında, ki ondan bile geri olabilir, çalışıyorlar. Kaçak ocak ölen kişinin deyip hemen patlatıyorlar. Çünkü kaçak ocak açmanın bir cezası var. Bu cezadan kaçmak için ölen kişi tek başına çalışıyordu, kaçak ocak da onundu denilerek cezayı yaptırımdan da kurtuluyorlar” diye konuştu.
Kaçak ocakların önüne TTK’ye işçi alınarak geçilir
Kaçak ocakların Zonguldak’ın bir gerçeği ve kanayan yarası olduğuna dikkat çeken Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Hakan Yeşil, “Her fırsatta bunların çözülmesi için çeşitli beyanatlarda bulunuyoruz. Vali beyle de görüştük. Bunların çözülmesi için de bir an önce çözüm bekliyoruz” diye konuştu.
“Zonguldak’ın gerçeği kömür” diyen Yeşil şöyle konuştu: “Bu ölen arkadaşlarımız işsizlikten kaynaklı yaşadıkları ekonomik zorluklar yüzünden buralarda çalışıyorlar zaten. Tabi yetkililere her fırsatta söylediğimiz gibi kömür çıkarma işleminin kurum üzerinden yürütülmesi gerekiyor. Kuruma işçi alınması için biz bastırıyoruz. Bu kaçak ocaklarda çalışan insanların bizim kurumuzda çalışması hem bizim sorunumuzu çözecek, hem Türkiye ekonomisine katkısı olacak, istihdamı artıracak hem de kaçak ocaklarda çalışmanın önüne geçilmiş olacak. Yerin altında bir cevher yatıyor. Yerli üretim, yerli kaynaklar deniliyor ama bunu hayata geçmesi anlamında özellikle Zonguldak’ta son alınan 1500 işçi dışında yapılan bir şey yok. Bu rakam yeterli değil. 7. ayda emekli olacak işçi sayısı çok fazla. TTK bu 3. dalga emeklilikleri kaldırabilecek düzeyde değil. İşçi açığı had safhada. Yer altında açıklarımız çok fazla. Bunun kontrolü bu kadar işçiyle mümkün değil.”
3 yılda 840 kaçak ocak
Sayıştay’ın TTK için hazırladığı 2017 denetim raporunda, 3 yılda 840 kaçak ocağın tespit edildiği ve 1992-2017 yılları arasında 129 işçinin kaçak ocaklarda yaşamını yitirdiği açıklandı. Kaçak ocakların 1980’lerde günlük kömür ihtiyaçlarının giderilmesi amacıyla ortaya çıktığı ifade edilen raporda, “Ardından hesabı tam olarak yapılamayan, kontrol edilemeyen ticari bir faaliyet şekline dönerek üzerinden rant sağlanan organize bir yapı haline gelmiştir” denildi. Raporda, Zonguldak’ta 2015 yılında özel şirketlere ait maden ocağında 6, kaçak ocaklarda 7, 2016 yılında kaçak ocakta 2, özelde 1, 2017 yılında ise kaçak ocaklarda 3, özel sektörde 4 ölümlü iş kazası meydana geldiği hatırlatıldı. 1992-2017 yılları arasında rödövanslı sahalarda meydana gelen kazalarda 137 işçinin, kaçak ocaklarda meydana gelen kazalarda 129, toplamda 266 işçinin öldüğü ifade edilen raporda, yaralanma ile sonuçlanan kazalara ilişkin olarak da “Kaza ve yaralı sayısının tam olarak tespit edilemediği görülmüştür” dendi.