Bitlis’te AKP’li belediyelerce Kürtçe tabelaların sökülmesine tepki gösteren kentteki siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri, halktan özür dilenmesini ve tabelaların en kısa sürede yeniden asılmasını istedi.
AKP’nin 31 Mart seçimlerinde kazandığı Bitlis, Tatvan belediyeleri ile Hizan’a bağlı Yolalan Belde Belediyesi’ne Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) yönetimi döneminde asılan Kürtçe tabelalar seçim sonrasında yerinden söküldü. Gelen yoğun tepkiler üzerine tabelaların en kısa sürede geri asılacağı söylense de aradan günler geçmesine rağmen bu konuda hiçbir adım atılmış değil.
Duruma tepki gösteren Halkların Demokratik Partisi (HDP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Bitlis Hukukçular Platformu yöneticileri, Kürtçe tabelaların indirilmesinin kent halkına yapılmış bir hakaret olduğunu ifade etti. Parti ve kurum temsilcileri AKP’li belediye başkanlarının halktan özür dilemesi ve tabelaların tekrar asması gerektiğini söyledi.
‘Kayyumun bile yapmadığını yaptılar’
Bir belediye başkanının ilk icraatının Kürtçe tabelaları indirmek olmaması gerektiğini belirten Bitlis Hukukçular Platformu üyesi Avukat İsmet Eker, “Bu bir icraat değil. Kayyumun bile yapmadığını bir seçilmişin yapması, ayıpların en büyüdür” diye konuştu
AKP’nin İstanbul adayı Binali Yıldırım’ın Diyarbakır ziyaretinde ‘Kürdistan’ ifadesini kullanmasına atıfta bulunan Eker, “Bir yerde ‘Kürdistan’ diyerek oy isteyeceksiniz, bir yandan da Kürtçe tabelaları indireceksiniz. İşte en büyük ironi budur. Yerel yönetimlerde hangi parti olursa olsun böyle bir uygulamaya imza atanlar en büyük ayıbı halka yaptı. Halktan özür dilenip, bu hatalarını düzeltmeleri gerekiyor” dedi.
‘Yanlıştan dönülmeli’
Belediyelerin hizmet üretmek yerine Kürtçe tabelaları sökmesini eleştiren İnsan Hakları Derneği (İHD) Bitlis Şube Başkanı Cengiz Akdemir de, dillere yönelik tahammülsüzlüğü asla kabul etmeyeceklerini ifade etti.
Kürtçe tabelaları kaldıran belediye başkanlarının anadillerinin Kürtçe olduğunu belirten Akdemir, şunları söyledi: “Tabelaları sökenler ve onlara oy veren kişilerin çoğunluğu Kürt’tür. Eminim ki seçim sürecinde bu halktan oy istediklerinde Kürtçe propaganda yapmışlardır. Seçim sonrası böyle bir şey yapılması doğru değildir. Umuyoruz ki tabelaları sökenler bu yanlıştan dönüp tabelaları geri asacaktır.”
Ballıoğlu: Irkçı ve tekçi anlayışları ortaya çıktı
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Tatvan İlçe Eşbaşkanı Burak Ballıoğlu ise, AKP’li başkanların Kürtçe tabelaları sökerek ırkçı ve tekçi anlayışlarını ortaya koyduklarını vurguladı.
“Dün iktidara geldiklerinde mağduriyet edebiyatı yapanlar, bugün yapmadıklarını bırakmıyor. Bir taraftan oy için Kürtçeyi serbest ettiklerini söylüyorlar, diğer yandan da pratiklerinde belediye binalarında ve mezarda bulunan Kürtçe yazıları söküyorlar” diyen Ballıoğlu, asıl üzücü olanın bunu yapan belediye başkanların da Kürt olması olduğunu kaydetti.
Bu uygulamaların sırf birilerine iyi görünmek adına yapıldığını söyleyen Ballıoğlu, sökülen tabelaların geri asılacağı iddialarının ise İstanbul seçimleri öncesi bir oyalama olduğu belirtti. Ballıoğlu, “Bir saatte tabelayı indirenler üzerinde o kadar gün geçmesine rağmen asamıyorsa bu oylamadan başka bir şey değildir. İstanbul seçimleri için Kürtleri kandıracaklarını sanıyorlarsa yanılıyorlar. Halkımız onlara İstanbul’da büyük bir cevap verecektir. Kürt halkının, Kürtçe tabelaları indirenleri nasıl gerilettiğini herkes görecek” dedi.
‘Bu halk onları affetmeyecek’
Tatvan seçimlerinde yaşanan şaibeleri hatırlatan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) İlçe Yönetici Maşallah Ilık da, seçimi HDP’nin kazanmasına rağmen oylarının geçersiz sayıldığını, yapılan itirazların ise YSK tarafından reddedildiğini belirtti. Bu nedenle başkanlıkları ‘şaibeli’ olan isimlerin hizmet üretmeyince böyle şeylerle gündeme geldiğine dikkat çeken Ilık, “Kentin her yeri adeta çöp içerisinde. Mahallerimiz çukur ve toz içinde. Bunlar iş yapamadıkları için Kürtçe tabelaları indirerek bir yerlere iyi görünmeye çalışıyor” diye belirtti.
Ilık, tepkisini şu sözlerle sürdürdü: “Bunların anneleri Kürtçe dışında bir dil bilmez. Bu insanlar bu halkın içinde büyüdüler. Hiç mi utanmıyorlar? Nasıl bu halkın ve kendi anadillerine karşı bu tür girişimlere kalkışabilirler. Bu halk onları affetmeyecek.”
MA