HDP’li Oluç, İstanbul seçimi için ‘Isı Haritası’ çıkartıldığını HDP’nin tüm seçmenini sandık başına götüreceklerini belirtti
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, 8 gün sonra yapılacak olan İstanbul seçimlerini Mezopotamya Ajansı’ndan / Selman Güzelyüz’e değerlendirdi. HDP’nin 31 Mart’taki tavrını 23 Haziran’da da sürdüreceğini kaydeden Oluç, “HDP istediği yerde kazandırıp, istediği yerde kaybettiren bir parti konumundadır. 31 Mart seçimlerinde gücümüzü gösterdik. HDP’yi yok sayma anlayışının geçersiz olduğunu, kaybettirdiğini gösterdik. 23 Haziran seçimlerinde de gücümüzü göstereceğiz” dedi.
Hedef İstanbul’u kazanmak
İstanbul seçimlerinin tarihsel bir önemde olduğunu, çıkacak sonucun Türkiye’nin genelini ilgilendirdiğini ve temsil ettiğini belirten Oluç, “İstanbul’da resmi rakamlara göre 16 milyon insan yaşıyor. Farklılıklar içeren kozmopolit bir kent. İstanbul aynı zamanda ekonominin başkentidir. Dolayısıyla İstanbul temsili olarak önemli bir kenttir. İstanbul’u kazanmak, diğer tüm seçimlerde olduğu gibi bu seçimlerde de önemlidir. Hele bu seçimlerde daha önemlidir. Çünkü İstanbul 25 yıldır AKP ve onun zihniyeti tarafından yönetildi. Bu 25 yıla baktığımızda, İstanbul’un her tarafı sömürülmüş. Bunu görüyorduk. Hem kentin bütçesi açısından baktığımızda hem kent içinde dönen ciroya baktığımızda İstanbul büyük bir ekonomik merkezdir. Onun için AKP İstanbul’u çok önemsiyor ve kaybetmekten korkuyor. İstanbul’u kaybetmesi demek, AKP’nin finans imkanını kaybetmesi demektir” şeklinde konuştu.
AKP iktidarını sürdüremez
23 Haziran’daki İstanbul seçimlerinin hem AKP-MHP için hem de muhalefet için son derece önemli olduğunu vurgulayan HDP Grup Başkanvekili Oluç, İstanbul’un AKP’ye kaybettirilmesinin, Türkiye’deki siyasi dengeleri de değiştireceğini belirtti. Oluç, şunları söyledi: “Bir kere AKP iktidarı, kaybedilmiş bir İstanbul seçimiyle iktidarını sürdüremez. Ve siyasi dengelerin değişmesi demek, aynı zamanda yeni bir döneme geçilmesi demektir. Dolayısıyla İstanbul seçimlerinin sonuçları Türkiye’deki rejimin gidişatını, demokrasi, özgürlük, hukuk, adalet gibi gelişmelerin habercisi olacaktır. Ondan sonrası muhalefete kalacaktır. Eğer muhalefet başarılı bir ortaklaşma sürdürülürse; İstanbul seçimleri sonrasında da iktidarın değişmesi imkanı ortaya çıkacaktır.”
Muhalefet için önemi
Oluç, seçimlerin Türkiye muhalefeti açısından da çok büyük önemde olduğuna dikkat çekerek, değerlendirmesini şöyle sürdürdü: “Muhalefet için çok önemli bir kazanım olur. Birincisi, muhalefetin kendi gücünü göstermesi açısından çok önemli bir noktadır. İkincisi, eğer muhalefet İstanbul seçimlerini kazanırsa, büyük bir moral elde edilecektir. Birçok büyükşehirde başarı elde edilmiştir. O büyükşehirlere gidip baktığımız zaman orada muhalefetin elde ettiği başarı, aslında o şehirlerdeki toplumsal muhalefete büyük moral vermiştir. İnsanlar kendilerine daha güvenmeye ve daha sonuç alacakları başarılara hazırlıklı hale gelmişlerdir. İstanbul için de bu geçerlidir. Çünkü İstanbul aynı zamanda toplumsal muhalefetin de merkezidir. Yani sivil toplum kuruluşlarıyla olsun, siyasi partilerle olsun, meslek birlikleriyle olsun toplumsal muhalefetin en canlı olduğu yerdir. Bu açıdan baktığımız zaman muhalefetin İstanbul seçimlerini kazanması demek, AKP-MHP ittifakının yenilmesi, toplumsal muhalefetin tüm örgütleriyle herkesin bir moral kazanması, yeni mücadele zeminine hazırlanması demektir. 31 Mart yerel seçimlerinden önce ‘Artık seçimle bir şey kazanılamaz’ algısı hakimdi. Fakat seçimlerden sonra elde edilen başarı, bu moral bozukluğunu önemli ölçüde ortadan kaldırdı. Şimdi bunun son hamlesi İstanbul olacaktır. İstanbul’dan alınacak iyi bir sonuç, toplumsal muhalefetin yeniden kendisine moral vererek, güçlenmesini sağlayacaktır.”
HDP seferberlik halinde
HDP’nin İstanbul seçimleri için yoğun çaba harcadığını kaydeden Saruhan Oluç, İstanbul seçimleri için seferberlik ilan ettiklerini söyledi. “Amacımız elimizdeki tüm imkanlarımızla İstanbul’un her yerinde görünür olmak ve seçmenlerimizin bulunduğu her yere ulaşmak” diyen HDP Grup Başkanvekili Oluç, “Şu anda hem İstanbul il örgütümüz hem ilçe teşkilatlarımız hem de milletvekillerimiz, MYK üyelerimiz, parti yöneticilerimiz İstanbul seçimleri için yoğun çaba sarf ediyor. Seferberlik dediğimiz budur” dedi.
‘Isı Haritası’
Oluç, sözlerini şöyle sürdürdü: “31 Mart seçimlerinden sonra oturduk, sandık sandık değerlendirmeler yaptık. Eksikliklerimizin nerelerde olduğunu gördük. Hangi mahallelerde seçmenlerimiz yeterince sandığa gitmemiş bunu tespit ettik. Bu çalışmamıza ‘ısı haritası’ ismini verdik. Hakikaten bir ısı haritası çıkardık ortaya. Ve o ısı haritasında hangi mahallere gitmemiz gerektiğini, nerelerde seçime katılmamış seçmenimizin olduğunu bilerek oralara gidiyoruz. Vekillerimizi çıkardığımız ısı haritasına bakarak, seçildikleri şehrin yurttaşlarının yoğun bulunduğu her yere gideceği yönünde kararlar aldık. Yine eski vekillerimizi, belediye eşbaşkanlarımızı, çalışmalara kattık. Dolayısıyla biz İstanbul’un her tarafından olan 1 milyon 200 bin seçmenimizin tamamını sandığa taşıyacak ve sonuç alacak bir çalışmayı sürdürüyoruz. Bizim oy vermemiş seçmenimiz kalmamalı ve mümkün olduğu kadar yüksek bir oranda bu işi bitirmeliyiz.”
AKP’nin Kürdistan söylemi
AKP’nin İstanbul Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım’ın Diyarbakır’da dile getirdiği “Kürdistan” söylemine ilişkin de konuşan Oluç, AKP’ye “Kürdistan” söylemini söyleten asıl şeyin Kürt halkı ile HDP’nin mücadelesi olduğunu söyledi. Oluç, şunları kaydetti: “Türkiye’de demokrasi mücadelesinin lokomotifi olma açısından baktığımızda HDP çok önemli bir rol oynuyor. Politikamızı ve mücadele alanımızı geliştirme adımlarını hep birlikte atabildik. HDP istediği yerde kazandırıp, istediği yerde kaybettiren bir parti konumundadır. Gücümüzü gösterdik. HDP’yi yok sayma anlayışının geçersiz olduğunu, kaybettirdiğini gösterdik. Kürt halkı ile HDP’nin gücünün ne olduğunu gösterdik. O işte HDP’nin ve Kürt halkının gücüdür; doğru politikasıdır, seçmenlerimizin kararlı duruşudur. Bunu gördüler. Yani batıda istediğimiz yerlerde kaybettirdiğimizi gördüler. İstanbul’da da kaybettirdiğimizi gördüler. Şimdi de acaba böyle bir takım sözler sarf ederek, Kürt halkına iyi bir mesaj verebilir miyiz diye düşünüyorlar.”
Kürt seçmenin tutumu
Kürt seçmeninin tutumuna da dikkat çeken HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, şunları söyledi: “Kürt halkı çok bilinçli bir seçmendir. Türkiye’de yaşanmış olan çeşitli siyasi gelişmeleri en fazla takip eden seçmen, Kürt halkı ve HDP bileşenleridir. Yani anında olanı biteni yorumlayan, buna ilişkin politikalar geliştiren bir halktan ve seçmenden söz ediyoruz. Dolaysısıyla Diyarbakır’da ‘Kürdistan’ sözünün neden söylendiğini ve ne anlama geldiğini çok iyi biliyor. O yüzden hiç kimse Kürt seçmenin tutumundan şüphe duymasın. Binali Yıldırım ‘Kürdistan’ dediği günlerde Bitlis ve Tatvan’da AKP belediyeleri Kürtçe tabelaları indiriyordu. Ortada bir samimiyet ve tutarlı bir politika yok. Birisi orada Kürdistan derken, birileri Kürtçe tabelaları indiriyordu. Bir oy almak için Diyarbakır’a gidip Kürdistan demesi samimi değil. Ama Kürdistan coğrafyasını kabul etmesi, tarihsel olarak o toprakların isminin ne olduğunu telaffuz ediyor olmasının da yine Kürt halkının ve demokratik siyaset içindeki tüm bileşenlerinin gücünü göstermektedir.”