Riha’nın (Urfa) Halfeti ilçesinin Dergili Mahallesi’ne 18 Mayıs’ta Hewag (Bozova) ve Halfeti’de yapılan baskında onlarca kişi, yaşlılar, çocuklar dahi gözaltına alındı. İnsanlığa karşı işlenen suç olan işkence Riha’da aleni yapılıyor. Ayrıca tüm savaş ve çatışmaların altyapısının hazırlandığı yer haline getirildiği de gözden kaçmıyor. İki polisin katledilmesi (Serêkani) ve işkence mağaraları ile gündeme geldi. Gözaltında taciz ve tecavüz gündeminden düşmüyor. Ne kerametse hiçbirinin faili ve sorumlusu ‘peygamberler şehrinde’ bulunamıyor. Halfeti’nin Dergili Mahallesi’nde yaşanan vahşet arasında kadının var oluşunu ve vahşeti teşhir eden bir ses yayıldı. Baronun erkek avukatlarının gözaltı incelemesindeki görüşmede çok çarpıcı bir tümce kurdu. Giden erkek avukatlara ‘bana yaptıkları işkenceyi … kadın avukata söyledim.
Size kolumu gösterebilirim’ diyor. Polis de gözaltındakilere ‘kadına ilişkin her şey yaptık sadece tecavüz etmedik’ diyor. Cinsel işkenceye başvuracak kadar çaresiz vahşi güvenlik düşmanlarını (güvenlik güçlerini) kadın daha gözaltındayken bile dünya aleme duyuran bir direnişin sahibi olmuştur. Ne onların karakolundan, ne hücrelerinden, ne işkencelerinden, ne esir kampları cezaevlerinden ne mahkemelerinden ne de o çokça övündükleri devletlerinden korktu.
Burada açıktan Urfa Cumhuriyet Baş Savcısı’na sesleniyorum, 22 Mayıs’ta yaptığın ‘adli süreç usul ve yasalara uygun şekilde yürütülmektedir’ açıklamana kadının gözaltında uğradığı fiziksel, cinsel, psikolojik işkence de senin adli usul ve yasalarına uygunluğuna denk düştü mü? Kadının etek boyunu gören hakim yüzü gözü yarılmış olanı mahkemede senin usulüne uygun gördü mü?
Biz kadınlar biliyoruz ki devlet; üzerinde iktidarını kuramadığı kentleri yerle bir eder, erkek; üzerinde iktidar kuramadığı kadının bedenini devlet destekli ya kurşun yağmuruna tutar ya da bıçakla paramparça eder. Kadının üzerinde yürütülen 40 uçak, 40 kurşun, 40 bıçak siyasetidir. Devlet denen vahşi yapı; dini, etnik kimliği ele geçirerek cinselliği bir silah gibi çocuklara, kadına karşı kullanması insanlığa karşı işlenen suçtur, ırkçı, cinsiyetçi dini istismar eden adı konmamış bir savaştır. Kadına karşı ilan edilen dünyanın en büyük, en geniş, en uzun süreli savaşın adını kadınlar direnerek koydu. Kadın havadan, karadan, denizden, ulusal, uluslararası açılan siyasal, sosyal, kültürel, ekonomik, fiziksel, psikolojik, cinsel savaş cephelerine karşı da direnişi yaydı.
Halfeti’de işkenceye karşı direnen kadınlar biz kadınların var oluşudur. Utanması gerekenlerin yerine utanmamayı, korkması gerekenlerin yerine korkmamayı işkencecilere, tacizci-tecavüzcülere karşı mücadele eden kadınlar sayesinde var olabiliyoruz, siz bizim en değerli varoluşumuzsunuz.
Siz ki yargıyla insanlığa karşı işlenen suçları yaratan devletin ayıp, günah, yasak kara deliklerini eritensiniz, Erdiç bebelerin yarınısınız. Siz ki biz kadınların var oluşusunuz.