Diyarbakır Barosu Başkan Yardımcısı Gazal Bayram Koluman, şiddete maruz kalan ya da hayatını kaybeden kadın ve çocuk dosyalarında,yargının etkin yürümesive davaların cezası zsonuçlanmaması için dayanışmaya dikkat çekti
Kadına ve çocuğa yönelik taciz, tecavüz ve şiddet her geçen gün artarak devam ediyor. Sokaklara çıkarak bu duruma tepki gösterenler, hükümetin bu konuda adım atmasını talep ediyor. Diyarbakır Baro Başkan Yardımcısı ve Kadın Hakları Danışmanı ve Uygulama Merkezi ve Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi Yönetim Kurulu Sorumlu Koordinatörü Gazal Bayram Koluman, kadına ve çocuğa yönelik taciz, tecavüz ve şiddetin arttığına değinerek, şiddete maruz kalan ya da hayatını kaybeden kadın ve çocuk yargılamalarında, yargının etkin yürümesi ve cezasız sonuçlanmaması için daha fazla dayanışmanın olması gerektiğini vurguladı. Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Ruken Demir’e konuşan Koluman, kadına ve çocuğa yönelik taciz, tecavüz ve şiddetin son günlerde arttığını söyledi. Diyarbakır’da geçen haftalarda avukat Müzeyyen Boylu’nun eşi tarafından katledilmesi ve bir kadın polisin erkek polis tarafından katledilmesine tanıklık ettiklerini hatırlatan Koluman, kadına yönelik şiddetin ve katliamların artmasının nedeninin hem mevcut olan eril zihniyet hem de adli mekanizmalara yansıyan taciz, tecavüz olaylarının cezalandırılmaması olduğunu söyledi. Açıklanan “Yargı Reformu Stratejisi”ni hatırlatan Koluman, şunları söyledi: “Burada bizim asıl sorunumuz mevcut yasal düzenlemenin değişmesi değildir. 6284 dediğimiz sayılı yasanın kadına ve aile içerisindeki şiddete yönelik hazırlanan İstanbul Sözleşmesi ve CEDAW’ı (Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi), da baz alarak toplum üstü çok donanımlı bir yasamız zaten mevcuttur. Asıl sorunumuz bunu uygulamakta. Yani 6284 sayılı yasa kapsamında bir koruma kararı verdiğimiz zaman, bunun yerelde uygulaması hem kolluk marifetiyle hem bu konudaki sorun Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı ya da diğer kurumların koordineli çalışarak kadına yönelecek saldırının önleyici ve koruyucu tedbirlerle hedeflenmesi gerekir. Asıl sorunumuz bu, yoksa bizim yasal mevzuatta çok büyük bir değişikliğe ihtiyacımız yok. Ki çocuklar için de aynı durum geçerli. Çocuğa yönelen fiziksel, cinsel istismarın önüne geçebilmeniz için önleyici ve koruyucu önlemler almanız gerekiyor. Çocuğa temas eden bütün alanların ebeveynlerin, öğretmenlerinin ya da servis şoförünün eğitilmesi gerekiyor.”
İstismara uğrayan korunmalı
Koluman, istimara uğrayan kişinin korunması gerektiğini, aksi takdirde bir başka eylemin istismarcısı olma ihtimaline dönüşebileceğini dile getirdi. Kadına ve çocuğa yönelik şiddete, tacize ve tecavüze karşı birlikte dayanışma halinde olunması gerektiğini belirten Koluman şöyle konuştu: “Siz istismara uğrayan çocuğa mağdur bağlamında tedavi ve onarma sürecini sağladığınız zaman bu çocuğun travmasını toparlamış topluma kazandırmış ve belki de hayatının bir başka yerinde daha travmatize bir eylemle toplum karşısına zarar verici bir boyutta çıkmasının da önüne geçmiş olacaksınız. Adli mekanizmaya yansıyan vakalarla siz bu işi etkin soruşturmadığınız, etkin yargılamadığınız ve ceza yasasında öngörülen azami noktada haksız tahrik indirimi ya da kendi eylemine bir kılıf uydurup bunu indirim adı altında cezalarla neticelendirmezseniz. Bir süre sonra zaten caydırıcı bir rol oynayacak. Yani saldırı, tecavüz, şiddet, öldürme gibi eylemler bu kadar rahat vücut bulmayacak. Daha fazla sesimizi çıkarmak, haykırmak ve şiddete maruz kalan ya da hayatını bu uğurda kaybeden kadın yargılamalarında hep beraber ilgili yargının etkin yürümesi ve cezasız sonuçlanmaması için daha fazla dayanışmaya ihtiyacımız var” dedi.
DİYARBAKIR