Posta Kutusu: 253
Yenişehir – ANKARA
Silivri 9 nolu Cezaevi’nde kalmakta olan Soydan Akay’ın durumu hakkında ağabeyi avukat Veysel Akay’dan aldığımız bilgiler şöyle: “Kardeşim Soydan Akay, 1993 yılında İzmir’de gözaltına alındı. Ağır işkencelerden sonra tutuklandı. Dönemin Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde yargılandı ve müebbet hapis cezası verildi ve o günden bu yana da cezaevinde bulunuyor.
“Bugüne kadar çeşitli cezaevlerinde kalan Soydan Akay, Nisan 2018’den beri, İstanbul-Silivri 9 nolu Cezaevi’nde tek kişilik hücrede tutulmakta. Sürmekte olan açlık grevleri ve ölüm oruçları nedeniyle, kendi koşullarının gündemleştirilmesini istemiyordu. Ancak onun sağlık durumunu ve yaşadığı tecrit durumunu artık kamuoyunun dikkatine sunabileceğimizi düşünüyoruz.
“Yaklaşık üç aydan bu yana kendisine gelen mektuplar verilmediği gibi, kendisinin de dışarıya göndermek istediği mektuplara el konuluyor. Nitekim Soydan Akay’ın Selahattin Demirtaş’a göndermek istediği bir mektuba el konulması hakkında bir karar bulunuyor.
Kendisine yönelik tecrit uygulamaları konusunda, bir avukat olarak, kardeşim Soydan Akay ile bir görüşme yaptım. Görüşme, yasalara aykırı olarak kamerayla kayıt altına alındı. Normalde böylesi bir görüşmeyi kabul etmemem gerekirdi; ancak sadece tecrit durumuna itiraz değil, aynı zamanda kardeşimin prostat ameliyatı hazırlıkları konusunda görüşmem gerekiyordu.
“Yine 19 Nisan 2019 günü yaptığım bu görüşme esnasında Silivri 1. İnfaz Hakimliği’nin 18 Nisan 2019 tarihli kararı, kardeşime tebliğ edildi. Kararda da belirtildiği gibi, bu karara 7 gün içinde itiraz hakkı olduğu halde, karar hemen uygulanmaya başlandı. Bu karara bilahire yapılan itirazın Silivri Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki sonucunu ise bekliyoruz.
Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nin verdiği kararların hukuka aykırı olduğunun gerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi gerekse Anayasa Mahkemesi’nde kabul edilmesi sonrasında Soydan Akay’ın yeniden yargılanması için başvuru yapıldı. Bu konuda verilen mahkeme kararlarına karşı da Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunuldu.”
* * *
Dinar T Tipi Cezaevi’nde yaşanan darp olayları hakkında İnsan Hakları Derneği’ne yapılan başvuru üzerine yaşananları gazetemiz hafta içinde haberleştirmişti. Bu konuyu burada da hatırlatmak istedik: “İnsan Hakları Derneği olarak son iki yıl içerisinde Dinar hapishanesi nezdinde sistematik olarak işkence yapıldığına ilişkin başvurular tarafımıza ulaşmaktadır. Gelen başvurular içerisinde 10 Mayıs 2018 tarihinde Baver Eye’nin başvurusu vardı. Siyasi mahpuslar gardiyanlar tarafından darp edilmişti. 16 Ocak 2019’da Latif Kocatürk’ün ve 13 Şubat 2019’da Muhammet Meşe’nin infaz koruma memurları tarafından işkence gördüklerine dair başvurular var ve bu konuya ilişkin Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne başvurularda bulunmuştuk.
“Son 2 yıl içerisinde farklı zamanlarda Dinar T Tipi Ceza İnfaz Kurumu’ndan mahpuslara kötü muamele uygulandığını ifade eden şikâyetler almaktayız. Bu uygulama genele yayılmış vaziyette ve mahpuslarda bunu anlatma noktasında korku yaşanmakta zira tehdit edildiklerini aileleri aktarmışlardır. Dinar T Tipi Kapalı Cezaevi’nde yaklaşık 2 yıldır devam eden bu darp ve işkence iddialarının yeterli bir şekilde soruşturmasının yapılması ve sorumlular hakkında da gerekli olan işlemlerin yapılması acil duruma gelmiştir. Cezaevinde bulunan tüm mahpuslarla onların güven duyabileceği bir şekilde konuşulması yararlı olacaktır.”
* * *
Açlık grevi ve ölüm orucu eyleminin sonlandırılmasının ardından gazetemize ulaşan ilk mektup, Bolu F Tipi Cezaevi’nden oldu. Bu mektupta Ali Karasaylı isimli mahpusa ait şu bilgiler veriliyordu: “Burada bulunan Ali Karasaylı’nın safra kesesinde kist tespit edilmiş. Kistlerin durumu henüz bilinmiyor. Ancak doktorlar kesin olmamakla birlikte kistlerin kötü huylu olma ihtimalinden söz etmiş. Karasaylı’nın kanının pıhtılaşmaması ve yine ciğerlerinde sorun olduğu için Bolu’da ameliyat edilmemesine ve Ankara’ya sevkine karar verilmiş. Ali Karasaylı, 27 Mayıs 2019 tarihinde Ankara’ya gönderildi.” Mektubun ardından, Ankara İHD’den yetkili kişiler, konuyla ilgilendi ve burada yapılan muayenesinde Ali Karasaylı’daki kistlerin iyi huylu polipler olduğuna karar verildiğini öğrendi. Bolu F Tipi Cezaevi’ne geri gönderilen Karasaylı, ilaçla tedavi edilecekmiş. Bolu’daki mahpuslar adına, hasta ile ilgilenen doktorlara ve İHD’li dostlarımıza teşekkür ediyoruz.
* * *
İzmir-Kırıklar 1 nolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan Güven Usta’nın verdiği bilgiye göre; Çağdaş Aydoğdu, 24 Temmuz 2018 günü, jandarmanın kemer gevşettirme, üzerini çıkarttırma gibi uygulamaları kabul etmediği için hastaneye götürülmedi. Bunun üzerine Aydoğdu, böylesi bir arama yapmak isteyenler hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Savcılık jandarmanın böylesi bir arama yapmasında bir sakınca bulmadı ve “kovuşturmaya yer olmadığına” dair bir karar verdi. Bu kararın ardından, bu kez de jandarma Çağdaş Aydoğdu hakkında suç duyurusunda bulundu. Bunun üzerine, söz konusu savcılık tarafından, bu kez Çağdaş Aydoğdu hakkında “iftira atmak” iddiasıyla iddianame hazırlamış. İnsan gerçekten de diyeceğini bilemiyor.