Yusuf Gürsucu/ İstanbul
AKP’nin tarım politikaları ile temel gıda ihtiyaçları dahi ithalata bağlandı. Bu uygulamaların en önemli örneklerinden birisi fındık üretimi. Üretici üretimden vazgeçirilip, bahçeler tekellerin eline veriliyor
Karadeniz Bölgesi’nin en önemli 2 üretim alanı fındık ve çay. AKP iktidarının anlaşılmaz bir biçimde bölgeden yoğun oy alması ile uyguladığı tarım politikaları arasında ciddi bir zıtlık var. Çay üreticileri her yıl ÇAYKUR’un ve TMO’nun çay fiyatlarını açıklar açıklamaz hemen ardından kota uygulamasına geçerek, çiftçiyi düşük fiyatlarla tüccara mahkum eden politikalar sonrası çiftçiler adeta açlığa mahkum edilirken aynı yöntemin fındık üreticileri üzerinde de oynandığı açıkça görülüyor.
Rekolte ABD’de ilan ediliyor
ABD’nin Florida’da eyaletindeki Ulsulararası Fındık Konseyi toplantısında, Türkiye’nin fındık rekoltesinin 815 bin ton olarak ilan edildiği ve bu yıl ‘fındık çok’ ve ‘fındıkta rekolte yüksek’ gibi bir algı oluşturularak fındık fiyatlarının aşağıya çekildiği ve üreticinin zarar ettirildiği ifade ediliyor. Ordu’nun Fatsa ilçesi Ziraat Odası Başkanı olan Haydar Gürsu, “Haziran ayı gelmeden rekolte açıklanmasının ABD’den geliyor olması fındık üzerinde oynanan oyunların açık göstergesidir” açıklamasını yaptı
Neden ABD’de açıklanıyor?
Başkan Haydar Gürsu konu ile ilgili yaptığı açıklamada, “Dünya fındık üretiminin yüzde 70’ini karşılayan Türkiye, hem üretimde hem ihracatta dünya lideri konumunda. Topraklarımızın 706 bin hektarlık alanında yaklaşık 500 bin çiftçi tarafından kalitesi yüksek fındıklar yetiştiriliyor. Türkiye’nin üretim kaleminde çok önemli bir yere sahip fındıkta hiç ithalat yapılmıyor. Ben, 17 bin kayıtlı çiftçisi bulunan Fatsa Ziraat Odası Başkanı olarak soruyorum, çiftçilerin alın teri olan kendi ürettiğimiz fındıkların rekoltesi neden Türkiye’de Tarım ve Orman Bakanı tarafından açıklanmıyor da ABD de açıklanıyor? Neden biz kendi üretimimize sahip çıkamıyoruz. Konu fındık ise fındığın kalbi olan Ordu da toplantılar, rekolte ve fiyat çalışmaları buradan yapılmalıdır” dedi.
Süreç Zapsu ile başladı!
Dünya Fındık Konseyi üyeliği yapan AKP’nin, daha doğrusu Cumhurbaşkanı R. T. Erdoğan’ın eski yıldızlarından biri olan Cüneyt Zapsu, AKP’nin fındık politikalarını belirleyen isim olduğu biliniyor. Zapsu, aracılık hizmetleri ile İtalyan gıda tekeli olan Ferrero’yu yarattığı spekülasyonlarla Türkiye’de fındık tekeli haline getirdiği belirtiliyor. Ferrero, Fındık’ta Türkiye’ye bağımlı kalmak istemiyoruz türü açıklamalarıyla birlikte Gürcistan, Azerbaycan ve hatta Güney Amerika ülkelerinde kendisine alternatifler aradığını belirtirken aynı zamanda İtalya hükümeti eli ile Avrupa Birliği’nde girişimlerde bulunarak Türkiye’de üretilen fındığın sağlıksız olduğu vb. gibi iddialarla fındık fiyatlarını her yıl aşağıda tutmayı başardığı izleniyor.
Gözleri fındık bahçelerinde
2005 yıllında Cüneyt Zapsu, üreticide tedirginlik yaratarak Ferrero’nun hakimiyet sürecini örmüştü. Yine aynı yol farklı ellerce sürdürülürken, amacın fındık bahçelerini halkın elinden almak olduğu görülebiliyor. Ferrero Tarım Geliştirme Direktörü Ersin Sarısoy yaptığı bir açıklamada, fındık bahçelerinde 55-60 yaş üstü insanların çalıştığını; fakat bunların yenilenip, gerçek anlamda tarımsal uygulamalar yapılması gerektiğini ifade ederek, “Problem olarak gördüğümüz şey, fındık tarımının gerçek anlamda bir değişime ihtiyacı var ve bunun meslek olarak edinilip, geleceğe taşınması gerekiyor. Bahçelerimizde yaşlı diyebileceğimiz 55-60 yaş üstündeki kişiler kalmış durumda. Bunların yenilenip, bahçelerimizin giderek iyileştirilmesi lazım ve gerçek anlamda tarımsal uygulamaların adapte edilmesi gerekiyor” açıklamaları ile şirketin üretimi kontrol altına almaya çalıştığını açıkça göstermişti.
Devletle şirketler el ele
Sarısoy açıklamasında, fındık ağaçlarının yaşlılığından söz etmiyordu. Söz ettiği şey sahiplerinin yaşlı olmaları ve bu nedenle bahçelerin el değiştirmesi gerektiğini ifade ediyordu. Ferrero’nun farklı ülkelerde fındık bahçeleri yaratmaya çalıştığı ve gerekçesi olarak da Türkiye’ye bağımlı kalmak istemedikleri yönündeki açıklamaların nedeni olarak, fındık fiyatlarının yüksekliği ve fındık kalitesinin düşüklüğü gösterilmişti. Eski Tarım Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, “Karadeniz’de fındık bahçelerini toplulaştıracağız. Üreticiden kiralayacağız. Fındığı biz toplayacağız, satıp parasını üreticiye vereceğiz. Üretici parasını bilecek. Devlet bahçeleri özel sektöre de kiralanabilecek” sözleriyle uygulamaya konan programı açıkça ifade etmişti. Üreticileri sıkıştırmaya çalışan bu anlayış devlet-şirket ortaklığı ile sürdürülüyor.