HDP’li Meral Danış Beştaş, Erdoğan’ın açıkladığı ‘Yargı Reformu’nu değerlendirdi. Beştaş ‘Biz bunları çok duyduk. Bu nedenle adını daha net koyduğumuz somut madde değişikliklerine ihtiyaç var’ dedi
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından dün açıklanan Yargı Reform Strateji Belgesi’ni Halkların Demokratik Partisi (HDP) Siirt Milletvekili avukat Meral Danış Beştaş Mezopotamya Ajansı’ndan Selman Güleryüz’e değerlendirdi. Yargı reform paketlerinin en çok da AKP iktidarı döneminde gündeme geldiğini belirten Beştaş, “Açıklanan paketler bir birinin tekrarı olmaktan öteye gidemedi” dedi.
‘Yargıda paket açıklamak bir AKP geleneği’
İktidarın seçim süreçlerinde Avrupa Birliği’ne (AB) uyum süreçleri de başta olmak üzere bir çok kez yargı paketi açıkladığını kaydeden Beştaş, yargı paketi açıklamanın AKP döneminde bir gelenek haline geldiğini ancak bunun daha sonra bizzat iktidar politikalarıyla boşa çıkartıldığına işaret etti.
‘Radikal adımlar atılmalı’
Açıklanan reformlara benzer açıklamaların daha önce de yapıldığını hatırlatan Beştaş, şunları ekledi: “Mesela açıklamada basın yayın özgürlüğünü daha iyi bir hale getirecekleri söylüyorlar ama şuanda basın yayın özgürlüğü yok ki. Paketlerin bir çoğunda aynı kavramlarla olmasa bile, benzer kavramlarla benzer iddialarla açıklandı. Bana göre bu iddialar bir kozmetik özelliğini taşıyor. AKP paket yapmaktan vazgeçip, radikal adımlar atmalı.”
‘Bu sorunu çözmez’
Kişinin hürriyetini etkileyecek cezalarda Yargıtay yolunun yeniden açılması yönündeki maddeyi değerlendiren Beştaş,“Olumlu bir karar ancak sorunu çözmüyor. Çünkü şuanda İstinaf’ta binlerce dava hiçbir şekilde Yargıtay denetiminden geçmeden ve AKP’ye bağlı yargıçlar tarafından onaylanıyor. Sırrı Süreyya Önder ve Selahattin Demirtaş’ın davaları buna örnektir. Türkiye tarihinde propagandadan en üst biçimde ceza aldılar. Davaları Yargıtay’a gitmeden kesinleşti. Bir hukukçu olarak söylüyorum bu iyi bir adım. Ama ne var ki, bu propaganda tanımını tartışmadan, propagandanın içeriğini değiştirmeden, terör tanımını değiştirmeden, sadece istinaftan sonra Yargıtay’a geçmesi sorunu çözmez. Diğer tüm düzenlemeler için de aynı şeyi söylüyorum” ifadesinde bulundu.
‘Bunları çok duyduk’
Türkiye’nin mevcut dönemde tarihinin en ağır adalet bunalımını yaşadığına ifade özgürlüğünün kırıntısının bile olmadığına dikkat çeken Beştaş,“Biz bunları çok duyduk. Bu nedenle adını daha net koyduğumuz somut madde değişikliklerine ihtiyaç var. Yani kanun değişmeli. Bir kere Terörle Mücadele Kanunu (TMK) değişmeli. Cumhurbaşkanı’na hakaretten herkesin gözaltına alınması maddesi değişmeli” dedi.
‘Seçimden bağımsız düşünemeyiz’
Paketin açıklanma zamanına bakıldığında da İstanbul seçimlerinden bağımsız düşünülemeyeceğini dile getiren Beştaş, “Bu İstanbul seçimlerinde de oy kazanma amacıyla yapılan bir hamledir. Zamanlamayı içeriğinden bağımsız söylüyorum. Şuanda biz Meclis Genel Kurulu’nda bir paket görüşüyoruz. Bu torba paketlerinin hepsi İstanbul seçimlerine yönelik. Örneğin; köprüde geçenlerin aldıkları cezaların affını konuşuyoruz. Her seçim öncesi böyle aflar oluyor. Tabi ki seçimden bağımsız düşünemeyiz. İkinci olarak da bu aynı zamanda bir ihtiyaç. Daha dün Kadri Gürsel’e kelepçe takıldı. Yani çok taze bir şey. Halfeti işkence fotoğrafları gözlerimizin önünde” ifadesinde bulundu.
‘İşkence korunuyor’
Beştaş, Erdoğan’ın yargı reformu adı altında açıkladığı “işkenceye sıfır tolerans” iddiasının da karşılığının olmadığını belirterek şunları dile getirdi: “Tam tersine işkence iddiaları gündemden çıkmadı, gündemin merkezindedir. Halfeti’deki olay ve bizim bu olaya dair verdiğimiz önergenin reddedilmesi, Sulh Ceza Hakimi’nin tüm baskıya rağmen şüphelilerin tutulacağı yeri değiştirmesi bir yargı skandalıdır. Hakim verdiği kararla ‘Bu şube de bir işkence var, bu nedenle başka bir şubede tutalım’ diyor. Yani bunun için karar veriyor. Şuanda işkenceye sıfır tolerans değil, işkenceye tam destek var. Ve işkence iddialarının karartılması var. Tam tersine işkencecilerin korunduğu bir dönemden geçiyoruz. “