Mehmet Şah Oruç-Özgür Paksoy/MA
Güncel gelişmeleri değerlendiren DBP Eş Genel Başkanı Arslan, Öcalan’ın çağrısının Türkiye için bir şans olduğunu söyledi. Arslan, Öcalan’ın özgür olmasının hem Ortadoğu’da hemde Türkiye’de barış ve demokrasi için hayati olduğunu belirtti
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısının Türkiye halkları ve iktidarları açısından bir şans olduğunu vurgulayan DBP Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan, bu şansın heba edilmemesi gerektiğini vurguladı. Arslan, “Kürt siyasetinin önceliği Sayın Öcalan’ın özgürlüğü olmalıdır” dedi. Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan, Öcalan üzerindeki tecridi, açlık grevi ve ölüm oruçları ve Öcalan avukatları aracılığıyla yaptığı görüşmeleri değerlendirdi. Tecridin açlık grevi, ölüm orucu ve tecridi protesto etmek amacıyla yaşamına son verenlerin direnişiyle kırıldığını belirten Arslan, “Bir ülkede hukukun yerine getirilmesi için aslında canların feda edilmesine gerek yok. Geldiğimiz nokta, yasaların uygulanmasıdır. Ne yazık ki Türkiye’de yasalar uygulansın diye Kürt gençleri canlarını feda etti. Bu bizler açısından çok acı bir durumdur” dedi. Tecridin kırılmasının bir zafer olduğunu; ancak bu zaferin de ucuz olmadığını vurgulayan Arslan, “Bu tecridin kaldırılması çok değerlidir. Çok büyük bedeller vermek zorunda kaldık” dedi.
‘Tecridin kırılması kazandırdı’
Türkiye’de toplumsal, ekonomik ve siyasal krizin başını alıp gittiğini kaydeden Arslan, bu durumun AKP’yi siyaset yapamaz hale getirdiğini vurgulayarak, şunları söyledi: “Sayın Öcalan demokratik çözüm, toplumsal uzlaşı ve onurlu barışı dile getirdi. Türkiye’de artık sadece Kürtler değil tüm toplum, bir uzlaşıdan, hukukun uygulanmasından bahsediyor. Sayın Öcalan, gerçekten Türkiye’deki bu gerilimli ortamını sonlandırabilmesi için toplumu ve siyaseti rahatlatan 7 maddelik görüş bildiriyor. Bu görüş ile birlikte Türkiye kamuoyuna baktığımızda demokrasiden, Kürt sorunu çözümünden, demokrasiden, kanunların uygulanması ile ilgili tartışmalar yürütülmeye başlandı. Bu tartışmaları yürütenler, Sayın Öcalan’ı çok sevdiklerinden değil. Öcalan, Türkiye’ye bir şans tanıdığını düşünüyorum. Tecridin kalkmasıyla sadece Kürtler değil Türkiye, demokrasi ve özgürlükler kazandı.”
‘Demokrasi ve Öcalan’
Öcalan’ın 1993’ten bugüne kadar Kürt sorunun çözümü ve Türkiye’nin demokratikleşmesi için çok yoğun bir çaba harcadığının altını çizen Arslan, “Kendisi, iktidarlar gibi politik çıkar için yaklaşmıyor. Sorunu gayet yalın ve net bir şekilde ifade ediyor. Bu sorunun çözümü için de makul yöntemlerini ortaya koyuyor. Bunun siyasetini yapıyor. Bu duruş, Türkiye’de kabul görmüştür. Sayın Öcalan’ın yapıcı pozisyonu, barış çabası Türkiye kamuoyu tarafından önemseniyor” diye belirtti. Çözüm süreci adı altında yaşanan sürece değinen Arslan, “Bülent Arınç’tan tutalım Yalçın Akdoğan’a kadar birçok kişi ve çevre, o dönem Sayın Öcalan’ın yapıcı özelliklerinden, bölgedeki siyaseti iyi okuduğundan, makul çözüm önerilerden dem vuruyordu. Bugün politik çıkarları ters düştüğünden ses etmiyorlar ama Sayın Öcalan’ın böylesi bir özelliği ve gücünün olduğunu biliyorlar” ifade etti.
‘Bu şans heba edilmemeli’
Öcalan’ın çağrısının Türkiye halkları ve iktidarları açısından bir şans olduğunu vurgulayan Arslan, şunları söyledi: “Bu şans heba edilmemelidir. 2013 ve 2015 yılları arasında bir görüşme süreci oldu. Tüm eksikliklerine rağmen toplumda gerçekten bir rahatlama sağlandı. İnsanların birbirlerine ön yargıyla bakmadığı bir süreçti. Bu süreç iktidarın kabul etmemesinden kaynaklı akamete uğradı ve bozuldu. 2015’ten bugüne kadar 4 yıllık zaman zarfında öyle acılar yaşandı ki. Kürtler öldürülüyor, katlediliyor, hapse atılıyor ama Kürdistan’da ve Kürtler üzerinde geliştirilen bu hukuksuzluklar ve insanlık dışı uygulamalar sadece Kürtlere acı yaşatmıyor. Türkiye’de gerçekten insani duyguların öldüğü, insanlığın ayaklar altına alındığı, hukukun ve demokrasinin işlemez olduğunu, yasaların rafa kaldırıldığı, adeta çetecilik ve mafyacılığın Türkiye’ye hakim olduğu bir süreç geldi.”
‘Öcalan özgür olmalı’
Öcalan’ın bundan sonra Türkiye’nin barışına katkı sağlayabilmesi için özgür olması gerektiğini vurgulayan Arslan, “Fiziki anlamda rahat çalışabileceği, toplumla, kanaat önderleri, sivil toplum örgütleri ve siyasi partiler ile görüşebileceği ve sorunları dinleyebileceği bir ortam oluşturulmalıdır. Sayın Öcalan özgür olmalıdır. Sayın Öcalan serbest hareket edebilme kabiliyetine ulaştığı zaman Türkiye’nin barışına ve demokrasisine daha fazla katkı sağlar” dedi. Mehmet Aslan şunları ekledi: “Ve Sayın Öcalan’ın çağrılarının altını doldurup hayata geçirilmelidir. Bu hem iktidara hem kamuoyuna görev yüklüyor. Öncelikle de Sayın Öcalan’ın rolünden bahseden Kürt siyasetine bu görevi yüklüyor. Türkiye’de gerçekten sorunların çözümüne katkı sunabilmesi için Sayın Öcalan’ın önünün açılması gerekir. Ve ben bunun Kürt siyasetinin öncelikli görevlerinin arasında olması gerektiğini düşünüyorum.”