Türkiye’nin tahıl ambarı olarak bilinen Konya Ovası’nda kanola ekimi geçtiğimiz yıl 20 bin dekar olan ekim alanı bu sene 100 bin dekara ulaştı. Ziraat Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Prof. Dr. Süleyman Soylu, az su isteyen ve kârlı bir ürün olduğu için de çiftçilerce tercih edildiğini belirterek, “Büyük bir sıçrayış var. Bunun her sene artacağını düşünüyoruz. Ovanın yeni gözdesi kanola diyebiliriz” dedi.
Türkiye’de 38 bin 873 kilometrekare yüzölçümüyle en büyük kent olan Konya’da arazinin yüzde 55’i tarım alanı olarak kullanılıyor. En çok tahıl ürünleri yetiştirildiğinden Türkiye’nin tahıl ambarı olarak biliniyor. Buğday üretimi birinci sırada yer alırken, yıllık ortalama 2.5 milyon ton buğday yetişiyordu. 2019 yılında buğdaydan arpaya yaklaşık yüzde 5, buğdaydan kanola üretimlerine ise yüzde 10’a varan bir kayma yaşandığı ve buğday ekim alanlarının her geçen yıl azaldığı belirtiliyor. Kanola ekim alanının Konya Ovası’nda günden güne arttığını ifaden eden Başkan Soylu, “Türkiye’de 2000 yılında 92 milyon dekar alanda buğday ekimi yapılırken, 2017 yılında 77 milyon dekar alanda buğday ekimi yapılmıştır. Aynı dönemde 49 milyon ton buğday ithal edilirken bu yılın ilk yarısında ise 3 milyon ton buğday ithal edilmiştir” dedi. Soylu, kanolanın geçmiş yıllarda 3-5 bin dekar ekim alanı varken, geçen yıl 20 bin dekara ulaştığını bu yıl ise ciddi bir patlama yaşanarak Konya Ovası’nda 100 bin dekarın üzerine çıktığını belirtti.
Destek kanolaya
Kanola için kilogram başına 50 kuruş devletin desteğinin olduğunu ifade eden Soylu, “Devletin kilogram başına 50 kuruş prim desteği de var. Bu da ciddi anlamda üreticiyi memnun ediyor. Fiyatlar son iki yıldır oldukça cazip. Geçen yıl iki liranın üzerinde gerçekleşti. Devlet desteğini de içerisine koyduğunuzda ciddi anlamda oldukça karlı. Ovanın gözbebeği kanola oldu” diye belirtti. Kanola ekim alanının ilerleyen yıllarda da artacağını düşündüklerini belirten Soylu, “Eğer bu trend devam ederse önümüzdeki yıllarda kanola ekim alanının ovada daha da artacağını tahmin ediyoruz” dedi.
Kalp hasarına sebep oluyor
AKP iktidarının temel gıda ürünü olan buğdayı ithalata bağlarkenkanola gibi biyodizel amaçlı bitkisel üretimlere destek veriyor. Diğer yandan gıda sanayisinde kullanılan ve bitkisel olduğundan kullanımı yaygınlaşayan kanola yağı üzerinde yapılan araştırmalar sürmektedir. Hayvanlar üzerinde yapılan deneyler sonucunda insan sağlığına zararlı olabileceği ortaya çıkmıştır. Kalp hasarlarına sebep olması en temel zararı olup bunun yanında insan ve hayvanlarda anfizem hastalıklarına, kansızlık, kabızlık, aşırı duyarlılık, körlük gibi hastalıklara neden olabilmektedir. Bu zararların ortaya çıkması ile bazı ülkelerde satışı dolayısıyla da kullanımı yasaklanmıştır. Yasak olduğu dönemde (İngiltere ve Avrupa’da 1881- 1996 yılları arasında) insanlar kullanmasa da hayvan yemlerinde kolza bitkisi kullanılmış ve “deli dana” hastalığı görülmüştür.
Zehirli bitki kanola
Kanola yağı, kolza bitki tohumlarının genetik yollarla ıslah edilmesiyle elde edilmiş tohumlardan üretilen bir yağ çeşididir. Kanada tarafından geliştirilip tüm dünyaya yayıldığı için ‘Canadian Oil, Low Acid’ olarak bilinmektedir. Uzun yıllar makinelerde özellikle de buharlı makinelerde yağlama amaçlı kullanılmış ve 1950 yıllarında market raflarında yer almaya başlamıştır. Kolza; bitkisel yağlar içinde en zehirli olan bitkidir. Öyle ki zehirli olduklarından dolayı hayvanlar bile yemezler. Kanola biyodizel ve biyoetanol elde etmek amacıyla tüm dünyada artarken benzer artış Türkiye’de de yaşanmakta
EKOLOJİ SERVİSİ