Son dönemin en geniş katılımlı eylemi, PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan gelen çağrıyla son buldu.
Leyla Güven ile 7 bine yakın tutuklu ve hükümlünün sürdürdüğü açlık grevi PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısı üzerine dün sona erdi. Bu süreçte Beyaz Tülbentliler adıyla öne çıkan tutuklu annelerinin cezaevleri önündeki nöbetleri etkili oldu. PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın dün açlık grevlerinin bitirilmesi yönündeki çağrısında da özel selamlarını ileten anneler, ilk önce Gebze Cezaevi önünde nöbet tutmuş, insanlık dışı muameleye rağmen sürdürülen nöbet, İstanbul, Diyarbakır, Batman, Van, İzmir, Ankara, Adana, Mardin, Şırnak, Mersin gibi kentlere yayılmıştı. Açlık grevi eylemleri 7’si tutuklu 8 kişi de tecridi protesto etmek için yaşamlarına son verdi. Tüm amaç 1999’da götürüldüğü İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Cezaevi’nde olağan üstü koşullar altında tutulan, 2011’den bu yana avukatlarıyla, 2015’ten bu yana ise İmralı Heyeti ile görüştürülmeyen Öcalan’ın anayasal haklarının tanınmasıydı.
Açlık grevleri ile başlayan, ölüm orucuyla yetkililere açık uyarının yapıldığı bu süreç 2 Mayıs’ta ilk kazanımını elde etmişti. Öcalan’ın avukatları Newroz Uysal ve Rezan Sarıca, görüş yasağı getiren mahkeme kararının kaldırılmasıyla İmralı Adası’na gidebilmişti. Bu süreçte Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) aralarında İmralı Cezaevi’nin de bulunduğu pek çok cezaevini ziyaret etmişti. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül de avukat yasağının kalktığını duyurmuştu. Ancak 22 Mayıs’a kadar avukatların görüş için yaptığı başvurular yanıtsız kalmıştı. Son dönemlerin en geniş tabanlı eylemi olarak tarihe geçen açlık grevi ve ölüm orucu eyleminin önemli gelişmelerini derledik.
Tecride karşı yaşamlarına son verdiler
Tecridi protesto etmek için şimdiye kadar 8 kişi yaşamına son verdi. Almanya’nın Krefeld kentinde 20 Şubat tarihinde mahkeme önünde bedenini ateşe veren Uğur Şakar, tedavi gördüğü hastanede 22 Mart’ta yaşamını yitirmişti. Tecridi protesto etmek amacıyla Zülküf Gezen (33) 17 Mart’ta Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nde, Ayten Beçet (24) 23 Mart’ta Gebze Kadın Kapalı Cezaevi’nde, Zehra Sağlam (23) 24 Mart’ta Oltu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde, Medya Çınar (24) 25 Mart’ta Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi’nde, Yonca Akici 1 Nisan Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’nde, Siraç Yüksek 2 Nisan’da Osmaniye 2 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde, Mahsum Pamay ise 5 Nisan’da Elazığ 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde yaşamına son verdi. Yaşamına son veren 7 tutuklunun cenazeleri polis tarafından gece yarısı adeta kaçırılarak ve dini vecibeleri yerine getirilmeden toprağa verildi.
30 tutuklu ölüm orucundaydı
Cezaevlerinde binlerce tutuklunun başlattığı eyleme katılan Aslı Doğan ve Ardıl Çeşme Gebze Kadın Kapalı Cezaevi’nde; Zozan Çiçek, Şükran Aydın ve Nesrin Akgül Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde; Ahmet Topkaya, Ferhat Turgay, Abdulhalik Kaplan, Enver Dönmez ve Ergin Akhan Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’nde; İhsan Bulut, Özhan Ceyhan, Vedat Özağar, Erol Cengiz ve Ahmet Anığı ise Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde 30 Nisan tarihi itibariyle eylemlerini ölüm orucuna çevirdi. Birinci ölüm orucu grubunun eylemi 27 gün devam etti. Yine 10 Mayıs’tan itibaren ölüm orucu eylemine ikinci 15 kişilik grup katıldı. Kandıra Cezaevi’nde Yaşar Cinbaş, Muhammed İnal, Diyadin Akdemir ve Engin Kahraman; Bolu F Tipi Cezaevi’nde İbrahim Doğan, Ahmet Emin Eren ve Mustafa Taştan; Patnos Cezaevi’nde Senar Efe, Burhan Şık, Faysal Atak ve Şafii Kayhan; Tekirdağ 1 No’lu Cezaevi’nde Reşat Özdil; Tekirdağ 2 No’lu Cezaevi’nde Zeki Bayhan ve Yılmaz Yıldız; Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde Sait Öztürk ise 10 Mayıs’ta başlattıkları ölüm orucu eylemini 17 gün devam ettirdi.
7 bine yakın tutuklu eylemdeydi
66 cezaevinde 300’ün üzerinde tutuklunun başlattığı açlık grevi eylemi 162 gün sürerken hükümetin sessizliği karşısında 1 Mart’ta tüm cezaevlerinde yaklaşık 7 bin tutuklu süresiz-dönüşümsüz açlık grevine başladı. Açlık grevinin başlamasıyla cezaevlerinde hak ihlalleri artarken, cezaevi müdürleri ve gardiyanlar tarafından çeşitli psikolojik baskılara maruz kalan tutukluların cevabı, “Tecrit kaldırılıncaya kadar eylemimiz devam edecek” oldu.
Dünyanın birçok yerine yayıldı
Açlık grevleri dünyanın birçok yerine yayıldı. Aynı taleple Federe Kürdistan Bölgesi’nin Hewlêr kentinde açlık grevine başlayan HDP üyesi Nasır Yağız 187, Maxmur Kampı’nda bulunan Fadile Tok’un eylemi 127, Germiyan’a bağlı Kelar ilçesinde Herêm Mahmud’un eylemi ise 92 gün sürdü. Süleymaniye’de bulunan Mervan Memduh Özdemir ise 14 gün ölüm orucunda kaldı. Yine Fransa’nın Strasburg kentinde 14 kişinin ve Galler’de İmam Şiş’in eylemi 161 gün boyunca devam etti.
Tahliye sonrası eylemleri sürdü
Erzincan T Tipi Kapalı Cezaevi’nde 7 Ocak’ta açlık grevine başlayan Sedat Akın, tahliye edilmesi ardından eylemini Batman’daki evinde; Gurbet Ektiren, Bakırköy Cezaevi’nde 15 Ocak’ta başladığı açlık grevi eylemini tahliye olduğu 8 Mart’tan bu yana Mardin’in Derik ilçesindeki evinde; İhsan Sinmiş (56), 1 Mart’ta Silivri Cezaevi’nde başladığı açlık grevini 11 Mart’ta tahliye olduktan sonra İstanbul Küçükçekmece’deki evinde; Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi’ndeki Murat Aksin, 15 Mart’ta başladığı eyleme, 25 Mart’ta tahliye edildikten sonra Derik’teki evinde; Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi’nde 5 Ocak’ta açlık grevine başlayan Mahsun Şen, eylemini tahliye olduğu 17 Nisan’dan sonra Derik’teki evinde; HDP Ceylanpınar ilçe eski Eşbaşkanı Hızni Kılınç, 1 Mart’ta başladığı açlık grevini, 13 Mayıs’ta tahliye edildikten sonra Ceylanpınar’daki evinde; Diyarbakır’daki HDP binasında açlık grevine başlaması üzerine gözaltına alınıp tutuklanan İsmet Yıldız 29 Mart’ta, Sevican Yaşar 2 Nisan’da, Salih Tekin ve Bilal Özgezer ise 5 Nisan’da tahliye edildikten sonra eylemi evinde sürdürdü.
3 milletvekili de açlık grevindeydi
Cezaevlerindeki eyleme 3 Mart’ta HDP Milletvekili Dersim Dağ partisinin Diyarbakır il binasında açlık grevine başlayarak dahil oldu. HDP’li vekille birlikte bazı yurttaşlar da açlık grevine girdi. Ancak bu eylemciler polisin HDP’ye yaptığı baskında gözaltına alınıp tutuklandı. Bunun üzerine 8 Mart’ta HDP Milletvekilleri Tayip Temel ve Murat Sarısaç da Dersim Dağ ile birlikte açlık grevine girdi. Bu süreçte de parti binası defalarca basıldı, kapı ve camları kırıldı, vekiller darp edildi. Buna rağmen eylemlerini sürdüren milletvekilleri her gün Diyarbakır halkı başta olmak üzere birçok kesim tarafından ziyaret edildi.
Anneler her gün alanlardaydı
Tutukluların aylarca süren eylemine hükümetin sessiz kalması sonucu, tutuklu aileleri 9 Nisan’da Gebze M Tipi Kapalı Cezaevi önünde oturma eylemi başlatarak çocuklarının sesine ses olacaklarını açıkladı. 19 Nisan’da Gebze Cezaevi önüne gitmek isteyen 6 anne polisin taciz ve ağır saldırılarıyla karşı karşıya kaldı. İnfial yaratan bu olay siyasi kimliği farketmeksizin bir çok kesimin tepkisine neden oldu. Bu olayın ardından anneler “Ne olursa olsun biz tecrit kaldırılana kadar eylemlere son vermeyeceğiz” diyerek saldırılar karşısında kararlılıklarını kamuoyuna net bir dille ifade etti. Bu açıklamanın ardından annelerin eylemi, Diyarbakır, Dersim, İstanbul, Batman, İzmir gibi birçok yere yayıldı. Kamuoyunun hafızasına ‘Beyaz Tülbentliler’in eylemi’ olarak kazınan eylemler 14 Mayıs günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne taşındı. Annelerin eylemi HDP grup toplantısının yapıldığı salonda 5 gün sürdü. Anneler darp edildi, gözaltına alındı ve ağır hakaretlere maruz kaldı.
Eylemi 200 gün sürdü
DTK Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecridin kaldırılması talebiyle 8 Kasım 2018’de Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde açlık grevine başladı. 25 Ocak’ta tahliye olan güven eylemini Diyarbakır Bağlar’da bulunan evinde sürdürdü. Güven, 200 günlük eylem süresince siyasetçi, akademisyen, aydın, yazar başta olmak üzere bir çok kişi tarafından ziyaret edildi
HABER MERKEZİ