Nafaka hakkı daha Meclis’ten geçirilmeden fiilen gasp edilmeye başlandı bile. Muhalefet ve toplumdan yeteri kadar tepki gelmeyince, şimdi de kadınların evlilik sırasında edinilen haklarına göz dikildi.
AKP iktidarının uzun zamandır boşanan kadınların nafaka hakkına ‘göz diken’ çalışmaları biliniyor. Kadın örgütlerinin eylemleri ve topluma anlatmaya çalıştıkları nafaka hakkının içeriği de bu anti çalışmaları geriletmeye yetmedi. Çünkü asıl meselenin nafaka olmadığı, kadının aileye hapsedilmesi ve erkeğe tabi edilmesiyle ilgili bir süreç olduğu aşikardı. Ve nafaka hakkı gasp edilmeye çalışılırken, bu hakkın gasp edilmesi daha henüz meclisten geçirilmemişken, mahkemelerin karar yokken kararı fiilen uyguladıkları haberleri gelmeye başladı bile.
Geçersiz iddialar
Nafaka hakkına yönelik saldırı ve gasp edilmeye çalışılmasına yönelik uygulamalarından sonra şimdi de aynı şey evlilik sırasında edinilmiş malların boşanmayla birlikte paylaşımına karşı yapılmaya başlandı. Yani mal paylaşımı rejimi. Duvar’da yer alan bir haberde, ismi verilmeyen bir AKP’li milletvekili, ‘İstanbul’da bir grup seçmenin 2002 yılında yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu’ndan şikayet ettiğini’ söylüyor. Evlilikte edinilmiş malların ortak paylaşımını öngören düzenlemenin değiştirilmesini isteyen bu seçmenler, “Boşanıyorsun, kadın çocuğu bırakıyor, bir de evin yarısını alıp gidiyor. Bu mal paylaşımı rejimi kadını zenginleştiriyor, bizi fakirleştiriyor. Bu mutlaka kaldırılmalı, değiştirilmeli” diyormuş!
AKP bunu hep yapıyor
Aynı milletvekili “nafakaya sınır” getirilmesi talebiyle sık sık karşılaştığını ama bu talep karşısında ise ‘ne diyeceğini bilemediğini’ söylemiş. AKP bunu hep yapıyor. Önce kadınların kazanılmış haklarından biri seçiliyor, sonra herhangi bir vesileyle medyaya yansıtılıyor, sonra da bu ‘seçmenin sıkıntısı’, seçmenin talebi’, ‘mağdur halk’ şeklinde servis ediliyor. Ne hikmetse bu seçmenlerin ve ‘mağdur halk’ın hepsi de erkek!
Boşanmada mal paylaşımı eşit değil
Boşanmada mal paylaşımı yüzde 50, yüzde 50 değil. Boşanma sonrasında diğer tarafın adına kayıtlı mallarda kendisinin de alım esnasında payı olduğunu iddia eden tarafa edinilmiş payı oranında mal verilir. 1 Ocak 2002’de DSPMHP-ANAP koalisyon hükümeti sırasında Adalet Bakanı olan Hikmet Sami Türk zamanında TBMM’den geçirilen Medeni Kanun sonrasında, ayrı bir sözleşme yapılmamış ise mal birliği ilkesi geçerli. Daha önceki yıllarda ise mal kimin üzerine kayıtlıysa ona ait oluyordu.
KADIN SERVİSİ