Torun Center inşaatında 10 işçinin yaşamını yitirdiği iş cinayeti davasına bakan İstinaf Mahkemesi, sanıklara verilen para cezasını onadı
İstanbul Mecidiyeköy’de bulunan Torun Center inşaatında 6 Eylül 2014 günü, asansörün 32’inci kattan zemine çakılması sonucu 10 işçinin yaşamını yitirmesiyle ilgili verilen kararı, İstinaf Mahkemesi onadı.
Olayla iligli açılan dava sonucunda 2’si Torunlar, 4’ü asansör firması, 3’ü iş güvenliği firması personeli olmak üzere 9 kişiye 8 yıl 4 ay hapis cezası veren İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, “iyi hal” gerekçesiyle bu cezayı her bir sanık için 60 bin 800 TL adli para cezasına dönüştürdü. Torunlar, Geda Majör ve NCA iş güvenliği firmalarının bir kısmı yönetici konumdaki diğer personeliyle ilgili ise beraat kararı verildi.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesi de mahkemenin verdiği bu kararı onadı.
‘Kamu görevlisi cezalandırılmadı’
Mahkeme kararı sonrası işçi ailelerinin avukatları davayla ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada “İş kazalarında ölümlerin yüzde 100 önlenebilirliği bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Ülkemizin iş cinayetlerinde Avrupa’da birinci, dünyada 3. sırada olmasının tek nedeni, patronların kar hırsı ve hızlı üretim baskısıyla iş güvenliği tedbirlerini almaması, devletin iş güvenliği tedbirlerini denetlememesi ve yargısal düzeyde de cezaların caydırıcı olmamasıdır” dedi. Pek çok iş cinayeti yargılama sürecinde yaşananların Torunlar iş cinayetinde de tekrar ettiği belirtilen açıklamada, “Savcılığın Torunlar patronları hakkında takipsizlik kararı vermesi patronlar için cezasızlık anlamına gelmiştir. Bu kararla ilgili Anayasa Mahkemesinin kararı da ne yazık ki, topu taca atmış, soruşturmasız ve kovuşturmasız nasıl ortaya çıkacağı izah edilmeyen yeni delillere havale etmiştir. Uzun süren çabalarımıza rağmen hiçbir kamu görevlisi cezalandırılmamıştır” denildi.
‘En az 20 yıl hapis cezası almaları gerekirdi’
10 işçinin yaşamına mal olan iş cinayetinin, patronların kârı için onların bilgisi ve gözetimi altında örgütlenen ve sürdürülen, güvencesiz/hızlı üretime dayalı üretim sürecinin sonucu olduğu belirtilen açıklama şöyle devam etti: “Asansörler daha önce defalarca katlardan düşmüştür, yasak olmasına rağmen asansörlerin kapılar açık olarak ve limit durdurucular devre dışı bırakılarak çalıştırılmasına izin verilmiştir. İş cinayeti, 32. kattan düşme halinde ölümün gerçekleşeceği öngörülmesine rağmen; asansörün çıkmaması gereken kata çıkabilmesi için limit durdurucuların devre dışı bırakılması nedeniyle gerçekleşmiştir. Bunun ceza hukukundaki karşılığı olası kasttır ve bundan sorumlu olan yöneticilerin her bir işçi için en az 20 yıl hapisle cezalandırılması gerekir.”
Bu karar bağımsız ve tarafsız yargının kararıdır
Torunlar Center ile ilgili verilen kararın cezasızlıkla ödüllendirildiği belirtilen açıklamanın devamında şunlar kaydedildi:
“Ancak, ne yazık ki, öncelikle, aynı zamanda genel müdür olup üretim sürecinden sorumlu olan patronlar ve yöneticiler, eşitlik ve adalet ilkesiyle bağdaşmayacak şekilde takipsizlik ve beraat kararlarıyla, cezasızlıkla ödüllendirilmişlerdir. Bu kararların anlamı, işçinin sadece emeğinin değil, hayatının da sermayenin varlığına armağan edilmesidir. Beraat kararları aleyhine Yargıtaya, kesinleşmiş para cezasıyla ilgili kararlar aleyhine Anayasa Mahkemesine başvuracağız. Yargıtay ve Anayasa Mahkemesinin bu kez hukuken tutarlı bir değerlendirme yapmasını ve işçi hayatına, ailelerin acısına saygı gösteren bir karar vermesini; işçi sendikaları, emek ve meslek örgütleri başta olmak üzere kamuoyunu davayı takip etmeye çağırıyoruz.
19. Ceza Dairesi, hiçbir hukuki tartışma yapmadan, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin adaletsiz olduğu kadar vicdanları da yaralayan kararını onamıştır. Bu karar bir kez daha bağımsız ve tarafsız bir yargının olmadığının teyidi olmuştur. Bu kararla birlikte yargılama sürecinin bir bölümü, bir adli cinayet olarak tarihe geçmiş oldu.”
Açıklamada, verilen beraat kararları açısından ise Yargıtay nezdinde temyiz yolunun açık olduğu belirtildi.