Geçtiğimiz hafta en yüksek perdeden ‘erkek adalet değil gerçek adalet ‘ diye haykırdığımız bir haftaydı. 14 Mayıs’ta, kendisine sistematik şiddet uygulayan kocasını yine bir şiddet anında hayatını kurtarmak için öldürmek zorunda kalan Aylin Işık’ın, 15 Mayıs’ta, bir plazanın 20. katından atılarak öldürülen Şule Çet’in ve yine aynı gün boşandıktan sonra dahi eski kocasının şiddetine maruz kalıp olay anında yine bu şiddetlerden birinden eski kocasını öldürmek zorunda kalarak hayatını kurtaran Name Öztürk’ün, 16 Mayıs’ta da 2012’den beri hapishanede olan ve herkesin gözü önünde kocasının eniştesinin tehditlerine, tecavüzüne uğrayan, buna maruz bırakılan Nevin Yıldırım’ın duruşması gerçekleşti.
Aylin kocasını öldürdüğü için ceza aldı, Name’nin istinaf mahkemesinde görülen duruşmasında tahliye çıktı ama onun için indirimli de olsa ceza istendi, iki erkek tarafından öldürülen Şule’nin duruşmasında sanıklardan biri Şule’nin babasına ‘kızına sahip çıksaydın’ diye bağırdı, Nevin Yıldırım’ın Yargıtay kararı 23 Mayıs’ta, Name’nin istinaf kararı ise 24 Mayıs’ta açıklanacak.
19 Mayıs günü ise 3 farklı ilden 3 kadın cinayeti haberi geldi
Aydın’ın Çine ilçesinde çiftçilik yapan erkek, 29 yıllık eşini 15 yerinden bıçaklayarak, öldürdü. Katil koca, jandarmaya teslim oldu. Öldürülen kadının adı Nergis Yavaş.
Dersim’in Hozat ilçesinin Geçimli köyünde yaşayan bir kadının hayvanlarını otlatmak için götürdüğü merada cansız bedeni bulundu. Kadının dövüldüğü ve sonra başına 2 el ateş edildiği ortaya çıktı. Kadın katilleri aranıyor. Öldürülen kadının adı Sakine Oğuz.
Diyarbakır’ın Kayapınar ilçesinde benim de meslektaşım olan ve Diyarbakır Barosu üyesi Müzeyyen Boylu, 1.5 yıldır boşanmak istediği hekim kocası tarafından 14 el ateş edilerek ve çocuklarının gözleri önünde öldürüldü. Müzeyyen Boylu daha önce de kocası aleyhine uzaklaştırma kararı almış, katil koca 1.5 yıl içerisinde birkaç kez daha Müzeyyen Boylu’yu öldürmeye teşebbüs etmiş.
Kadınlar göz göre göre öldürülüyor ve bunun adı kadın katliamıdır. Her sınıftan, statüden ve kimlikten erkekler kadınlara şiddet uyguluyor, kadınlara tecavüz ediyor, onları öldürüyor. Erkek şiddeti göstere göstere sürerken, kadınları korumak ama en başta da şiddeti önlemek için hiçbir adım atılmıyor, düzenleme yapılmıyor. Kadınlar türlü sebeplerle ve biçimlerde erkekler tarafından öldürülüyorlar. Kiminin kocası, kiminin patronu, kiminin amiri, kiminin hiçbir şeyi olan erkekler kadınların hayatlarını ellerinden alıyor. Onların canı alınırken hiçbir şey yapmayanlar, onlar bu şiddetin içinden can havliyle ve meşru savunma ile çıkabildiğinde ise onları cezalandırıyor, hapsediyorlar. Bunun adı da kadın düşmanlığıdır.
Kadın düşmanlarına en güzel yanıt ise kadın dayanışması ve feminist mücadele. Bu dayanışmayı diri tutmaya en çok şimdilerde ihtiyacımız var.
O nedenle 23 Mayıs’ta Ankara’da Yargıtay’da Nevin Yıldırım için, 24 Mayıs’ta İstanbul’da Bölge Adliye Mahkemesi’nde de Name Öztürk için gerçek adalet istemeye, Nevin’in ve Name’nin sesi olmaya…