Federe Kürdistan Bölgesi’ndeki anayasa tasarısını değerlendiren yargıç Rizgar Mihemed Emin, meşru bir yönetim için anayasanın temel bir ihtiyaç olduğunu söyledi.
Irak’ın eski devrik Cumhurbaşkanı Saddam Hüseyin’in yargılamasında yer alanKürdistan Bölgesi Yüksek Temyiz Mahkemesi Hakimi Hakim Rizgar Mihemed Emin, Federe Kürdistan Bölgesi’ndeki anayasa çalışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu
Rojnews’e konuşan Emin, federal bir bölgede anayasanın önemine ilişkin “Irak Anayasası’nın 120 ve 121. maddelerine göre, bölgeler kendi Anayasalarını oluşturabilir” değerlendirmesi yaptı.
Federe Kürdistan Bölgesi’nin Anayasa tasarısını değerlendiren Emin, şöyle dedi: “Irak kurulduğundan itibaren anayasası olan bir devlettir. Melik Feysel ilk konuşmasında anayasayı yazması için bir meclis kuracağını söylemişti. Temel bir anayasa oluşturdu. Bana göre, Irak’taki 1957 darbesinden sonra anayasal süreçten anayasal olmayan bir sürece geçildi. Devlet yönetimleri ve toplum fertlerinde yasalara saygı gösterme kültürü oluşmamış. Yönetim, iktidar için ne zaman fırsat doğarsa anayasayı bir tarafa bırakıyor. Örneğin işkence yasak ama işkence var. İnsanlar yasa dışı bir şekilde gözaltına alınıp,tutuklanıyor. Bir ülkede işkence varsa o ülkede yasalar yoktur. Bir ülke iyi bir anayasa ile insan haklarını koruyabilir. Ancak ülkedeki yurttaşlar, insan hakları konusunda bilinçlendirilirse anayasa olmaksızın da insan hakları korunabilir.”
Federe Kürdistan Bölgesi’nin anayasa tasarısında Kerkük ve 140. maddenin kapsadığı bölgelerin Kürdistan Bölgesi’ne ait olduğu belirlemesini de değerlendiren Emin, “Anayasa tasarını hazırlayanlar devlet için anayasayı oluşturmuşlar. O yüzden şimdi sorumluluk almaktan korkuyorlar. Diyorlar ki, Kerkük ve tartışmalı bölgelerden bahsetmeyin, buralar zaten bize kalacaktır. Kendileri de bu durumun Irak Anayasası’na uygun olmadığını biliyor. Başka çarelerinin olmadığından dem vurup bağımsız bir devlet için anayasa tasarısını hazırlıyorlar” ifadelerini kullandı.
Emin, meşru bir yönetim için anayasanın ihtiyaç olduğunu belirterek şöyle dedi: “Siyasi bir yönetim saygı görmek istiyorsa, meşru olmalıdır. Yönetim meşrutiyetinin bir kısmını seçimden alır, bir kısmını ise anayasadan alır. Yönetimlerin nasıl paylaştırılacağını belirler. Hak ve özgürlükleri belirler. Anayasa yoksa mutlak bir yönetim vardır.”
SÜLEYMANIYE