YSK’nin mazbataları iptal, seçimleri yenileme, ikinci sıradaki adayları atama ve kayyum atamalarına yol açma gibi hukuksuz kararları mağduriyetlere ve demokratik siyaseti tasfiye etme çabalarına dönüştü. İstanbul seçiminin yenilenmesi kararı ise hukuksuzluğun kamuoyunda yoğun bir şekilde tartışılmasını sağladı. Mağduriyet mücadelesi toplumun vicdanında yer eden İmamoğlu’na tüm demokratik kesimlerden ve sanat camiasından geniş bir destek gelmesi AKP-MHP ittifakını tedirgin etti. Bahçeli’nin ve ardından Erdoğan’ın sanatçıların siyasete karışmamasını istemeleri, sanat ve siyaset ilişkisini irdelememizi gerektiriyor.
Sanat ve siyaset tarih boyunca iç içe geçmiş iki temel olgudur. Felsefi olarak insanın içsel ve dışsal çatışması bu iki olgunun en önemli dinamiğini oluşturmaktadır. Tarihinin her döneminde varlığını sürdüren sanat ve siyaset ilişkisi birbirlerini diyalektik olarak etkilemiştir. Sancılı politik süreçler toplumsal hafızada nasıl önemli bir etki yaratıyorsa sanatın hafızasında da aynı etkileri bırakmıştır. Bu nedenle geçmişten günümüze pek çok politik imaj içeren eser kalmış ve bu eserler dönemin politik sorunlarını sanatın özgün ve estetik anlatımıyla silinmez hale getirmiştir.
Devlet iktidarı sanatı kendi siyasal çıkarları için bir araç olarak kullanır. Devletin ve hükümetlerin tahakkümü sanatsal özgürlükleri kıskaca alırken, rejimin bekası için sanat ve sanatçılar en hafif deyimiyle hizaya sokulur. Devlet ve hükümet karşılığı olmayan hiçbir destek vermeyeceği için sanatçının emeğinin karşılığını alması ve sanatını geliştirmesi zorlaşır. Bu da sanatçıyı devletle ve iktidarla geçici uzlaşmalara sokabilir. Bu bakımdan bir sanatçının her şeyden önce toplumsal bir desteğe ihtiyacı vardır. Ancak toplumsal sorunlara duyarlı olan sanatçılar bu desteğe layık olacaktır.
Sanat doğası gereği devrimcidir. Var olanı yıkar, yerine yeniyi önerir, sanatçı da hakikate ulaşmak için sanatın araçlarından, imgelerden yola çıkarak sözünü söyleyendir. Sanat, insanların hem duygularını hem de düşüncelerini soyut bir yolla değil, imgelerle belirtir. Sanatçı bir sanat emekçisi, yaratıcı bir üreticidir. Kapitalist sömürü düzeninde sanatın kendine özgü form ve değerleriyle sanat yaparken iktidar ve sermaye karşısında dik durabilendir. Piyasa çarkına kendisini kaptırmayan, kendisini rekabetçi ve faydacı bir kimliğe teslim etmeyendir.
Kapitalist sistemde sanat eserleri bir meta haline getirilmiştir. Sanat eserinin metalaştırılmasına ve piyasalaşmaya karşı çıkan sanatçı, kapitalist sistemin kuşatmalarına karşın, toplumsal değerlere sahip, kolektif bilincin taşıyıcısı ve kendi eylemlerinin öznesi olmalıdır. Sanatçı kapitalist sömürü düzeninde kendi doğallığını ve doğasını koruyabilen, iktidarın dayatmalarına karşı sanatsal tavır üretendir.
Sanatçı kendisini siyasal ve toplumsal süreçlerden soyutlayamaz. Yoğun emek sömürüsünün yaşandığı kapitalist sistemde kültür endüstrisi ile kuşatılmış olması, sanatçıyı tarafsız olmaya değil taraf olmaya zorlar. Sanatçı, siyasal ve toplumsal sorunlarda taraf olurken, üstü örtük kapitalist ilişkileri deşifre ederek gerçekleri açığa çıkarmaya çalışır. Tarafsızlık, kapitalist sömürü düzenine ses çıkartmamak ve onu onaylamak anlamına gelir.
Sanat toplumsal hayatta salt bir haz aracı olamayacak kadar önemli bir iletişim aracıdır. Sanatçı bu aracı kullanarak emekçi sınıfların, ezilenlerin, dışlananların ve ötekileştirilenlerin yanında yer almalıdır. Ulusal, sınıfsal, cinsel, etnik, kültürel, inançsal farklılıkların bilincinde olarak toplumsal gerçekleri açığa çıkarmalı, yeni ve demokratik bir toplum inşa etme sürecinde üstüne düşeni yapmalıdır.
Guernica’nın yaratıcısı Picasso sanatçının politik tavrı için şöyle demişti: “Siz bir sanatçıyı ne sanıyorsunuz? Eğer bir ressamsa sadece gözleri olan, bir müzisyense sadece kulakları olan, bir şairse kalbinin her köşesinde sadece lir olan bir aptal mı? Tam tersine, dünyadaki ateşli, mutlu ya da korku verici olaylara karşı her an uyanık, bu gibi olayları yansıtmaya hep hazır siyasal bir varlıktır sanatçı. Tarafsız kalmak bahanesiyle, kendinizi yaşamdan nasıl koparabilirsiniz? Yaşantınıza böylesine çok şey katan diğer insanlarla ilgilenmemek nasıl mümkün olabilir? Hayır, resim evleri süslemek için yapılmaz. Düşmana karşı bir saldırı ve savunma aracıdır resim”.