DKP-BÖG davası tutukluları Efe Çatalbaş ve Mehmet Yozcu’nun süresiz dönüşümsüz açlık grevi eylemleri 79’uncu gününe girdi. Çatalbaş ve Yozcu gönderdikleri mektupta ‘Herkesi tecridi kırmak için bir olmaya çağırıyoruz’ sözlerini kaydettiler.
PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle HDP Milletvekili ve DTK Eşbaşkanı Leyla Güven öncülüğünde başlayan açlık grevi ile ölüm orucu eylemleri devam ediyor. Cezaevleri başta olmak üzere birçok noktaya yayılan eyleme ,İstanbul Silivri 5 No’lu Cezaevinde Devrimci Komünarlar Partisi-Birleşik Özgürlük Güçleri (DKP-BÖG) davasından tutuklu bulunan Efe Çatalbaş ve Mehmet Yozcu da 1 Mart’tan bu yana girdikleri süresiz dönüşümsüz açlık greviyle destek veriyor.
79 gündür eylemde olan Çatalbaş ve Yozcu, cezaevlerinden gönderdikleri mektupta, şu ifadeleri kullandı:
”Bütün yoldaşlara ve dostlara en içten devrimci selamlar;
Her şeyden önce bulunduğumuz mekânın hareketli günlerinde sizlere doğru bir adım atmanın, sizlerle beraber hissetmenin mutluluğu içerisindeyiz. Yoldaşlığın salt aynı mekânda olmak değil, düşünce duygu ve eylemde birleşmek olduğunu bilip bunu her daim içimizde yaşatma çabamızla hiçbir zaman sizlerden uzak hissetmedik. Bunun verdiği moral ve coşku, her daim mücadele içerisinde olma kararlılığını yakalamada ve bu mücadeleyi büyütme çabasında en büyük yardımcımız olmuştur. Bu duyguları bizimle paylaşan tüm ULAŞ’ın izindeki komünar yüreklere bu mücadeleyi ortaklaştırmayı, yoldaşlığımızı her daim güçlü tutmayı söylemeyi devrimci bir sorumluluk, bir boyun borcu olarak görüyoruz.
Coğrafyamızın mücadele tarihi baharın bir rüzgarına kendi öznelliğini kazıyan direnişlerle doludur, bu direnişler her açan çiçeğe tohum olmuştur. Demirci Kawa’dan Şeyh Bedrettin’lerden Mahir Çayan’lara, Mazlum Doğan’lara ve günümüzde Eylem Ataş’lara Ulaş Bayraktaroğlu’na uzanan mücadelenin engebeli, dolambaçlı yollarında, bahar zihinlerimizde hep direnişle özdeşleş gelmiştir. Baharın kokusunu alan her yürek bu isyan çağrısına duyarsız kalmamıştır ve sömürüye zulme karşı filizlenmiştir.
Yine baharın kokusunu tüm yürekleri sardığı, yine isyan çağrısını her yürekte gür bir şekilde yankılandığı bir dönemdeyiz. Neoliberal sermayenin kıskacında krizlerle, savaşlarla boğuşan bir dünyada yaşıyoruz. Bu zulmün topraklarımızdaki kaynağı olan AKP-MHP bloğunun geldiği nokta itibari ile, tahakkümünü yaşamın her alanında hissedebildiğimiz bir haldeyiz, bu tahakküm; Kürt kentlerinde savaş, İmralı’da tecrit, kadınlara yönelik tacizci politika ve söylemler, emekçilere karşı işsizlik ve sömürü, muhalif düşüncenin her türlüsüne karşı devlet şiddeti ve yargı sopası olarak karşımıza çıkıyor.
Orduyu, yargıyı, medyayı ve bütün devlet aygıtlarını kendi tekeline almış ve kendini bir rejim olarak kurmuş bir halde yaşamlarımıza her yönden saldırmaya devam ediyor ve edecektir de. Bütün bunlar karşısında mevcut direnişi Emma Goldman’ın ‘İktidar yaşamı hedef aldığında yaşamın kendisi iktidara karşı direniş olur ‘ sözünün adeta vücut bulmuş hali ile Leyla Güven öncülük etti ve binler onu takip etti. Direniş, Zülküf Gezen’lerle sürdü. Bu direniş zindanlardan milyonlara ulaştı. Talepleri itibari ile de günümüz politik tıkanıklığını aşacak, içeride ve dışarıda tecridi kıracak, devrimci atılımların kapısını aralayacak potansiyelde olduğuna inancımız sonsuzdur. Bu yüzden AKP-MHP faşizmine karşı bir adım atmak isteyen her yüreği; Baharın coşkusuyla, isyan çığlıklarıyla beraber olmaya bu mücadeleyi, bu taleplere ses olmaya çağırıyoruz.
İster 1 Mayıs’ta bir sokakta ister fabrikada ister üniversitede ister bir zindan da olsun, soluk alıp verdiğimiz her yerde karşımıza çıkan bu faşist zihniyeti hayatlarımızdan def etmek ellerimizde. Açlık grevi eylemi aynı zamanda bu iktidara bedenlerimizle, bedenlerimiz üzerinden verilen bir cevaptır.
Biz de TDH’li iki tutsak olarak bulunduğumuz koşullar ve sahip olduğumuz güç çerçevesinde bu eyleme destek olabilmenin sevincini yaşıyoruz. Bu desteği devrimci dayanışmanın bir gereği, yıllardır zulme uğrayan, katliamlardan geçen bir halkın mücadele çığlıklarına duyarsız kalmamak olarak görüyoruz.
Ve bu doğrultuda sorumluluklarımızı yerine getireceğimizin sözünü veriyoruz. İçeride ve dışarıda herkesi tecridi yıkmak için bir olmaya çağırıyoruz!
Tüm bu duygularla bütün yoldaşlarımıza en içten sevgilerimizi gönderir ve her daim mücadelelerde buluşmayı dileriz. Zafere Kadar Hep Birlikte.”
Birleşik Devrimci Parti: Haklı taleplerini sahiplenmeye çağırıyoruz
Açlık grevindeki 2 tutuklunun mektubunu gazetemize ulaştıran Birleşik Devrimci Parti’nin mesajı ise şu şekilde:
”Kürt halkının mücadelesini sokak sokak Türkiyeli işçiler ve ezilenlerle buluşturmak için mücadele eden Mehmet Yozcu ve Efe Çatalbaş’ın hapishanede aldıkları tavır; onların hala daha özgür olduklarının, tüm baskılara ve faşizmin zoruna karşın hala bu kavga kararlı olduklarının göstergesidir. Enternasyonalist devrimciler Efe ve Mehmet, birleşik devrimci mücadelenin hapishanedeki temsilcileridir. Partimiz, sokaktaki her mücadelede, tutsak yoldaşlarının ve açlık grevcilerinin yol göstereciliğinin önemini görmektedir. Onların kavgasını sokaklarda büyütmeyi görev biliyor, halkları ve tüm dostlarımızı açlık grevcilerinin haklı taleplerini sahiplenmeye çağırıyoruz.”
HABER MERKEZİ