Bir plazadan şüpheli bir şekilde düşerek yaşamını yitiren Şule Çet’in katil zanlılarının yargılandığı dava bugün. Avukat Yıldırım, ‘Bu davada çıkan sonuç ya bu tecavüzcülerin, katillerin önünü açacak. Ya da ‘birileri yakamıza yapışıyor, cezayı çekeceğiz’ algısı oluşturacak’ dedi
Ankara Gazi Üniversitesi Sanat Tasarım Fakültesi Tekstil Tasarımı 2. sınıf öğrencisi olan ve 29 Mayıs 2018’de Ankara’daki Yelken Plaza’nın 20. katından şüpheli bir şekilde düşerek yaşamını yitiren Şule Çet’in katil zanlılarının yargılandığı davanın ikinci duruşması bugün. Dava, Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek. Duruşma öncesi Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Berivan Altan’a değerlendirmede bulunan Çet’in avukatı Umur Yıldırım, bir önceki duruşmada sanıkların tüm iddiaları reddettiği gibi sanıklardan Akand’ın, Aksu’nun delilleri kararttığını da itiraf ettiğini hatırlattı. Sanıkların ifadelerinin birbiriyle tamamen çelişen beyanlarla dolu olduğunu kaydeden Yıldırım, şöyle devam etti: “İnsan işlemediği suçun delillerini karartmaz. Ki bu noktada Akand, Aksu’nun delilleri kararttığını itiraf etti. Onların ifade ettiği Şule’nin intihar etmeye çalıştığı ve Aksu’nun onu tutmaya çalışırken parmaklarının kırıldığı ve Şule’nin ellerinden kayıp düştüğü. Hadi biz buna inandık diyelim. Yardım etmek isteyen kişi 17 dakika boyunca ofisten çıkmıyor, o aralıkta içki şişelerini kaldırıyorlar, bardakları yıkıyorlar, pencerenin pervazlarını temizliyorlar. Onların ofisinden çıkması Şule düştükten 17 dakika sonra 20. katın koridor kamerasına yansıyor. Gayet sakinler ve birbirlerini suçlayıcı ifadelerle birbirlerinin üzerine yürüyorlar. Sonrasında güvenlik görevlileri ile tartışıyorlar. Sonrasında Çağatay aracına binip kaçıyor, Akand telefon ile konuşuyor. Yardım etmek isteyen kişi 17 dakika boyunca delil karartmaz ve polisi arayıp, ambulans arar. Bunların hiçbir yok. Tam bir soğukkanlılıkla deliller karartılıyor.”
‘İç çamaşırları nerede?’
Yıldırım, Çet’in iç çamaşırlarının kayıp olma durumunun söz konusu olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Bununla ilgili mahkemeye beyanda bulunacağız. Babaya bazı kıyafetler verildi. Şule düştüğünde üzerinde kıyafetler var. Ayrıca 20. kattaki ofis odasında montu, kapüşonlu sweet ve çantası var. Babaya emniyette Şule’nin 20. kattaki kıyafetleri verildi. 2018 yılının Haziran ayının sonlarına doğru verildi. Ama emniyet tutanağında ise Şule’nin tüm eşyalarının verildiğine dair tutanak var. Ama sanki bunun içerisinde Şule’nin düşerken üzerinde bulunan kıyafetlerinin de bulunduğu gibi bir intiba oluşuyor. Mahkemeye dilekçe verdik, verilen kıyafetlerin neler olduğuna dair. Şule’nin üzerinde bulunan kıyafetlerin hukuken ailesine verilmesi mümkün değil çünkü delil niteliği taşıyor. Polis tutanağında ‘Biz Adli Tıp Kurumu’ndan kıyafetleri aldık babaya teslim ettik’ yazıyor.İç çamaşırlarının Adli Tıp Kurumu’na girdiğini biliyoruz. Adli Tıp Kurumu bu iç çamaşırlar üzerinde bir inceleme yapmış mı? Yapmışsa neden mahkeme ile paylaşmamış? Bunlara dair müzekkere yazılmasını isteyeceğiz. Hukuken iç çamaşırlarında inceleme yapılmadan ailesine verilmesi de mümkün değil. İnceleme yapılsa bile dava sonuna kadar muhafaza edilmesi gerekiyor. Mahkeme bu durumun farkında, Adli Tıp Kurumu’na müzekkere yazıldı. Çarşamba gününe kadar bir cevap verilmez ise sorumlu bulunan tüm kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunacağız.”
‘Tanıklarımız olacak’
Bu duruşmanın önemli olduğunu ve bazıtanıkları da olduğunu kaydeden Yıldırım, bu duruşmada Berk Akand’ın itiraflarda bulunmasını beklediğini belirtti. Tüm bunların yanı sıra Mersin Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan mütalaa raporunu hazırlayan Prof. Dr. HalilKar ve Prof. Dr. Halis Dokgöz’ün tez savunması olduğundan kaynaklı bu duruşmada hazır bulunmayacaklarını ancak bir sonraki duruşmada hazırladıkları raporu anlatmak için mahkeme de hazır bulunacaklarını söyledi.
‘Ceza alsınlar istiyoruz’
Çet davasına ilişkin Yıldırım, son olarak şunları söyledi: “Bu davada çıkan sonuç bu tecavüzcülerin, katillerin ya önünü açacak. Diyecekler ki ‘evet biz yapıyoruz ve yanımıza kar kalıyor’ ya da diyecekler ki; ‘Biz yapıyoruz ama birileri yakamıza yapışıyor, yanımıza kar kalmayacak, cezayı çekeceğiz’ algısı oluşturacak. Bu yüzden bu dava önemli,tek istediğimiz hak ettikleri cezayı almaları.” ANKARA