Bianet’in verilerine göre erkekler 2019’un ilk dört ayında 99 kadını öldürmüş, sadece Nisan 2019’da en az iki kadına tecavüz etmiş, en az 22 kadını da taciz etmiş. Erkekler, 23 kadına da şiddet uygulamış.
Nisan’da ülkenin değişik illerinden 9 kadın da şüpheli bir şekilde ölmüş.
Aksaray’da bir erkek bir kadını intihara sürüklemiş, Batman’da bir erkek bir kadını öldürmeye teşebbüs etmiş, Konya’da bir ve Dersim’de de bir kadın cesedi bulunmuş.
Sadece Nisan 2019’da 31 kadın erkekler tarafından öldürülmüş.
Zonguldak’ta bir adam, boşandığı eşini ormanlık alanda bıçaklayarak öldürmüş. Katil, öldürdükten sonra eski karısı hakkında bir de kayıp başvurusu yapmış.
Erkek şiddeti hız kesmeden sürerken, siyasiler boşanmaların artışını ‘sancılı süreç’ olarak değerlendiriyor, evlilik dışı ilişkilerin normal sayılmasına itiraz ediyorlar. Neslin tehlikeye girdiğine, devleti korumanın en önemli yolunun da aileyi korumaktan geçtiğime vurgu yapıyorlar.
Peki kadınları kim koruyacak? Her gün dayak yiyen, kocalarıyla yaşadığı hayat açık ve net biçimde işkence olan kadınların gördüğü şiddetin hesabını kim verecek? Boşanmak istediği ya da boşandığı için kocaları/eski kocaları tarafından öldürülen kadınların o adamlarla aynı evin içinde evlilik ilişkisi süresince neler yaşadıkları ortada iken bu sözleri sarfetmek, kadınlara ne yaşarsanız yaşayın itaat edin, şiddet de görseniz, tecavüze de uğrasanız, işkenceye de maruz kalsanız kocanıza boyun eğin demektir.
Kadınlar artık susmuyor, itaat etmiyor, şiddetle başetmeyi beceriyor, güçleniyor ve kocalarını boşuyorlar. Boşanmaların artışı, kadınların erkek şiddetine uğradıklarında kendilerini korumaları, şiddeti uzaklaştırmaları, erkeklere biat etmemeleri, birbirleriyle dayanışmaları, siyasi erki de rahatsız ediyor ve yukarıdaki cümleler kuruluyor. Çünkü kadınların kendi kararlarını verebilmeleri, eşit ve özgür olmaları, erkeklerin denetiminden çıkmaları, kadın düşmanı politikaların sadık bir sürdürücüsü olan mevcut yönetimin iktidarını sarsacaktır.
Boşanmalar hızla artarken, kadınlar kendi hayatlarındaki denetimleri birer birer kaldırırken, kadınların hayatlarına yönelik müdahaleler, kurulacak cümleler, parmak sallamalar, had bildirmeler devam edecektir. Hatta erkek şiddeti de muhtemelen artacaktır, erkek şiddetini teşvik eden sözler sarfedilecektir. Ancak kadınlar kendi hayatlarına sahip çıkıyorlar ve onlar artık hayatlarında koca, abi, baba, flört şiddeti istemiyorlar. Kadınlar sokaklarda tacize uğramadan özgürce dolaşmak ve hayatlarını yaşamak istiyorlar.