Elazığ 2 nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde bulunan Rıdvan Kahraman şöyle diyor: “Bizler 1 Mart 2019 günü itibariyle bütün cezaevlerinde süresiz-dönüşümsüz açlık grevine başladık. Her geçen gün ahvalimiz, sağlığımız ve yaşam standardımız kritik bir aşamaya doğru gitmektedir.Durumumuz bütün gerçekliğiyle göz önündeyken, bu da yetmezmiş gibi cezaevi idaresinin kronikleşmiş baskı ve provokasyonu sürmektedir. Nitekim en sonunda da 29 Nisan 2019 tarihinde yan odamızda bulunan ve açlık grevinde kritik bir aşamada olan arkadaşlarımıza yönelik fiziki bir saldırı gerçekleşmiştir.Bu arada bizler de el-kol hareketiyle tehdit edildik. Bazı arkadaşlarımızın vücutlarında darp izleri ve kanama söz konusu olmuştur.Bu hususla ilgili doktoru çağırıp, darp raporu alınması gerektiğini ve bu gayri insani ve gayri ahlaki saldırıyı yapanlar hakkında soruşturma açılması gerektiğini belirtmemize rağmen, herhangi bir talebimiz yerine getirilmemiş ve darp raporu alınamamıştır
Daha önce de bu gibi darp, sözlü ve fiziki müdahaleler birçok kez zuhur etmiştir.Birçok kuruma şikâyet dilekçesi yazmamıza rağmen, herhangi bir işlem yapılmamaktadır.Aksine bizler hakkında soruşturma açılmaktadır. Böylesi hadiselerde genel olarak yapanların yanına kâr kalmaktadır.Cezaevinde can güvenliğimiz, sağlığımız başta olmak üzere birçok hakkımız yasal çerçevede korunmasına rağmen, bu yasalara uyulmayıp, aksi yönde uygulamalar yapılmaktadır.Hukuksuzluk, adaletsizlik ayyuka çıkmış durumdadır. Bunları yazıp, sizleri ve sizin aracılığınızla da tüm kamuoyunu bilgilendirmek istedik.”
****
Sekiz yıldır cezaevinde bulunan Murat Aslan, bugünlerde Bandırma 2 nolu T Tipi Cezaevi’nde ‘yatmakta’. Şöyle diyor: “Biz iki kardeş ve binlerce yoldaş, bu kutsal denilebilecek kadar anlam taşıyan büyük direnişte yer alma onuruna mazhar olduk.Durumum, durumumuz manevi, iradi anlamda çok iyidir. Sağlık açısından ise zaten tahmin ettiğinizi düşündüğüm için değinme gereği duymuyorum”. Murat Aslan, açlık grevinin anlam ve önemine dair çok güzel bir makale de göndermiş.Yazısını gazetemizde yayınlamış bulunuyoruz.
****
İzmir-Kırıklar 1 nolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan Hacı Demir, bize gönderdiği mektubunda şöyle diyor: “Bizi jandarma beş aydır hastaneye götürmüyor. Evet,tedavi ve savunma hakkımız gasp ediliyor.Nedeni ise onurumuzu korumamızdır.Normal şartlarda jandarma, hastane ve adliye gidişlerinde bizi arayarak ring aracına bindiriyor.Ancak burada ring aracına binemedik; çünkü jandarma her defasında ayakkabını çıkar, yeleğini çıkar, kemerini gevşet ve benzeri dayatmasında bulunuyor.Kendi yapması gereken şeyi bize yaptırmak istiyor. Sadece bu da değil.Hastane ve adliyeye tek tek hücrelere bölünmüş ring aracı ile götürüp-getirmek istiyorlar.Bir kişinin dahi sığmadığı kamera ile izlenen, sağlıksız ve tecridi ağırlaştıran bu ring araçları kabul edilemez.Üç aydır hastaneye gitmeyi bekleyen arkadaşlarımız var.Bunları kabul etmemiz mümkün değildir”.
Mektubu gelenler
Murat Aslan-Bandırma 1 noluT Tipi Cezaevi
Rıdvan Kahraman – Elazığ 2 nolu Yüksek Güvenlikli CİK
Hacı Demir-Kırıklar 1 nolu FTipi Cezaevi