Dünya karasal alanlarının dörtte üçü kapitalizmin aşırı üretimlerine maruz kalması nedeniyle ciddi şekilde değişti ve bu durum önümüzdeki yıllar içerisinde bir milyona yakın canlı türün neslini sona erdirecek. Birleşmiş Milletler’in hazırladığı son rapora göre bin bir farklı yolla gezegendeki kaynaklara ve doğal yaşama geri dönüşü olmayacak şekilde zarar vermiş bulunuyoruz. Sırada ise solunabilir havayı, içilebilir suyu ve verimli toprakları kaybetmek var. 130 farklı ülkeden diplomatlar, pazartesi günü Paris’te bir araya gelerek doğal yaşam ve çevreye ilişkin hazırlanan raporu inceleyecek. 400 uzman tarafından hazırlanan 1800 sayfalık rapor tüm olumsuz gelişmelere ilişkin bilimsel çalışmaların detaylarını kapsarken, Paris’te bu raporun 44 sayfalık özeti tartışılacak.
‘Hayatın üçte biri tükendi’
Raporda okyanuslardaki balık nüfusunun üçte birinin tükenme seviyesine geldiği ve geri kalan deniz hayatının da sürdürülebilir olmasının sınırında gezindiği kaydediliyor. Başta arılar olmak üzere bitkileri ve çiçekleri polenleyen kanatlı böcek türlerinin dramatik ölçüde nüfus kaybı yaşanıyor. Daha fazla doğal alanı koruma altına almak ve biodiversiteyi (biyolojik çeşitlilik) tehdit eden unsurları azaltmak adına 2010’da konulan 2020 hedeflerinin çoğunun büyük bir başarısızlıkla sonuçlandığı ortaya kondu. Raporun incelemesinin ardından konuya ilişkin hazırlanacak ve onaylanacak olan belge ‘Hükümetlerarası Biodiversite ve Ekosistemler için Bilim-Politikası Platformu Hizmeti’ (IPBES) adıyla 6 Mayıs’ta yayınlanacak.
Sonumuz gelmek üzere
Dünyadaki ormanlar ve okyanuslar gezegende ortaya çıkan seragazlarının yarısını emiyor. Eğer bu olmasaydı küresel ısınma durdurulamaz bir döngüye girmiş ve dünya çoktan yaşanmaz bir yer haline gelmiş olacaktı. Rapora göre 2014’ten bu yana İngiltere’nin 5 katı büyüklüğünde tropikal orman et, biyoyakıt, soya ve palmiye yağı üretimi için yok edildi. Başta hayvancılık olmak üzere endüstriyel tarım dünya çapındaki tüm seragazı emisyonlarının yüzde 25’ine neden oluyor. Küresel ısınma ve iklim değişikliği ile sonuçlanan seragazı salınımı daha sıcak hava dalgaları, denizlerin ısınması ve su seviyelerinin yükselmesi anlamına geliyor. Hazırlanacak olan vizyoner planlamanın Ekim 2020’de Çin’de gerçekleşecek Biodiversite Konvansiyonu’na sunularak onaylanması bekleniyor.
EKOLOJİ SERVİSİ