Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nin ilk toplantısında konuşan Eşbaşkan Selçuk Mızraklı, her kentin kendi yönetim aksları olduğunu belirterek, insanların beklentilerini ve taleplerini gözardı etmeyen bir sistem olması gerektiğini belirti. Mızraklı, kentle ilgili kararları geniş katılımla alacaklarını söyledi. Son yerel seçimin oldukça farklı bir atmosferde cereyan ettiğini ifade eden Mızraklı, “Yerel seçimlere Diyarbakır açısından baktığımız zaman, ayıplı bir durum oluştu. Özellikle YSK marifetiyle ortaya çıkartılan durumu kabul edebilmek mümkün değil. Vicdan kabul etmiyor, esasında hukuk bu konuda doğru hattın bu olmadığını söylüyor. Ama adeta bir YSK darbesiyle Bağlar’daki durum ortaya çıktı” dedi.
‘Herkesi katacağız’
Yeni meclisin yeni çalışma prensipleri hakkında ipuçları veren Mızraklı, konuşmasına şu şekilde devam etti; “Meclislerin çoğulcu karakterini bir zenginlik olarak gören ve bu zenginliğin üzerinden bir arada çalışma kültürünü çalışmalarımızda güçlü bir şekilde ortaya çıkarmamız gerekiyor. Parti ayrımı yaparak değil, kenti bir bütün olarak gözeten bir politikayı esas almalıyız. Bizler belediye meclisiyiz, bizler belediyenin yürütmesinde bulunuyoruz. Bütün bu vereceğimiz kararlar buradan astığı astı, kestiği kesti kararlar değildir. Aldığınız kararlar paydaşlarıyla beraber, paydaş dediğimiz zaman da bütün bir kent zeminini esas alacak. Kent konseyimizin işlerlik kazanması olmak üzere, kentteki bütün sivil bileşenlerden, muhtarlarından meclislerine kadar geniş tabanın da bizim bu aldığımız karar süreçlerine katılımını sağlamak zorundayız.”
Demokrasinin beşiği
Demokrasinin beşiğinin yerel yönetimler olduğunu belirten Mızraklı, sözlerini şöyle sürürdü: “Biz eğer buradaki bütün hayat alanlarına ilişkin almış olduğumuz karar süreçlerine yereldeki aktörleri, ilgili paydaşları dahil etmediğiniz andan itibaren kentli hakkının gaspı söz konusu olur. Yani esasında bu kentteki meskun olan herkes bu meclisin bir anlamda paydaşı olarak telaki edilmeli ve bizim buradaki kararlaşma sürecine onların en geniş şekilde katılımını sağlayabilecek paralel organlar üzerinden başta kent konseyi olmak üzere buradaki karar süreçlerinde güçlendirmek, zenginleştirmek gerekecek.” Her kentin kendine özgü gelişim, değişim, dönüşüm aksları bulunduğunu aktaran Mızraklı, “Burası Amed. Amed olduğu andan itibaren Diyarbakır’ın da coğrafyasından tutun işte insanına, doğasına kadar farklı gelişim aksları olacaktır. Yani burada yerel yönetimi tarif ederken sadece altyapı, üst yapı, şantiye belediyeciliği, sosyal belediyecilik, katılımcı belediyecilik ve demokratik belediyecilik gibi kavramsal bir anaforun içinde sıkıştırmak değil. Aksine yani o demokratik özünü, muhtevasını en zengin bir şekilde yaşamasını sağlayıp ama insanların beklentileri ve taleplerini hiçbir zaman gözardı etmeyen, kendi hareket noktalarını bu beklentiler üzerinden zenginleştiren bir yanınızın olması gerekecektir diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
DİYARBAKIR