Dünyanın hızla büyüyen ekonomik gücü Çin’in 65 ülkeyi kapsayan 1 trilyon dolarlık ‘Bir Kuşak Bir Yol’ projesinin ikinci toplantısı devlet başkanları düzeyinde başladı. Bazı ülkelerin kaygıyla yaklaştığı projede yer kapmak isteyen Türkiye’nin önünde ise Kürt coğrafyasının engel oluşturduğu belirtiliyor.
Çin’in modern İpek Yolu olarak adlandırılan “Bir Kuşak, Bir Yol” projesinin ikinci zirvesi Pekin’de toplandı. İki gün sürecek toplantıya yaklaşık 100 ülkeden devlet ve hükümet başkanları ile bakanlar katılıyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İtalya Başbakanı Giuseppe Conte, Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz gibi liderlerin beklendiği toplantıda Türkiye’yi Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan temsil ediyor. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamaya göre, ABD ise Pekin’e temsilci göndermiyor. Çin’in 2013 yılında duyurduğu “Bir Kuşak Bir Yol Projesi” ile Asya, Afrika ve Avrupa arasında ulaşım, sanayi ve ticaret ağı oluşturulması hedefleniyor.
Proje kapsamında Çin devletine ait şirketler tarafından yapılması planlanan kara ve demiryolları ile limanların finansmanının Çin bankalarının vereceği milyarlarca euroluk krediler ile karşılanması öngörülüyor. Ancak Çin’in bu planları Batı’da endişe yaratıyor. Özellikle bazı Batılı hükümetler, Çin’in milyarca euroluk yatırım projeleri ile dünyada nüfuzunu artırmaya çalışmasından ve bu projelerin gelişmekte olan ülkelerin yüksek oranda borçlanmasına yol açmasından kaygı duyuyor. Çin Maliye Bakanı ise aşırı borçlanma riskine karşı gereken tedbirlerin alınacağını belirtti.
AB içinde tartışma
Çin’in yeniİpek Yolu projesi Avrupa Birliği (AB) içinde de tartışmaya yol açıyor. Çin’in projesine dahil olan ülkeler arasında Yunanistan, Polonya ve Macaristan yer alıyor.İtalya da Mart ayında Çin ile “İpek Yolu” projesi için mutabakat imzalamıştı. Bu projeye dahil olmayan Almanya ve Fransa ise bu ülkeleri eleştiriyor. Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Welt am Sonntag gazetesine yaptığı açıklamada, “Bazı ülkeler Çin ile akıllıca işler yaptıklarını düşünebilir ama bir gün bağımlı olduklarını fark ederek şaşıracaklar” demişti.
Plana Kürt coğrafyası engeli
65 ülkeyi kapsayan 3 milyardan fazla nüfusu ve 1 trilyon dolarlık yatırımı içeren proje, uzmanlara göre, küresel ekonomi ve siyasetin geleceğini önümüzdeki 50 yılda şekillendirecek bir içeriğe sahip. Bu proje kapsamında çizilen yeni ticaret yollarıyla büyümek ve ABD’nin güç ve etkisini kırmayı amaçlayan Çin, karadan ve denizden Avrupa’ya,İran üzerinden de Ortadoğu’ya açılmayı hesaplıyor. Bu amaçlarına ulaşmak için elindeki ekonomik gücü kullanan Çin, bir süredir Suriye sahasına indi. Projenin temelinde 3 ana ticaret yolu bulunuyor. Bunlardan ikisi karadan, üçüncüsü ise denizden. Birinci yol, “Avrasya Köprüsü” olarak tanımlanıyor. Bu yol Kazakistan, Rusya, Belarus ve Polonya’dan geçerek Almanya’ya kadar devam ediyor. İkinci yol, Moğolistan ile Rusya arasındaki koridoru oluşturuyor. Üçüncü yol ise, “Orta Asya” olarak tanımlanıyor. Bu yol Çin’den başlayarak Afganistan, Pakistan, İran’dan geçerek Türkiye’ye kadar uzanıyor. Proje kapsamında yine Endonezya, Hindistan ve Singapur gibi Asya ülkelerini birleştiren bir yol daha var. Aynı kapsamda üç deniz yolu haritası çizildi.
Krizden çıkış ümidi
ABD ile çelişkiler yaşayan Türkiye, ABD’nin Ortadoğu’yu yeniden dizayn savaşında en çok zarar gören ülkelerden biri oldu. Özellikle Kürtlere dönük yaklaşımda yaşanan ısrar Türkiye’yi kimi noktalarda uluslararası güçlerle karşı karşıya da getirdi. Bu yüzden bir süredir ekonomik bir kriz yaşayan Türkiye, krizden kurtulmak için ise farklı alternatifler üretme arayışına girdi. Bu alternatiflerden biri Rusya ile kurduğu ilişki. Ancak bu ilişki Ortadoğu’daki gelişmelerle henüz sağlam bir temele oturtulmaktan uzak.
Suriye ve Xakurk’un önemi
Bu tabloda Kürtlerin rolü ise, her geçen zaman içerisinde daha da belirginleşiyor. Bu yüzden Çin’i bir başka alternatif olarak gören Türkiye, projede rol alma arayışı içinde. Ekonomisini Amerika ve Avrupa’nın etkisinden çıkarmak için Çin ve Rusya’ya yaklaşan Türkiye’nin, bu amaçla bir araya gelinen Çinli devlet yetkililerine transit geçilen bir ülke konumunun ötesinde daha fazla rol alma isteklerini ilettiği gündemde. Projede almak istediği rol doğrultusunda Türkiye, Kürt coğrafyasında tam egemenlik sağlama niyetinde. 20. yüzyılda yönünü Avrupa’ya çeviren Türkiye için gelinen aşamada Ortadoğu’ya yayılmak bu nedenle daha fazla önem taşıyor. Zira Çin’in projesinin en önemli ayaklarından biri,İran ve Türkiye arasındaki sınır bölgesi. Özellikle Türkiye,İran ve Irak üçgenindeki bölge, Türkiye’nin bu projeye katılımı açısından önemli bir noktada. Bu nedenle Kürtlerin rolü daha da etkili bir hal alıyor.
Bu hesapla Türkiye’nin önünde iki yol var. Birincisi, Kürtlerin saf dışı edilmesi, ikincisi ise işbirliği yapmak. Ancak son dönemde Xakurk bölgesine yönelik askeri saldırılar, birinci tercihin benimsendiğinin işareti. Türkiye, Xakurk’a girmeyi Çin projesinde kalıcı olmak için önemli görüyor. Çünkü bu bölgedeki PKK’lilerin varlığı, Türkiye için bir engel durumunda. Bölgeye yönelik uzun süredir devam eden bu operasyondan sonuç alınamaması halinde Türkiye’nin projeye girme konusunda Çin’i ikna etmesi oldukça zor. Çin’in ise şimdiden iki alternatif yol belirlediği konuşuluyor. Biri Irak’tan doğrudan Suriye’nin Akdeniz kıyılarına, oradan da Avrupa’ya uzanacak yol. Diğeri ise İran, Azerbaycan, Gürcistan ve Rusya’nın kuzeyinden Avrupa’ya uzanacak yol. Bu her iki alternatifte de Türkiye’nin rolü ortadan kalkıyor. Hatta birinci alternatifte öngörülen yol Tahran, Musul ve Halep olarak geçiyor. Bu bölgelerde Kürtlerin etkisi fazla. Bu da Türkiye için büyük bir tehlike olarak algılanıyor.
PEKİN