Demokratik Suriye Güçleri’nin (DSG) Kuzey-Doğu Suriye’de IŞİD’in saha hakimiyetine son vermesiyle yakalanan IŞİD’lilerin toplam sayısı 11 bini, kadın ve çocukların sayısı ise 72’i bini aştı. Dünyanın 54 farklı ülkesinden IŞİD’liler ve ailelerinin yakalanması sonrası söz konusu kişilerin durumunun ne olacağı tartışılıyor. Konuya ilişkin ANF’den Ersin Çaksu’ya konuşan Kuzey-Doğu Suriye Yönetimi Dış İlişkiler Bürosu Eşbaşkanı Dr. Ebdulkerim Omer, DSG’nin zaferinden iki gün sonra söz konusu IŞİD üyelerinin akıbetleri hakkında bir komisyon kurduklarını ve görüşmelere başladıklarını kaydetti. Sorunun uluslararası bir sorun olduğunu ve bunun için de başta IŞİD karşıtı koalisyon içerisinde yer alan ülkeler olmak üzere birçok devletle görüşmeye başladıklarını belirten Omer, ilk hedeflerinin yakalanan IŞİD’lilerin yargılanması için uluslararası bir mahkemenin kurulması olduğunu söyledi.
‘Belirsizlik endişe yaratıyor’
Yakalanan kişilerin hem yargılanmaları hem de rehabilitasyonları için çok boyutlu bir çalışmanın gerektiğini ifade eden Omer, şunları dile getirdi: “Ama bölgemiz de tehdit altında olan bir bölge olduğu için bunların burada olmaları büyük kaygı yaratıyor. Başta Türkiye olmak üzere birçok tarafın tehditleri var. Bu kişiler, olası bir saldırıyı fırsat bilerek kaçmaya çalışırsa hem bizim için hem de tüm dünya için büyük olacaklardır. 8 yaşından büyük tüm çocuklar, Eşbalı Hilafe (Hilafetin geleceği) denilen kamplarda askeri ve ideolojik olarak eğitime alınmış. Eğer bunlar yeni bir rehabilitasyon sürecinden geçmezse herkesin geleceği için büyük tehlike olacaklardır.”
‘Hiçbir ülke yanaşmıyor’
Omer, vatandaşları IŞİD’e katılan ülkelerin yakalanan vatandaşlarını geri almaya gönüllü olmadığını belirterek, “Biz bunu doğru görmüyoruz. Ama bir yandan da bu çetelerin en büyük zulmü, talanı, yıkımı, katliamları bu coğrafyada oldu. Suç mahalleri burası ve burada da yakalandılar. O zaman bu kişilerin uluslararası bir mahkemede burada yargılanmaları gerekir” dedi. Bu konuda koalisyon ülkeleriyle bir toplantı yaptıklarına değinen Omer, önlerinde iki seçeneğin olduğunu belirtip, şunları dile getirdi: “Ya her ülke kendi vatandaşını teslim alacak. Ki şimdiye kadar buna yaklaşan yok. Diğer seçenek ise bu kişilerin burada yargılanmaları ve kadınlar ile çocukların rehabilitasyon sürecinin burada olması. Bu da uluslararası desteği gerektiriyor. Sorun zannedildiğinden çok daha büyük. Bu ikisi de kabul edilmiyorsa o zaman alternatif sunun diyoruz. Gördüğümüz kadarıyla ortaya konulan bir alternatif yok.”
KOBANİ