Diyarbakır’da parkta polis tarafından öldürülen kağıt toplayıcısı Recep Hantaş’ın ağabeyi de IŞİD’le savaşta yaşamını yitirmiş. İnfazın şokundaki aile, ‘Kürt olmasaydı yaşayacaktı. Nefret cinayetine kurban oldu’ diyor
Kağıt toplayıcısı olan 20 yaşındaki Recep Hantaş, 14 Nisan Pazar günü saat 03.20 sıralarında Diyarbakır’ın merkez Yenişehir ilçesinde bulunan Sümerpark’ta bir arkadaşı ile birlikte oturduğu esnada polislerin açtığı ateş sonucu yaşamını yitirdi. Olay sonrasında polislerce ailesine “yanlışlıkla vurduk” denildi. Diyarbakır Valiliği tarafından olaya dair yapılan açıklamada da, “Sümerpark içerisine yüzleri maskeli 2 şahsın girdiği yönünde alınan 155 ihbarına istinaden ekiplerimizce park içerisinde yapılan araştırma sırasında 2 şahsın görevlilerimizin üzerine doğru koşarak gelmesi üzerine ‘dur’ ihtarı yapılmış, ihtara uyan R.Y. isimli şüpheli şahıs teslim olmuş, ancak diğer şüpheli şahıs R.H. kaçmaya devam etmiş, durması için uyarı atışı yapılmış ancak şüpheli şahıs durmamış ve vurularak etkisiz hale getirilmiştir” iddialarında bulunuldu. Öldürüldüğü sırada Hantaş’ın yanında bulunan arkadaşı R.Y. ise, “Parkta otururken herhangi bir ikaz yapılmadan silah sesleri geldi. Recep de panikleyerek koştuğu sırada vuruldu” diyerek bu iddiaları yalanladı. İşlenen cinayetle ilgili tutuklanan polis K.B.’nin ifadeleri ve soruşturma dosyasına giren olay anına ilişkin görüntüler de, yine Valiliği yalanlayan diğer bilgiler oldu.
Katliam ve göç
Çocukları Recep için taziyeleri kabul etmeye devam eden Hantaş ailesi, devlet şiddeti ile 90’lı yıllardan itibaren tanışmış bir aile. 1994 yılına kadar Diyarbakır Lice ilçesine bağlı Kutluköy’de (Babitne) yaşayan aile, Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ın yıllardır aydınlatılamayan bir suikastla öldürülmesi sonrası Lice ilçe merkezi ve bağlı birçok köyde devlet güçlerince gerçekleştirilen katliama tanıklık etti. Köylerine düzenlenen baskında 6 kişi öldürüldü, 107 kişi de yaralandı. Tüm evlerin ise ateşe verilmesi üzerine Hantaş ailesi de diğer aileler gibi Diyarbakır’a göç etmek zorunda kaldı.
Onun ardından baskı arttı
12 kişiden oluşan ailenin fertleri, çoğunlukla inşaat işlerinde çalışarak hayatlarını sürdürmeye çalıştı. Geçen yıllar içerisinde ailenin maruz kalmaya devam ettiği baskılar, çocuklarından Ramazan’ın Demokratik Suriye Güçleri’ne (DSG) katılması ve 2014 yılında IŞİD’in Kobani’ye dönük kuşatmasında yaşamını yitirmesiyle birlikte arttı. Bağlar ilçesi Fatih Mahallesi’ndeki evleri sürekli polis baskınına uğrayan ailenin çocuklarından Murat Hantaş, “Örgüte yardım etmek” iddiasıyla 1.5 yıl tutuklu kaldıktan sonra yargılandığı davadan beraat etti.
Dükkanına birileri girmiş
Ağabey Mehmet Şah Hantaş, öldürülen kardeşi Recep’in hurdacılık yaptığını ve Şehitlik semtinde dükkanı olduğunu anlattı. Kardeşinin öldürülmesi sonrasında birilerinin dükkanının kilitlerini kırarak içeri girdiğini aktaran ağabey, içeriden ne alındığını bilmediklerini ifade etti. Ağabey Hantaş, yine kardeşinin kağıt toplamak için kullandığı motosikletin de kayıp olduğunu belirtti.
‘Kürt olmasaydı…’
Diğer ağabey Efe Hantaş ise işlenen cinayetin bir “yargısız infaz” olduğu kanaatinde. Olayın meydana geldiği andan şu ana kadar yetkililerin kendilerine sağlıklı bilgi vermediğini paylaşan ağabey, Diyarbakır Valiliği tarafından yapılan açıklamanın ise “Yapılan yargısız infazı haklı çıkarma çabası taşıdığını” söyledi. Ağabey Efe Hantaş, bu nedenle işlenen diğer cinayetlerde karşılaştıkları “cezasızlık politikası”nın yine tekrar edilmesi kaygısı taşıdıklarını ifade etti. Sakarya’da Kürdüz” dedikleri için saldırıya öldürülen baba ile yaralanan oğlunu hatırlatan Hantaş, “Kardeşim Kürt olmasaydı, bugün yaşayacaktı. Kardeşim nefret cinayetine kurban oldu” dedi. Amca Yahya Hantaş ise, cinayet hakkındaki soruşturmayla ilgili “Kısa bir süre sonra davayı güvenlik bahanesiyle batıda bir ile taşırlar ve takipsizlik kararı vermek için çabalarlar. Ancak davanın takipçisiyiz” diyor.
Lezgin Akdeniz/Diyarbakır-MA