Gebze Cezaevi’nde açlık grevinde olan çocukları için nöbet tutarken polis tarafından hakaret ve tacize uğrayan anneler gazetemize konuştu. Kamuoyuna çağrıda bulunan anneler ‘sessizlik ölümdür’ dedi
Tolga Balcı/İstanbul
Tecridin kaldırılması talebiyle DTK Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in başlattığı açlık grevi eylemi 165. gününde devam ediyor. Güven’in hemen ardından 66 cezaevinde 300’ün üzerinde tutuklunun başlatmış olduğu açlık grevi eylemi 127. gününde. Yine 1 Mart itibariyle tüm cezaevlerinde yaklaşık 7 bin tutuklunun başlatmış olduğu açlık grevi eylemi de sürüyor. Şimdiye kadar 7’si tutuklu 8 kişi ise tecridi protesto etmek amacıyla yaşamına son verdi. Açlık grevindeki tutukluların sağlık durumları her geçen gün kötüye giderken aileler de çocuklarına destek vermek amacıyla eylemlerini sürdürüyor. Tutuklu ailelerin bir kısmı 9 Nisan’dan bu yana açlık grevindeki çocuklarına destek olmak amacıyla Gebze Kadın Kapalı Cezaevi önünde başlattığı oturma eylemi devam ediyor. Eylemlerine başladıkları günden bu yana polis müdahalesiyle karşı karşıya kalan annelerin önceki gün polis tarafından copla taciz edilerek iteklenmesi kamuoyunun tepkisine neden oldu.
Gazetemize konuşan anneler “Onlar ne yaparsa yapsın biz çocuklarımızın yaşaması için eylemlerimize devam edeceğiz. Duyarlı tüm kesimleri bu eylemi sahiplenmeye çağırıyoruz” dedi. Yine gazetemize konuşan HDP Kocaeli İl Eşbaşkanı Şahabettin Işık da kamuoyuna çağrıda bulunarak “Tüm duyarlı insanları ailelerin eylemini sahiplenmeye çağırıyorum” dedi.
‘Bu eylemlere sahip çıkın’
Gebze M Tipi Kadın Kapalı Cezaevi’nde Öcalan üzerindeki tecridi protesto etmek amacıyla açlık grevinde olan Aslı Çalıhan ve İzmir Şakran Cezaevi’nde 1 Mart’tan bu yana açlık grevinde olan Hatice Çalıhan’ın annesi Zeynep Çalıhan’da Gebze Cezaevi önünde 9 Nisan’dan bu yana oturma eylemini sürdürenlerden. Önceki gün cezaevi önünde oturma eylemlerini sürdürürken polisin müdahalesiyle karşılaşan anne Çalıhan, “Cezaevi önüne gittik ve polis bize adeta saldırdı. Bir yandan tekme atarken diğer yandan copla tacize uğradık. Hepimiz yaşlıyız ve bunu kendilerine söylediğimizde madem yaşlısınız burada ne işiniz var dediler. Çocuklarım açlık grevinde ben tabi ki burada olacağım. 7 bin çocuğumuz açlık grevinde. Ne onlar için ne de bizim için hayat durmadı biz eylemimize sonuna kadar devam edeceğiz” diye konuştu. Eylemleri karşısında çocuklarını sonuna kadar destekleyeceklerini söyleyen anne Çalıhan, “Çocuklarımız eylemlerinde kararlı evet onları bizde destekliyoruz. Öcalan üzerindeki tecrit kalkmayana kadar ne yaparlarsa yapsınlar biz mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz” dedi. Son olarak kamuoyuna çağrı yapan Anne Çalıhan şunları söyledi: “Sessizlik ölümdür. Tüm anneler ve duyarlı kamuoyuna çağrım bu eylemlere sahip çıkmaları. Gebze’ye eylemimize davet ediyoruz. Onun dışında tüm cezavleri önünde bu eylemler büyütülmeli.”
‘Aynı şeyleri her gün yaşıyoruz’
Tekirdağ Cezaevi’nde açlık grevi eylemlerini sürdüren Ali İlhan Bayar ve Ruşen Bayar’ın annesi Zeynep Bayar ise oturma eylemlerinin ilk gününden beri polis müdahalesiyle karşı karşıya olduklarını söyledi. Bayar, “İlk günden beri bize saldıran polislerden şikayetçi olmadık. Kimi kime şikayet edeceğiz. Aynı şeyleri her gün yaşadığımız halde önceki gün saldıran polisler hakkında soruşturma başlatılmış. Daha önce akılları neredeydi” diye sordu.
Gebze Cezaevi önünde tüm eylemleri yasakladığını duyuran valiliğe kararına dikkat çeken Bayar, “Eylemler yasaktır demişler baştan beri yasaktı zaten. Tekirdağ’a gidemiyorum ama ne kadar yasaklasalar da Gebze Cezaevi önünden ayrılmayacağım” diye konuştu. Tüm kamuoyuna çağrıda bulunan anne Bayar şöyle devam etti: “Biz beyaz başörtümüzü takarak barış masasına dönülsün istiyoruz. Bizim çocuklarımızın talebi budur biz çocuklarımızın talebinin yanında olacağız. Adalet sadece Kürtlere değil herkese lazım. Bu iradenin annesiyim ben. Herkes elini vicdanına koysun. Daha çok da annelere sesleniyorum. Yakınınızda olan cezaevinin önüne gidin oturun. Herkesi dayanışmaya çağırıyorum herkesi cezaevlerinin önüne çağırıyorum. Türkiye Cumhuriyetine sesleniyorum bizler de bu Cumhuriyetin bir ferdiyiz, bizler de bu ülkenin vatandaşıyız. İsteğimiz barış. Yanımda ki anne Türk’tür ben Kürt annesiyim. Biz anneyiz, anneliğin, dili, dini, ırkı, yoktur. Bu devlet biz anneleri düşürdüğü durumdan ötürü utanmalı.”
‘Tüm halkımız annelerin eylemini sahiplenmeli’
Gebze’deki tutuklu ailelerinin 9 Nisan’dan bu yana sürdürdükleri oturma eylemine her gün polis müdahalesi olduğunu hatırlatan Şahabettin Işık “Kamuoyunun bu ıstırabı görmesi lazım. Annelerin eylemi masum bir eylemdir. İnsanı yaşatmak için yapılan eylem kutsal bir eylemdir” diye konuştu. Hiç bir şeyin insan yaşamından daha üstün olmadığına dikkat çeken Işık, “Bu insani bir meseledir. Talep ne olursa olsun cezaevlerinde açlık grevindeki bir insanın yaşamına veda etmesini kimse istemez. Bunu üzerine politikada yapılmaz. Talebimiz kamuoyunun duyarlı olması. Bu sesin duyulmasını istiyoruz” dedi. Kendilerinin her gün annelerin yanında olduğunu söyleyen Işık son olarak şunları söyledi: “Yalnızca bizim olmamız yetmeyecektir. Tüm halkımızı annelerin bu insani eylemini sahiplenmeye çağırıyoruz. Bu mesele sadece Gebze meselesi değil. Binlerce insan onlarca cezaevinde tecridin kaldırılması için bedenin ölüme yatırıyorsa bu eylemin öteside insanı duyarlılıktır ve bu çok doğaldır üzerine siyaset yapılmayacak kadar da değerlidir. İnsanlar yaşamını yitirdi biz insanların ölmesini istemiyoruz. Barışın gelmesini istiyoruz.”