İBB başkanı Ekrem İmamoğlu, Selahattin Demirtaş’ın siyasette aktif olduğu dönemdeki çizgisini beğendiğini söyledi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu Rudaw’a konuştu. İmamoğlu, Demirtaş’ın seçim öncesi cezaevinden gazetemiz aracılığı ve sosyal medya hesabından gönderdiği sandığa gidin çağrısının kendisini mutlu ettiğini ifade ederek, şunları söyledi:
”Sayın Demirtaş’ın gerçekten de barışçıl, uzlaşmacı ve evrensel değerleri öne çıkaran dili vardı. Bundan da çok mutluluk duydum. Hatta kendi adıma bunun Türkiye için bir fırsat olabileceğini ve birçok duvarı yıkabileceğini de dile getirdim. Bugün de hala aynı kanaatteyim. O dilin geçerli olduğu bu ülkede çok daha mutlu olabileceğimizi görüyorum. Bu bağlamda böyle siyasi bir çizgisi olan bir insanın benim hakkımda pozitif bir şey söylemesi elbette beni mutlu etmiştir. Tabi bu söylem seçmende ne kadar etkili olur, olmaz bu benim tespit edebileceğim bir şey değil. Ama elbette beni mutlu etmiştir.”
‘Yurttaş eşitliğinden bahsetmeliyiz’
Ekrem İmamoğlu Kürt sorunu hakkında da ne düşündüğü dile getirdi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu, “Aslında olaya etnik tanım üzerinden ‘sorun’ dediğiniz zaman sanki Kürt vatandaşlarıma haksızlık yapılıyormuş gibi bir hisse kapılıyorum. Örneğin bu ülkede gelir adaletsizliği var mı? Evet var. Bu temel sorunlardan bir tanesi, e bunun Kürt sorunu ile hiç bağlantısı yok kardeşim dediklerinde, sadece Kürt kardeşimin dilini mi konuşacağız, hayır bağlantısı var ekonomik bağlantıları var, eğitimsel bağlantıları var. Dolayısıyla ‘Kürt sorunu’ dediğimiz zaman o bile ayrımcılık başlatıyor. Hâlbuki eşitlenme duygusu yurttaş eşitliğinden bahsetmeliyiz. Diğer türlü başka etnik kavramlar ürettikçe bu vatanı bölmeye başlıyorsunuz.
’16 milyon yurtsever insanın ittifakı’
Ben İstanbul ittifakı, 16 milyon yurtsever insanın ittifakı diyorum. 16 milyon bu şehre bağlı yurttaş diyorum. Bu kavramları bu şehirde canlı tutuğunuz zaman ki benim tabirini kabul etmediğim Kürt sorununu da çözmüş olursunuz, başka sorunları da çözmüş olursunuz. Eşitlenme duygusu çok değerli bir şey. Bu aslında evrensel demokrasinin değerlerini bu şehre ya da bu ülkeye yansıtabilmektir. Uluslararası düzeyde ve başka ülkelerde bunun uygulanmış biçimleri var. Ama işi bu kadar mikro guruplara, etnik kökenlere, hata bazen inanç gruplarına dağıttığınız an sorunu büyütüyorsunuz, çözüm de çıkmıyor oradan.
Söyleşinin tamamı: