Eski Cumhurbaşkanı Gül, kendisi için ‘davaya ihanet’ ve ‘trenden inmek’ ithamında bulunan Erdoğan ve ekibine yanıt verdi: AK Parti’nin kurucu ilkelerinden yolunu çeviren ben miyim?
Gazeteci Veysi Dündar, “11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile içten bir görüşmenin notları” başlığıyla Gül ile görüşmesini yazdı. AKP içinde seçim yenilgisiyle derinleşen iç iktidar kavgası kızışmaya devam ediyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “davaya ihanet” ve “trenden inmek” ithamına yanıt niteliğinde cevaplar veren Gül, “AK Parti’nin kurucu ilkelerinden yolunu çeviren ben miyim? Elimdeki 30 km öteyi gösteren dürbün ile baktığımda gördüğüm engeli, engebeyi işaret ettiğim için suçlanmam haksızlık değilse nedir?” diye sordu.
‘Mazbata uğurlu olsun’
Dündar’ın yazısı ve Gül’ün değerlendirmeleri şöyle: “Her ne kadar Ekrem İmamoğlu için mazbataya giden yol geçmiş emsallare nazaran hem güç hem de geç olsa da, 17 Nisan akşam üzeri tüm Türkiye’nin kilitlendiği saatlerde, benim için de biraz geç ama güç olmayan bir ziyaret imkanı gerçekleşti… Sn. Gül’ün Maslak bölgesindeki çalışma ofisinde geçen 1,5 saatlik görüşmede beni hem (biraz) şaşırtan hem sevindiren en önemli hususu söylemeden geçmemeliyim. ‘Mazbata, hayırlı uğurlu olsun. Artık normalleşmenin zamanıdır, vaktidir. İktidarın önünde 4 – 4,5 yıllık kesintisiz bir zaman var. Bunu en iyi şekilde değerlendirmeleri gerekiyor. Çok önemli problemler bizi bekliyor. Önceliğimiz ekonomi olmalı’ dedi.
Erdoğan yoldan saptı iması
Tam da burada; ‘Ak Parti’yi kuran ve onun ilk Cumhurbaşkanı olarak tarihe geçen Gül ile bugünkü Ak Parti’yi ayıran çizgi ne?’ sorusu akla gelmeli. Sn. Gül ‘Ak Parti’nin vizyon belgesini yazdığını ve ona hala uyduğunu’ ifade ediyor. ‘O belge ne diyorsa ben o rotadayım’ diyor. ‘Ak Parti’nin kurucu ilkelerinden yolunu çeviren ben miyim? Elimdeki 30 km öteyi gösteren dürbün ile baktığımda gördüğüm engeli, engebeyi işaret ettiğim için suçlanmam haksızlık değilse nedir?’ diye soruyor. Tayyip Erdoğan ile uzunca bir süredir görüşmediğini ifade etti…
Hala ısınma turları
Sn. Gül adaylık süreci devam ederken Sn. İbrahim Kalın ve Sn. Hulusi Akar’ın kendisine yaptıkları ziyareti tabii ki hatırlıyor. ‘Birisi okul arkadaşım (Akar) diğeri ise bizatihi kendimin yurtdışından Amerika’dan (Kalın) davet edip siyasete kazandırdığım kişi’ dedi. O görüşmede: ‘Kimsenin kimseyi tehdide ne ihtiyacı ne de cüreti olduğunu’ ifade etti. Sonuçta Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunun o şekilde sonuçlanmasının kendisine yönelik bir gözdağından değil siyasetin olağan akışı içinde Meral Akşener’in tercihinden kaynaklandığını (belki bir kez daha) söyledi. Tabii ki ‘yeni bir parti kuruyoruz sen de bize katıl’ demedi. Ama açık söylemek gerekirse tüm veriler ülkeye ve siyasete dair söyleyecek çok şeyi olan Sn. Gül’ün bu topa gireceğine delalet ediyor.”
HABER MERKEZİ