Amedspor, Türkiye Futbol Federasyonu’nun kendisine yönelik sportif değil siyasileşmiş adaletsiz kararları ve kimi deplasmanlarda uğradığı ayrımcı saldırılara rağmen yoluna devam ediyor. Amedspor Kulübü Başkanı Ali Karakaş ile, Diyarbakır’ın dirençli takımı Amedspor’u konuştuk:
Amedspor sizin için ne ifade ediyor?
Amedspor; bu kentin gerçek dinamikleri ile varolmuş, bütün olumsuz koşullar altında varlığını sürdürmüş, kent ve bölge insanının, kendi varlığını inkar etmeden, spor alanlarında tüm haksızlıklara rağmen mücadele etmeye devam eden bir spor kulübü.
Amedspor, Diyarbakır halkına, özellikle de gençlere nasıl bir aidiyet sağlıyor? Politik ve apolitik gençlerin buluştuğu, kesiştiği bir aidiyet, bir çatı mıdır Amedspor?
Amedspor; özünde bakıldığında yalnızca Amedliler’e değil özelde tüm bölge insanına, genelde Türkiye’nin diğer spor kulüplerine sporda doğru aidiyetin, doğru anlayışın, fedakârlığın, samimiyetin, doğru taraftarlığın nasıl olması gerektiğini gösteren, taraftarıyla, kentlisiyle, yönetimiyle bir çatı şekillenmesi olduğunu belirtmek isterim. Gençlerimiz çok uzun zamandır Diyarbakır’ın diğer spor kulübüyle özdeşleşmeye çalışıyorlardı ama bir eksikliğin ve boşluğun olduğunun farkında olduklarını biliyorum. İşte Amedspor tam da bu esnada tüm kentlilere ve özelde de gençliğe bir nefes oldu. Zaten bu his Amedspor’u büyük bir aile çatısı haline getirdi.
Diyarbakır bir metropol ve bu kentte de sınıfsal ayrımlar, ayrışmalar var. Üst ve orta sınıflar ile emekçi, yoksul kesimler Amedspor taraftarlığı üzerinden bir iletişime geçiyor mu?
Diyarbakır; nüfus bakımından çok büyüdü. Bu nüfustaki orantısız ve dengesiz artış halk arasındaki sınıf farklılığını da beraberinde getirdi. Bir kentin spor kulübü işte bu dengesiz artışta bile tüm kesimleri bir araya getirebilmeyi başarıyorsa gerçek anlamda o kentin spor kulübü olmayı hak ediyordur. Amedspor taraftarlarına, spor müsabakalarında bir bakın, üst, orta, emekçi, yoksul tüm taraftarlar bir yürek olup kulüplerini destekliyorlar. O an ilk yaradılışın saflığıyla akıllarda ne sınıf farklılığı ne cinsiyet farklılığı kalıyor. İşte bunun içindir ki, tam da bu anlamda kentte yaşayan kesimlerin tüm farklılıklarını ortadan kaldırmayı başarmış bir kulüptür Amedspor.
Türkiye’ye dair bir barış umudunuz var mı?
Toplumsal barışın tesisi için sizce ne gerekiyor? Türkiye’ye dair toplumsal barış umudunu hiç bir zaman yitirmedim, yitirmeyeceğim de. Bu barış umudumuz değil midir, bu kadar olumsuzluklara, baskılara, ayrımcılığa karşı dik duruşumuzdan ödün vermemek, bu barış umudu değil midir annelerin haykırışları, bu barış umudu değil midir bölgenin tüm kentlerinin açık cezaevi haline getirilmesine rağmen bütün bir halkın dik duruşu… Türkiye’de yaşayan halklar açısından bir sorunumuz olduğunu düşünmüyorum. Toplumsal barışın sağlanması ile ilgili tüm her şeyi tek cümlede anlatmak mümkün; demokratik Türkiye.
Ülkenin başka kentlerinden gelen, farklı etnisitelerden olan futbolcularınız Amedspor’a geldiklerinde takıma yönelik ayrımcılıktan nasıl etkileniyor, ne diyorlar?
Batı illerindne gelen sporcular kısa bir zamanda uyum sağlıyorlar. Amedspor’u tanıdıklarında yapılan haksızlıklara karşı en çok tepkiyi Batılı oyuncular gösteriyor.
Ülkede size yönelik ayrımcılık kentten kente nasıl bir farklılık gösteriyor?
Genel olarak tüm kulüpleri suçlamak çok anlamsız olur, bize çok değer veren, hem yönetimimizi hem de taraftarlarımızı çok doğru karşılayan, misafir eden bir çok spor kulübü var. Bunun dışında tabii ki de gittiğimiz her deplasmanda misafirce yaklaşılmıyor, bazı kulüpler sporun halklar açısından tutkal görevini unutuyorlar. Tümüyle düşmanca saldırılara da maruz kalıyoruz. Spor bir eğitim işidir, bir ruhtur. Bu eğitimi ve ruhu doğru algılamayıp bizi öteki yapmak niyetinde olan kentler Türkiye’nin şu an içinde bulunmuş olduğu durumu da net bir şekilde ortaya koyuyor. İnanılmaz bir şey söyleyeyim size; seçim haritası gibidir bize saldırılar. (Gülüyor.)
Türkiye Futbol Federasyonu’nun Amedspor’a yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Maalesef TFF tarafsız ve bağımsız bir kurum değil. Siyasetin etkisi altında yönetilen bir yapıya sahip. Kulübümüze karşı uygulanan cezaların çoğu zaman haksız ve adil olmadığını düşünüyoruz.
Sportif başarınız ayrımcılıktan nasıl etkileniyor?
Amedspor olarak bizler sportif başarının her maçlarda taraftarıyla bir bütün olmaktan geçtiğini biliyoruz. İlginçtir; dikkat edilirse iç saha maçlarımızda hemen hemen hiç yenilgimiz yoktur. Dış saha maçlarında takımımız taraftarıyla bütünleşemediği için birçok mağlubiyetimiz var. Bize verilen dış saha taraftar yasağı takımımızı inanılmaz etkiliyor. Bu ayrımcılığın olumsuz etkilerinden biri. Bunun yanında ayrımcılığın bizi kentimiz ve taraftarımızla bir araya getiren etkenlerden biri olarak olumlu bir tarafı da var. (Gülüyor.)
Şu anda Amedspor’un ligdeki konumunu ve oynanan futbolu nasıl buluyorsunuz?
Tabii ki Amedspor büyük bir camia ve daha üst liglerde oynamayı hak eden bir kulüp. Fakat iki yıldır ekonomik olarak yalnızlaştırılmış ve çok sıkıntılı bir dönem yaşamasına rağmen ligde altıncı sırada ve en önemlisi kendi alt yapısında gelişmiş gençleri A takımına kazandırdı. Geleceğe sağlam adımlarla yürümeye devam ediyor.
Taraftarlar kulübün ve takımın yönetimsel kararlarına etki edebiliyor mu?
Amedspor katılımcı ve demokratik bir yapı mı? Amedspor kulübü katılımcı ve demokratik bir yönetimi benimsiyor. Taraftarımız ile sürekli diyalog içinde olan bir yönetimimiz var. Kulübümüzün kendini taraftarıyla var eden bir duruşu vardır.
Amedspor’un önüne koyduğu kısa ve orta vadeli hedefler nedir?
Kısa vadede öncelikle maddi sorunlarımızı çözmek ve geleceğe taşıyacak gelir getirici projeler üretmek. Uzun vadede kendi alt yapısıyla sağlam adımlarla en üst liglerde kentimizi ve taraftarımızı temsil etmektir.
Amedspor’a yönelik halktaki sevgiye dair bir anınızı anlatın desem, ne anlatırsınız?
Bursaspor’u yendiğimizde Diyarbakır’a dönüşte bir ailenin ( anne baba ve 5 yaşında çocuk) Amedspor formalarını giyerek havaalanına gelip oyuncuları karşılaması. Yine Erbil’de aynı maçı kabası biten bir inşaat şantiyesinde çalışanların topluca televizyonda izlediğini gösteren fotoğraf.
Amedspor’la birlikte yaşadığınız ayrımcılığa dair bir anekdot anlatmanızı istesem, ne anlatırsınız?
Türkiye Kupası’nda oynadığımız bir maçtı. Hayatımda belki en çok o maçta bu kadar Türkiye bayrağı görmüştüm. Bursaspor kulüp başkanına “neden bu kadar bayrak açtınız, hangi milli takıma karşı oynuyorsunuz?” diye sordum. Başkan, “spor bu, olabilir” dedi.