KHK ile kapatılan Özgür Gündem gazetesiyle dayanışmak amacıyla yapılan Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği kampanyasının davası ertelendi.
Kanun Hükmünde Kararnameyle (KHK) kapatılan Özgür Gündem gazetesiyle dayanışma amacıyla başlatılan “Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği” kampanyasına katılan Erol Önderoğlu, Şebnem Korur Fincancı ve Ahmet Nesin’in “Örgüt propagandası” suçlamasıyla yargılandığı davanın duruşması İstanbul Adliyesi 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada Fincancı, Önderoğlu ve avukatlar hazır bulundu.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) önceki dönem eş sözcüsü Onur Hamzaoğlu, İnsan Hakları Derneği (İHD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (THİV) temsilcileri, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Genel Sekreteri Christophe Deloire, RSF Doğu Avrupa temsilcisi Johann Bihr, RSF Britanya temsilcisi Rebecca Vincent, RSF Almanya temsilcisi Christiana Mihr ve çok sayıda kişi duruşmayı izledi. Duruşma kimlik tespitiyle başladı.
‘Peşinen cezalandırma’
Savunması alınan Önderoğlu, şunları söyledi: “Ulusal ve uluslararası dayanışmanın hiç azımsanmayacağı bir süreçte, bir günde hazırlanan bir iddianamenin mahkemenizce kabul edilmesinden sonra, 10 günlük tedbir amaçlı tutukluluğum Silivri Cezaevi’nden sona erdi. Şebnem Korur Fincancı ve Ahmet Nesin’le birlikte, belki son yıllarda görülmüş en kısa ‘tedbir amaçlı tutukluluğu’ yaşadık. Çünkü, yıllar öncesinde ve halen birçok gazeteci meslektaşım, birçok hak savunucusu, birçok aydın, bu tür keyfi muameleye aylarını, yıllarını tüketti, halen de tüketiyor. Bu tür uygulamalar, peşinen cezalandırma ve hizaya getirme amacına uygun olarak, Türkiye’nin adil yargılama, ifade özgürlüğüne dair temel taahhütlerini çiğnediği gibi, gazetecilerin ve hak savunuların korunmasına dair Birleşmiş Milletler kararlarına, AGİT tavsiyelerine ve AİHS hükümlerine de aykırıdır”
Beraatini istedi
Söz konusu yargılamayı, Türkiye’de gazetecilerin ve hak savunucularının sindirilmesinin bir parçası olarak gördüğünü vurgulayan Öndroğlu, devamla şunları söyledi: “Mesleki faaliyetler veya mesleki dayanışma nedeniyle yargılanmak, demokrasi özlemi içerisinde yaşayan herkese ağır gelir. Bugünkü endişemiz ise, şahsen örselenmek, itilip kakılmak, Demokles’in Kılıcı gibi cezalandırma tehdidi yoluyla tacizlere uğramak değildir. Endişemiz tüm toplum adınadır; o da hepimizi bir arada tutma gücü olan adalet duygusunun aşınmasıdır. Bir yandan kamuoyu önünde iktidarın sözlü saldırılarına uğrayan akademisyenler, hak savunucularıyla gazeteciler; ceza soruşturmaları ve kovuşturmalarına boğulurken, hak mücadelesini ölüm tehditleri ve silahlanma çağrıları yapmak suretiyle açıkça sindirme yoluna giren mafya liderlerine ‘sınırsız ifade özgürlüğü hakkı’ tanındığına tanık oluyoruz.”
Önderoğlu, “Yaklaşık üç yıldır süren, üç suçlamaya da hiçbir kanıt ve delilin bulunmadığına inandığım bu davada, beraatımı ve gazetecilik faaliyetlerimi özgürce yürütme hakkımı talep ediyorum” dedi.
Önderoğlu’nun avukatı Tora Pekin de, “Tüm sanıkların savunmaları tamamlandıktan sonra savunma yapmanın daha doğru olduğunu düşünüyor ve savunma için süre talep ediyorum” diye belirtti.
Şebnem Korur Fincancı da, avukatının Perşembe gününden bu yana sağlık sorunlarından dolayı hastanede yattığını, avukatı olmadan savunma yapmak istemediğini ve bu nedenle avukatının hazır olduğu zaman savunma yapmayı talep etti.
Duruşma ertelendi
Ahmet Nesin’in avukatı Özcan Kılıç ise, bir günlük sembolik bir görevi yapan kişinin basın kanunundan dolayı sorumlu tutulamayacağı yönünde bazı “kovuşturmaya yer yoktur” kararlarıyla beraat kararlarını mahkemeye sundu. Kılıç, Basın Kanunu’na göre, hangi durumlarda sorumlu tutulacağına ilişkin incelemenin yapılması için tevsi tahkikat (kovuşturmanın genişletilmesi) talebinde bulundu. Kılıç, “Gazetenin sorumlu yazı işleri müdürü İnan Kızılkaya’nın yargılamaları devam ediyor belki beraat alacak. Bu hususun bekletilebilir bir unsur olabileceğini düşünüyorum. Karar vermek için bu yargılamanın sonucunun beklenmesini istiyorum” diye konuştu.
Mahkeme, avukatların savunma için süre talebini ve Önderoğlu’un vareste tutulma talebini kabul etti. Kılıç’ın kovuşturmanın genişletilmesi talebini reddeden mahkeme, bir sonraki duruşmayı 17 Temmuz saat 10.00’a bıraktı.
HABER MERKEZİ