Metin Yoksu/Batman-MA
Kürdistan Federe Bölgesi’nin Süleymaniye kentinde yapılan Mezopotamya Su Forumu’nda en çok Ilısu Barajı’nın Mezopotamya coğrafyasında yaratacağı tahribatların gündeme geldiğini belirten yönetmen Ali Ergül, Türkiye’nin söylenenlerin aksine bir enerji ihtiyacının olmadığına dikkat çekti. Ergül, barajlardan sadece insanların değil, o bölgelerde yaşayan tüm canlıların olumsuz etkilendiğini söyledi. Mezopotamya Su Forumu, 6-8 Nisan tarihinde Türkiye, Latin Amerika, ABD, Rusya,Irak,İran ve dünyanın çeşitli ülkelerinden 150 sivil toplum örgütü temsilcilerinin katılımıyla Federal Kürdistan Bölgesi’nin Süleymaniye kentinde gerçekleştirildi. Forumda, canlılar için hayati olan suyun geleceğine ve metalaştırılmaması üzerine tartışmalar yürütüldü. Foruma katılan yönetmen Ali Ergül, forumda en çok Ilısu Barajı’nın konuşulduğunu söyledi.
‘Su metalaşmamalı’
Dünyanın birçok ülkesinden gelen aktivistlerin deneyimlerini paylaşmasının önemli olduğunu ifade eden Ergül, su sorunun sadece bir bölge için değil tüm dünya için sorun olduğuna dikkat çekti. Suyun metalaştırılmaya çalışılmasının sadece insanlığa değil tüm canlı yaşamı için tehdit oluşturduğunu vurgulayan Ergül, “Su denilince sadece insanın kendisi düşünülüyor. Forumun en faydalı noktalarından biri de budur. Su sadece insan için değil tüm canlı yaşamı için önemli olduğu forumda öne çıktı” dedi.
‘Su özgür akmalı’
Suyun silah olarak kullanılmasının tehlikelerinin de konuşulduğunu ifade eden Ergül, “Burada da yürütülen asıl tartışma, insan ve devlet merkezli su yönetimi ve tanımlamasının, problemin ana kaynağını oluşturduğu vurgusu sık sık yapıldı. Büyük baraj, küçük baraj tartışmaları yapıldı. Bazı ülkelerden katılan katılımcılar büyük barajların yapılmaması gerektiği, var olan barajlarında farklı yollarla sonlandırılması gerektiğini dile getirseler de asıl yaklaşımın suyun özgür akması gerektiği ve ticari bir metalaşmaya dönüştürülmemesi gerektiği oldu” diye konuştu. Suyun sadece insan üzerinden tanımlamanın su üzerinde iktidar kurma aracı olduğuna dikkat çeken Ergül, “Su bütün canlı ve cansız varlıklarındır. Bizler sadece bizimle aynı dili konuşmayan bu varlıklar için olabilirsek sözcü oluruz. Dili, ağzı olmayan tanımı da sanırım eksik kalıyor. Bu bakımdan aynı dili konuşmayan demek daha doğru geliyor” ifadesinde bulundu.
‘Hasankeyf için ayrı madde’
Forumda Dicle Nehri üzerinde devam eden Ilısu Barajı’nın nehirde yaratacağı tahribatın konuşulduğunu söyleyen Ergül şöyle devam etti: “Ilısu Barajı ve HES projesi sadece Hasankeyf’i ve sular altında kalacak alanı etkilemeyecek. Direkt ve dolaylı etkileyeceği alan çok geniş. Mezopotamya coğrafyası için eğer hayata geçerse çok büyük bir tahribat yaratabilir. Bu bakımdan Ilısu Barajı ve HES projesi en çok konuşulan proje oldu. Bu bakımdan tarihi kent Hasankeyf de bu tartışmanın içerisinde büyük bir öneme sahipti. Sonuç bildirgesinde Hasankeyf için özel madde yazıldı.”
Forumlar önemli
Forumun ilk kez yapıldığı için çeşitli eksiklikleri olabileceğini vurgulayan Ergül, yeni forumlar yapıldıkça eksikliklerin giderileceğini vurguladı. Yeni forumlarla mücadele ağının da oluşabileceğine dikkat çeken Ergül, “Forumun ortak bir mücadele ağına dönüşmesiyle iktidarlar da farklı politikalar geliştirmek zorunda kalacak. Bu da insanların tekrardan yaşamla buluşma şansı doğuracak” dedi. Devletlerin ve iktidarların doğa üzerinde talan edici bir politika yürüttüklerini vurgulayan Ergül, Türkiye’yi bu konuda örnek gösterdi. Türkiye’de bir enerji ihtiyacının olmadığını dile getiren Ergül, “Enerji fazlalığı var. Baraj yapılarak içme suyu ihtiyacının giderildiği iddiası da doğru değil” diye vurgu yaptı.