Gezi Parkı eylemleri sırasında polis tarafından öldürülen Berkin Elvan’ın süren davasında 6 yıl sonra ilk defa olay yeri keşif yapıldı
Gezi Parkı eylemleri sırasında gaz fişeğiyle kafasından vurulan ve 269 gün sonra tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitiren Berkin Elvan’ın ölümüne ilişkin açılan davada, mahkeme 10 Nisan’da olay yerinde keşif yapılmasına karar vermişti. Keşfin yapılacağı olay yerine sabah erken saatlerde gelen güvenlik güçleri olay yerine giriş ve çıkışları kapattı. Keşfin yapıldığı yere Berkin Elvan’ı ailesi, avukatları, CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve Berkin Elvan’ın vurulduğuna tanıklık eden Deniz Tarlak ve çok sayıda kişi geldi. Olay yerine kimsenin girişine izin vermeyen polisler olay yerini inceleyen ekibin gelmesiyle birlikte sadece aile ve avukatları incelemenin yapıldığı yere aldı. Yaklaşık 1 saat süren olay yeri incelemesinde gelen ekipler Berkin Elvan’ın vurulduğu yerde 360 derecelik açılarla görüntü ve fotoğraf aldı.
Tanıklar olay yerindeydi
Olay yeri incelemesinden sonra açıklamalarda bulunan ve Berkin Elvan vurulduğunu gören Denizcan Tarlak, “Mahkemede anlattığımı bugün burada bilirkişi heyetine anlattım. Polisin ateş ettiği noktayı, Berkin’in vurulduğu noktayı göstererek anlattım” dedi.
5 yıl önce yaşadıkları acıyı tekrar yaşadıklarını söyleyen Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan da, “Bundan sonra ne olacak bilemiyoruz. Acaba vuranlarda vicdan var mı? Eğer korkuyorsa korkmasın. Biz 5 yıldır kimse tekrar öldürülmesin diye çabalıyoruz. Biz kimseyi öldürmeyeceğiz ki. Bizler yaşatmaktan yanayız” dedi.
Şırnak’ın Silopi ilçesinde panzerin evlerine girerek ezdiği Muhammed (7) ve Furkan Yıldırım (6) kardeşleri hatırlatan Elvan, “Biliyorsunuz o olayda panzer kusurlu bulundu polis değil. Sanırım yarın öbür gün bu sefer silah suçlu, gaz fişeği suçlu diyecekler. Bekleyip göreceğiz” diye konuştu.
‘Cezasızlık politikası uygulanıyor’
CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise olayın üzerinden 6 yıldan fazla bir zaman geçtiğini belirterek, “5 yıl sonra yeni olay yeri incelemesi yapıyorlar. Maalesef Türkiye’de kamu görevlilerin yargılandığı davalarda bir cezasızlık politikası var. Yargının hoşgörüsü var. Kamu makamlarının koruması var. Bu davada sadece bunlardan bir tanesi. Umarım bundan sonra adalet gerçekleşir ve caydırıcı bir ceza alır” diye belirtti.