“Aydın KCK” adı altında yapılan operasyon kapsamında görülen davada 19 kişiye, hayali tanık ifadelerine dayanarak ceza verildi. Savcının mütalaasında, geçtiğimiz Ekim ayında yaşamını yitiren kişiye de ceza istemesi dikkat çekti.
Aydın ve ilçelerinde Mayıs 2010 tarihinde “KCK” adı altında yürütülen operasyon kapsamında 32 kişi hakkında “KCK Kent Meclisine üye” olmak iddiasıyla açılan dava sonuçlandı. O dönem faaliyet halinde olan Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) çatısı altında yürütülen tüm faaliyetleri “KCK faaliyetleri” olarak kabul eden mahkeme heyeti 19 kişiye, “Örgüt üyeliği” ve “Örgüt propagandası yapmak” iddialarıyla ceza verdi.
Ceza yağdı
Karar kapsamında, Mehmet Parıltı, Süleyman Kızılay, Mehmet Şerif Süren, Kemal Eroğlu, Cihan Turan, Orhan Çiçek, Şemsettin Demir, Cengiz Kara, Halil Turhan, Hayrettin Öner, Şirin Nesim Erikli, Mehmet Durmuş, Nejat Kaya, Nureddin Sevilgen, Süleyman Demir, Yasin Şen, Şehmuz Acar’a, “Örgüt Üyeliği”nden her birine 6yıl 3 ay ceza verildi. Vedat Gevikoğulları ve Cemil Tokat’a da aynı iddia ile 7’şer yıl 6 ay ceza verildi.
“Örgüt üyeliği” iddiasıyla yargılanan ve hakkında 10 yıl ceza istenen Sıddık Aydoğdu’nun da geçtiğimiz Ekim ayında yaşamını yitirmesi nedeniyle dosya düşürüldü. Sevim Devrim, Gülizer Özdemir, Şirin Başkurt, Berfin Aslan, Leyla Polat, Gülten Suvarioğulları, Heybet Özdemir, Gülüstan Demir’e de ceza veren mahkeme, hükmün açıklanmasını ileri tarihe bıraktı.
“Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla yargılanan Şerife Başkurt, Hikmet Özdemir, Hüseyin Dinler, Selam Demir hakkında ise beraat kararı verildi.
‘Dosyanın iki dayanağı da çürütüldü’
Dava sonucunda 6 yıl 3 ay hapis cezası alan isimlerden Süleyman Kızılay, somut delillere dayanmadan hazırlanan dava dosyası nedeniyle 3 yıl cezaevinde kaldığını ifade etti. Karara itiraz edeceklerini söyleyen Kızılay, dava dosyasına gizlilik kararı konulmasından kaynaklı içeriğini ilk duruşmada öğrendiklerini belirterek, “Bütün dosya sözde iki delile dayanıyordu. İlki Maşallah Koparan isimli sözde ‘duyarlı bir yurttaşın’ üzerimize verdiği ifadeler, diğeri ise Kutbettin Kurt isimli KCK yapılanmasında olduğu iddia edilen Kutbettin Kurt’un Diyarbakır’dan Ortaklar Mahallesi’ne gelerek bizimle toplantı alması. Ancak sözü edilen toplantıdan 3 ay önce Kurt tutuklanıyor ve Diyarbakır Cezaevi’nde bulunuyor. Mahkemenin Diyarbakır’a gönderdiği yazı üzerine Kurt’un o tarihte tutuklu olduğu resmi yazışmalarda geçti. Yine Maşallah Koparan isimli şahıs için Aydın Emniyet Müdürlüğü’ne yazılı yazılarak kişinin bilgileri istendiğinde gelen cevapta, ‘Türkiye kayıtlarında bu isimde biri bulunmuyor’ denildi. Yani hakkımızda şikayetçi olan kişinin de aslında uydurulan hayali biri olduğu ortaya çıktı” diye konuştu.
Kendilerine verilen Demokratik Bölgeler Partisi’nin siyasi faaliyetlerine yönelik bir cezalandırma olduğuna dikkat çeken Kızılay, cezaya rağmen geri adım atmayacaklarını söyledi.
Kavgalı aileleri barştırmak suç sayıldı
Ekrem Aydoğdu, ilk tutuklamaların yaşandığı süreçte 71 yaşında olan Babası Sıddık Aydoğdu’nun da 9 ay tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakıldığını söyledi. 9 yıl süren dava sürecinde hasta ve yaşlı olan babasına katılım zorunluluğu getirildiğini de söyleyen Aydoğdu, geçtiğimiz Ekim ayında da babasının yaşamını yitirdiğini ancak son ana kadar dava dosyasında isminin geçtiğini ifade etti. Ortaklar’da babasının yaşından ve tecrübesinden dolayı küs olan aileleri barıştırma, taziyelere katılma gibi toplumsal sorunlara öncülük ettiğini aktaran Aydoğdu, birbiriyle kavgalı iki aileyi barıştırmanın dosyaya “KCK faaliyeti” olarak girdiğini belirtti.
Ölen kişiye ceza istendi
Babasının yaşamını yitirmesinden sonra duruşmalara katılmadıklarını ancak savcının esas hakkında hazırladığı mütalaasında ceza istediğini duyduklarını vurgulayan Aydoğdu, şunları söyledi: “En son karar duruşmasında ismi düşürüldü. Benim babam son gününe kadar uğradığı adaletsizliği söylemekten vazgeçmedi. Ortaklar ilçesinde adaletiyle, hoşgörüsüyle tanınan bir insanın insanları çağırıp taziyelere gitmesini bile ‘örgüt suçu’ denilerek ceza verilmek istendi.”
‘Tazminat davası açacağız’
15 Temmuz darbesinden sonra İngiltere’de kanser tedavisi gören abisini ziyaret etmek için babasının gitmek istediğini ama yurt dışı yasağı bulunmasından kaynaklı izin verilmediğini söyleyen Aydoğdu, yaşadıkları mağduriyetleri için maddi, manevi tazminat davası açacaklarını belirtti.
Kaynak: MA / Nimet Ölmez