HDP İstanbul 3. Bölge Milletvekili adayı Elif Bulut, Sivas doğumlu. Çocukluğunda, ilkokul öğretmeni babası nedeniyle Mardin’den Karadeniz Ereğli’ye kadar memleketi karış karış gezmiş. Babaannesi, zamanında Şengal’den göçmüş Ezidi bir kadın. Ancak bunu yıllar sonra öğrenmişler. “Babaannem evde Kürtçe konuşuyordu, biz de dedemden öğrendi zannediyorduk” diyor gülerek.
Beş vakit namazını kılan annesi bir ev emekçisi, Bulut’u 17 yaşında doğurmuş. Babası gençliğinde ülkücü hareket içindeymiş. Edirne’ye tayini çıktığında 80’li yılların politik ortamında solcuların çoğunlukta olmasından ülkücü olarak gitmeyi göze alamamış. Böylece, Sivas’ta öğretmenlik yapmaya başlamış.
“Kürt meselesi” ile tanışması, babasının Nusaybin’de bir köy okuluna atanmasıyla olmuş. Başlarına bir iş geleceğinden korkan annesi gitmek istememiş. Elif Bulut o zaman 11 yaşındaymış. Anne, “Olaylar var, biz öleceğiz” diye ağladığı sırada ölmekten hakikaten de tesadüf eseri kurtulmuşlar. Son dakikada gitmekten vazgeçtikleri mezra bir gün yakılmış, hemen herkes hayatını kaybetmiş:
“Babamın ağzından bir kere bile MHP’ye dair cümle duymadım ama biz hiç Kürtlüğünü kabul eden bir aile değildik. Babam solcu olduğum için kandırıldığımı düşünürdü.”
Nusaybin’de yakılan bölge yerine şans eseri taşındıkları mezrada onun da öğrenci olduğu okulda yapılan aramalarda sınıf arkadaşları, babası öğretmen olduğu için Ahmet Kaya kasetlerini ona verirmiş. Babası da bir Kürt olarak yaşananlardan rahatsızlık duyarmış ama Kürt meselesinde takındığı, Bulut’un deyişiyle, “Türk bakışı” tavrından yıllarca sıyrılamamış.
Karadeniz Ereğli’de yaşadıkları sırada Kürt olduğunu söylememesi için defalarca tembihlenmiş. Kimliğini neden saklaması gerektiği üzerine düşünmesi, kırılma anlarından biri olmuş. Hayatının bir başka kırılma anını, aile içindeki kadın-erkek rollerini sorgulamasıyla yaşamış. “Babam neden kendi çayını almıyor” sorusuyla başlayan cinsiyet rollerine kafa yormasıyla başlayan süreç, kız kardeşiyle evde “grev” başlatmalarına kadar uzanmış!
Duyarlı, politikaya meraklı bir gençmiş. Öyle ki, kendisini bildi bileli politikacı olmak istiyormuş. Gençliği Düzce’nin muhafazakar çevresinde geçmiş. Ege Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olduktan sonra çok istemese de İstanbul’a taşınmış. Bir süre tekstil alanında çalışmış.
Baba Bulut, 2015 yılına kadar hep MHP’ye oy vermiş. Babasının hayatındaki dönüm noktası ise 7 Haziran seçimleri olmuş ve HDP’nin barajı geçmesi gerektiğini düşünerek ilk kez tercihini değiştirmiş. Elif Bulut, barış sürecinin de babasının yaşadığı değişimde etkili olduğunu düşünüyor. Bir de Selahattin Demirtaş’ın… “Onu HDP’den daha önce sevdiler” diyor.
2012 yılından beri aktif siyaset içinde yer alan Elif Bulut’a neden HDP’den aday olduğunu soruyorum. Kadın bilinci ve Kürt kimliğinin onu HDP’ye getirdiğini anlatıyor: “Eksiklerimiz var ama kadın politikalarına öncü olan başka parti yok. Kaldı ki, bu ülkenin toplumsal barışa ihtiyacı var. HDP’nin bunun yolunu açabilecek bir mekanizma sağlayabileceğine inanıyorum. Hepsinden öte, bütün kimliklerin temsil edildiği bir yer. Bu da benim için önemli…”
Sivaslı olduğu için çevresinde, “Alevi ve CHP’li” olduğuna dair bir yargı oluştuğunu belirttikten sonra, “HDP’li olduğumu duyunca ‘iyi insanların’ da HDP’li olabildiğine şaşıranlar oluyor” diye gülüyor. Bir önceki seçimlerde HDP’den aday olduğunda babasından işittiği cümleyi ise gözleri parlayarak aktarıyor:
“Doğru bir yerdesin.”