AKP Malazgirt’te seçimi 3 oyla önde bitirdi. HDP’nin 432 oyu geçersiz sayıldı. Buna rağmen geçersiz oyların yeniden sayılmasına engel olundu. Muş’ta hakeza, 2 bin 500 oy geçersiz sayıldı. AKP 538 oyla seçimi kazandı. Buna rağmen oyların yeniden sayılmasına engel oldu. İstanbul’da seçim bittiği günden beri oylar sayılıyor. Daha ne kadarı sayılacağı da belli değil. Van’da seçimi kaybettiği bütün ilçelerde oyların yine de sayılmasını dayatıyor.
Mardin’de 19 bin 373 oy geçersiz sayılmış, Ahmet Türk rakibine 65 bin 794 oy fark atmış, AKP geçersiz oylar için itiraz etmiş, hepsi AKP’ye yazılsa durumu değiştirmiyor ama Türk’ün mazbatası verilmiyor.
Diyarbakır Bağlar’da ne oldu dersiniz?
HDP adayı yüzde 70’le seçimi kazandı.
AKP adayı yüzde 25’te kaldı. AKP itiraz etti.
Neden?
AKP, daha önce HDP adayını Kanun Hükmünde Kararname ile görevinden uzaklaştırmış. Kendi yaptığını bahane ederek mazbatayı istiyor. Çeyrek oyuna rağmen istiyor. Ne denilir bilmem.
AKP böyle davrandığı için kaybetti.
Demokratik haklar, hukuk devletinden söz etmiyorum. Yasalara uymadığı için, hatta kendi yaptığı yasalara uymadığı için seçimleri kaybetti. Şimdi aynı şeyi yapıyor. Yasalara uymuyor. Ve kaybettiği her yerde oyları saydırıyor. Olmasa bir üst kurulda yine saydırıyor. Bu süreç daha önce olduğu gibi, AKP’ye kaybettiriyor. Israr ederlerse daha da kaybedecek. Hem daha büyük kaybedecek. Cumhurbaşkanı Rusya’ya giderken bir kere daha seçim sonuçlarını kabul etmeyeceğini söyledi, bunun üzerine dolar 10 kuruş daha arttı.
İstanbul seçimi yenilenebilir mi?
Pazartesi iki gelişme oldu ve seçimin yenilenebilineceği ihtimali gündeme geldi. Bu gelişmelerde bir yukarıda atıf yaptığımız doları zıplatan Erdoğan’ın açıklamaları, ikincisi de Nagehan Alçı’nın İstanbul seçimlerinin 2 Haziran’da yenilenebileciğini haber veren yazısıydı. Bu iki gelişme seçimlerin İstanbul seçimlerinin yenide yapılacağının ihtimalini güçlendirdi. Herkes bunu konuşmaya başladı. Erdoğan’ın söyledikleri yeni bir seçime net bir atıf var. Erdoğan’ın yargı üzerindeki etkisi de belli olduğuna göre yeni sayım, yeni sayımdan sonra yeni seçim kaçınılmaz gibi görünüyor.
Sorun AKP’nin bunu göze alıp almayacağı.
Erdoğan İstanbul’u kaybetmemek için her şeyi yapar. Ama yapacağı şeyler sınırlı. Ve yapacağı şeyler daha fazla oy kaybettirecek şeyler. 7 Haziran 2015 seçimlerinden bu yana Erdoğan’ın yapacakları sürekli azalıyor. Ve yaptığı her şeyin bir bedeli var, Erdoğan da olsan bu bedeli ödüyorsun. Eğer Erdoğan yeni bir savaşla İstanbul seçimlerini geri alabileceğinden eminse yeni bir savaş çıkarmaktan çekinmez. Beka söylemi böyle bir denemeydi. Ama tutmadı. AKP seçmeni bile bir beka sorunu olduğuna inanmadı. Kamuoyunun nabzını iyi tutan Erdoğan bunun farkında. Seçimlerin tekrarı yeni yasa dışılıklar, yeni mağduriyetler yaratır. İstanbul seçimlerini yenilemeye kalkmak, birçok dengeyi yerinden oynatır.
Ayrıca Erdoğan bu süreçte şunu da anlamıştır sanıyorum. Karşısında artık farklı bir muhalefet var. Daha akılı, daha cesur, daha kararlı bir muhalefet. HDP yönetiminin ve seçmenin ortaya koyduğu siyasi zekâ, siyasi cesaret bütün muhalefete bulaştı.
Artık daha zeki ve daha cesur bir CHP ve İYİ Parti var. Yenilemeye kalkarsa İstanbul seçimini kazanmayacaktır.
Erdoğan akılı adam, bütün bunları gördüğünü sanıyorum. Buna rağmen eğer İstanbul seçimini yenilemeye kalkarsa bu ‘ya herro ya merro’ anlamına gelir, önemli bir hamledir, büyük bir risktir. Bence Erdoğan’ın kazanma ihtimali yok.
Ekonomi yan gider, açma yaramı kan gider
Türkiye’de bir ekonomik kriz yaşanıyor. Kriz iktidarın izlediği politikalarla ilgili. Seçimler nedeni ile iktidar bu bu krizi baskıladı. Seçim bittikten sonra zamlar sıraya girdi. Her gün yeni zamlar açıklanıyor. Havalar ısındığı halde meyve ve sebze fiyatları düşmüyor. Dolar yukarı doğru gitmeyi sürdürüyor. Dolar yukarı gittikçe fiyatlar durur mu, onlar da gidiyor. Soğan fiyatları fırladığında stokçuları suçlamışlardı. Şimdi stoklarda soğan kalmamış. Bu yüzden de soğanın kilosu 10 TL oldu.
Devlet mekanizması oyları saydırmakla meşgul olduğu için kimsenin ekonomi ile uğraşacak hali yok. Böylece kriz gittikçe derinleşiyor. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın artık rutine binen paketleri ekonomiye bir fayda sağlamıyor. Yabancı yatırımcılar bir bir terk ediyor Türkiye’yi. Yerli yatırımcılar yatırım yapmıyor. Önlerini görmediklerini söylüyorlar. Ve herkes yapısal reformları bekliyor. Böyle bir konjonktürü de hiçbir iktidar göze alamaz. Erdoğan da İstanbul’da bir seçimi göze alamayacaktır. Kendisine kalan 4.5 yılda durumu düzeltip iktidarını sürdürmek isteyecektir.