AKP’nin İstanbul sonuçlarını didik didik ettirmesi, gerçekten yanlış ya da şaibeli sayımdan mı kaynaklı? Böyle olmadığı AKP’nin de çok iyi bildiği bir sır değil. O zaman ilk iki gün çıt çıkmazken, birden bire büyük bir gürültü koparılıp her yerde sayım kararı alınmasının altındaki neden ne olabilir? Sakın bunun nedeni 25 yıldır yönettiği İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni (İBB) kendi tapulu malı olarak görmesinden kaynaklı olmasın? İBB, AKP ve iktidarının en büyük ekonomik destekçisi ve kitleler üzerinde etkili olmanın oldukça muazzam imkanlarına sahip en donanımlı ve konforlu aracı değil miydi? Bunu somutlaştırmak için İBB Meclis Üyesi ve CHP Grup Sözcüsü Tarık Balyalı’nın verdiği rakamlara bakalım. 31 Ocak 2019’ta Sputnikte’te yayınlanan “Bi de bunu dinle” programında ne diyor? İBB’den bazı dernek ve vakıflara 847 milyon liralık bağış yapılmış. Bu rakam İBB’nin toplam gelirinin yüzde 8’lik bir kısmına denk düşüyor. Belediyenin kasasına giren net para 15 milyar lira. İstanbul’un en büyük ihtiyacı metroya harcanan para ise 2.5 milyar TL. Bağış yapıların başında Ensar Vakfı, TÜRGEV, Okçular Vakfı, TÜGVA, Dünya Yerel Yönetim ve Demokrasi Akademisi Vakfı, İlim Yayma Vakfı, Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı bulunuyormuş. Ne kadar bağış yapıldığını bilen var mı? Sadece bunlar değil. Banko ihaleleri alan şirketlerin de geleckleri soru işaretleriyle dolu.. Allah için bu kadar yardım sizden kesilse çamura yatmaz mısınız?
İstanbul belirsizliği ekonomiyi kilitledi
31 Mart yerel seçimlerinde İstanbul’da önde olan Ekrem İmamoğlu’nun kazandığı YSK’nin kesinlik kazandırmasına bir türlü onay gelmiyor. İktidar, mega kenti elinden bırakmamak için geçmişte karşı çıktığı, hukuk dışı ve ihanet saydığı, meşru görmediği her türlü yola şimdi baş vuruyor. Peki neden? İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin geri almak için. Bunu yaparken itibarı daha da aşınıyor. Benzer bir durum YSK için de geçerli. İstanbul gibi bir yerde hiç de ikna edici olmayan gerekçelerle oy sayımlarını yeniden yeniden yaptıran YSK, Muş, Akdeniz, Malazgirt, Balıkesir’de sonucu çok net değiştirecek somut nedenlere rağmen reddediyor. Sonuç? En kötü burjuva demokrasisinin en büyük dayanağı olan seçim sisteminde kritik bir role sahip olan Yüksek Seçim Kurulu, bu keyfiyetçi yaklaşımıyla, toplumdaki en son güven damlasını da tuzla buz etmiş durumda. Ancak iş bununla da bitmiyor. Ekonominin kendisi de ciddi anlamda bir belirsizliğe gömülmüş durumda. Böylesi hukuk dışılığa tanık olan bir yatırımcı, Türkiye’de iş yapmayı nasıl göze alabilir? Şu bir kaç günün bile Türkiye ekonomisinin kalbinin attığı İstanbul’un yönetimsiz kalmasının yol açtığı maliyet biliniyor mu? Ya bu süreçte gelecek yönetimi bağlayacak kararlar alınmışsa ne olacak?
İBB devlet gibi…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) biraz tanımaya ihtiyaç var. Genel Sekreterlik, 7 Genel Sekreter Yardımcılığı, 25 Daire Başkanlığı, 96 Müdürlük, İç Denetim Birim Başkanlığı, Teftiş Kurulu Başkanlığı, Hukuk Müşavirliği, Altyapı Koordinasyon Merkezi (AYKOME), Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME), 2 bağlı kuruluş (İSKİ, İETT) ve 28 şirketten oluşan küçük bir devlet…
23 milyar bütçe 22 milyar TL borç
Kasım 2018 oturumunda 2019 yılı bütçesi görüşüldü. Meclise bütçeyi sunan İBB Başkanı Mevlüt Uysal, bütçenin 23.8 milyar lira olduğunu belirterek, bütçede 3 milyar 200 milyon lira net borçlanma öngördüklerini ifade etti. Uysal, borçlanma yoluyla elde edilen kaynağın önemli bir bölümünü raylı sistem yatırımları için kullanacaklarını dile getirdi. Bütçenin geçen yıla göre yüzde 18,41 arttığını kaydederek, “Belediyemize bağlı kuruluşlar, yani İETT ve İSKİ ile birlikte toplam bütçemiz 34 milyar 801 milyon liraya ulaşıyor. Ayrıca 28 iştirak şirketimizin toplam cirosu da 24 milyar lira civarındadır” diyor. İBB’nin borcu 22 milyara dayandı. 2014 yılında sadece 6 milyar idi. Bunun bir milyar 114 milyonu borç fazi… Ekrem İmamoğlu mazbatayı alabilirse, tüm bunlar masaya yatırılacak?