Dünya Tiyatrolar Günü’nü cezaevinde karşılayan tiyatrocular Masatçı, Verdi ile Yerik’in yerinin sahne olduğunu belirten oyuncu Çam, ‘Faşizme karşı birlikte sahnelere çıkılmalı’ dedi
Uluslararası Tiyatrolar Birliği’nin 1961’de kurulmasının ardından her yıl 27 Mart günü Dünya Tiyatro Günü olarak kutlanıyor. Türkiye’de ise tiyatrocular Nazlı Masatçı, Gizem Yerik ve Cenk Dost Verdi cezaevinde. Dünya Tiyatrolar Günü’nü cezaevinde karşılayan tiyatrocular Nazlı Masatçı, Cenk Dost Verdi ile Gizem Yerik’in yerinin sahne olduğunu belirten Yenikapı Tiyatrosu oyuncusu Medine Çam, “Faşizme karşı birlikte sahnelere çıkılmalı” dedi. Olağanüstü Hal’in (OHAL) ardından çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Yenikapı Tiyatrosu Sanat Yönetmeni ve oyuncu Nazlı Masatçı’ya, 2010 yılında Alsancak’ta vicdani ret hakkının tanınması ve tutuklu vicdani retçi İnan Süer’in serbest bırakılması için yapılan eylemde sergilediği sokak tiyatrosu nedeniyle “Halkı askerlikten soğutmak” suçlamasıyla 6 ay ceza verildi. Yolcu Tiyatro oyuncularından Cenk Dost Verdi’ye sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek 2 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Uludağ Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencisi Gizem Yerik’e ise sosyal medya paylaşımları nedeniyle “Cumhurbaşkanı’na hakaret” ve “Örgüt propagandası” iddialarıyla 4 yıl 8 ay hapis cezası verildi.
Hitler benzetmesi
JınNews’e konuşan Yenikapı Tiyatrosu oyuncularından Medine Çam, Hitler faşizmine benzer uygulamaların yaşandığını belirterek, tiyatrocuların yeniden özlük haklarının kazanması için hep birlikte sahnelere çıkılması gerektiğini ifade etti.
‘Birlik ile aşabiliriz’
Yaklaşık 10 yıllık bir tiyatro ekibi olan Yenikapı Tiyatrosu’nun üzerindeki baskının OHAL ile beraber tırmandığını kaydeden Çam, arkadaşlarının haksız ve hukuksuz bir şekilde tutuklandığını vurguladı. Baskı ve kokuyu politika edinmiş tüm iktidarlarda baskıların yaşandığını dile getiren Çam, “Hitler’in Berlin’de yasakladığı Bertold Breht’in ‘3. Reich’ın Korku ve Sefaleti’ oyununu açıp baksanız bugün için yazılmış diyebilirsiniz. Bu ne tek bir hükümete ne tek bir döneme ait bir şey. Biz ne ilkiz ne de son olacağız. Bunu tüm tiyatrocuların örgütlü birlikteliği ile aşabiliriz. Facebook sayfamızda ‘O hikayedeki meşhur Ermeni biziz, bizi de öldürtmeyin lütfen’ diye yazmıştık. Çünkü bir gün ‘sigara içildi’ diye tiyatro sahnesinde sorun yaşanacak ve kapatılacak. Bunlar bizim özlük haklarımız. Bunları yeniden kazanabilmemiz için sahnelere çıkıp hep beraber oyunlarımızı oynamamız gerekiyor” diye konuştu.
İZMİR