Yusuf Gürsucu/İstanbul
Geçtiğimiz gün Euronews web sitesinde hayvan gübrelerinin toprağı, suyu, havayı ve tüm doğal yaşam ile insan yaşamını zehirlediği iddiası ile bir haber yayınlandı. “Son yapılan araştırmalar” iddiası ile sunulan haberde bu iddianın sahipleri yer almazken, 2030 yılı itibarı ile gezegende her yıl 5 milyar ton dışkı oluşacağı ve bunda aslan payının hayvancılığa ait olacağı yer aldı. Haberde kullanılan dil okuyan insanı telaşa düşürecek bir içerikteydi. Haberde, insanoğlunun et, süt ve deri talebini karşılayabilmek adına gezegende 70 milyardan fazla çiftlik hayvanı sürekli hazır bulundurulduğu ve bu durumun hayvancılık sektörünün her yıl milyarlarca ton dışkı üretmesine neden olduğu belirtilirken, bu hayvan dışkılarının çok küçük bir bölümünün gübreleme için kullanılabildiği iddia edildi.
Avupa’da gübre yapmak için konulan “yasal sınırın” çok üzerinde hayvan dışkısı oluştuğu belirtilirken, Çin’de ise çoğu nehirlere dökülen hayvan dışkılarının önüne geçmek için katı önlemler alındığı ancak kırsal kesimlerde bunu kontrol etmenin olanaksız olduğu belirtildi. Son derece katı çevre yönetmelikleri olan İngiltere’deki inek, tavuk ve domuz çiftliklerinin 2010 ila 2016 yılları arasında doğaya dışkı salınımı nedeniyle toplam 424 ciddi çevre kirliliğine neden olduğu bilgisi paylaşıldı. Hayvan gübresine getirilen yasakların nedeni ise gübre tekellerinin çıkarına hizmet etmek amacıyla olduğu ise haberde yer almadı.
Amaç korku salmak mı?
Haberde önlem alınmadığı ve hızlı şekilde işlemden geçirilerek ortadan kaldırılmadığı süre içerisinde hayvansal dışkılar soluduğumuz havaya amonyak, azot oksit ve hidrojen sülfid karışmasına neden oluduğu, havayı kirlettiği kaydedildi. Uzun süre solunduğu takdirde kronik astım, bağışıklık sisteminin zayıflaması ve hatta ölümle sonuçlanabilecek sağlık sorunları ortaya çıkaran bu meseleye Dünya Sağlık Örgütü de bir süredir dikkat çekmeye çalıştığı haberde yer aldı. Bu da yetmedi, küresel ısınmanın en önemli nedeni olarak bu dışkılar gösterilerek, ısıyı atmosferde hapsetmek konusunda karbondioksitten 80 kez daha etkili olan metan gazı havaya bir kez karıştığında etkisinin azalmasının 20 yılı bulduğu haber sayfasında yer alıyordu.
Hayvan gübresi
Atadan kalan bilgiler ve gerçek bilimsel veriler, büyükbaş ve küçükbaş hayvan gübresinin bir yandan toprağın yapısını olumlu yönde etkilediği, diğer yandan ise bitkiler için gerekli besin elementlerini sağlayarak ürün miktarı üzerine olumlu etki yaptığı uzun süredir bilinen bir gerçek. Bu etkilerle toprağın su tutma kapasitesi artar. Suyun toprak yüzeyinde bağımsızca akmasına, buharlaşmasına ve tarıma elverişli toprakların taşınıp götürülmesine engel olur. Toprağın kolay tava gelmesini sağlar. Toprak ısısını bitki gelişmesi için uygun duruma getirir. Toprakların pH’sı üzerinde etkili olmaktadır. Organik yapısı nedeniyle toprağın havalanmasına olumlu etki yapar. Toprakta parçalanması sonucu oluşan karbondioksit ve organik asitler, bitki besin elementlerini bitkiler için yararlı şekle sokarlar. Hayvan gübresiyle toprağa fazla miktarda yararlı mikroorganizma verilir. Böylece toprakta biyolojik değişimlerin hızı artar.
Hayvan gübresine 46 bin lira ceza
Dünyada kapitalist üretimler kutsanırken bu kutsama Türkiye’de cezalar eşliğinde uygulanmaktadır. Geçtiğimiz yıllarda Elazığ’da bir hayvancılık işletmesine, çıkan gübreyi kendi tarlasına döktüğü için çevreyi kirletmekten 46 bin 501 lira idari para cezası kesilmişti. İşletmeden çıkan hayvan gübresini kendi toprakları üzerine biriktiren ve zamanı geldiğinde tarımsal üretimde kullanan çiftçiye verilen cezanın nedeni çevreyi kirletiyor olmasıydı. Her yanımız kirliliğe boğulmuşken böyle bir cezanın bir anlamı vardı, o da suni gübre kullanımının neredeyse zorunlu kılınarak daha da genişlemesini sağlamaktı. Ceza kesilen çiftçi yalın bir gerçeğe işaret eden açıklamalar yapmıştı. Çiftçinin, “Hayvan gübresi zararlı bir madde değildir. Zararlı olsaydı evlerimizin altında ahırlar olmaz, hayvanlar beslenmezdi. Hayvan gübresi yüzlerce yıl oturduğumuz kerpiç evlerde tuğla yerine kullanıldı. Evde tezek halinede yakacak olarak kullanıldı. Sebze-meyve yetiştiriciliğinde doğal gübre olarak kullanıldı” sözleri Eorunews’in haberinde ortaya konan iddiaları çürütmeye yetiyordu.
Hayvan dışkısı niçin yasak?
Tarımsal üretimde kullanılan kimyasalların (ilaç, gübre gibi) olumsuz etkilerinin insan ve toplum sağlığı üzerindeki zararları artarak kendini gösterdiği gerçek bilimsel verilerde ortaya konmaktadır. Son yıllarda tüm bu olumsuz etkilerin ortadan kaldırılmasına yönelik olarak kimyasal gübre ve tarımsal ilaçların hiç ya da mümkün olduğu kadar az kullanılması, bunların yerini aynı görevi yapan organik gübre (yani hayvan gübresi, bitki atıklarından elde edilen kompost) kullanımı ile yapılacak tarımın hem ekolojik bir üretimi mümkü kıldığı hem de daha verimli üretimleri ortaya çıkardığı bilinirken iddia edilen araştırmanın hazırlayıcılarının gübre, tohum ve ilaç tekelleri tarafından desteklendiği gerçekler incelenince açıkça ortaya çıkıyor.
Kapitalizmin kirli yüzü örtülemez
Kapitalizmin aşırı üretimleri sonucu olarak hayvanlar köleleştirildi. Günyüzü görmeden bir yaşama mahkum edilerek metalaştırıldı. Doğada kapitalizm öncesi var olan karşılıklı yarar üzerine kurulmuş hayvan-bitki-insan ilişkisi yok edilerek canlı cansız her şey kapitalizmin kölesi haline getirildi. Dünya endüstriyel sanayi üretimleri ile yaşanmaz hale geldi. Toprak zehirlendi, sular kirletilirken aşırı kullanımlarla yok olma eşiğine ulaştı, soluduğumuz hava zehir halini aldı, dünya da iklim değişimine yol açıldı ve buna bağlı kitlesel ölümler yaşanmaya başlandı, ormanlar katledildi, deniz ekosistemi ketledildi, birçok canlı türene soykırım uygulandı, tarım monokültürel üretimlerle ve kimyasallarla zehirli hale getirilirken yüzü tek gülen kesim tarım tekelleri oldu, küçük çiftçilik yok edildi ve utanmadan tekellerin çıkarına olduğu açıkça görülen raporlarla kentli insan korkutularak kimyasala bulanmış yiyecekleri tüketmeye mahkum edildi, bu nedenle birçok hastalık insan bedeninde ortaya çıkarken bu durumdan yine ilaç firmaları ve sermayeye terk edilen hastanelere insanlar mahkum edildi.
Tarım köylünün elinden alındı
Tarım üretimleri atadan kalma yöntemlerle sürerken daha çok ürün elde edersiniz denilerek köylüye suni gübre, hibrit ve GDO’lu tohum ve kimyasallar önerildi. Türkiye’de hayvancılık uygulanan politikalarla yok edilirken çiftçi hayvan gübresi bulamaz hale getirildi. Üretimden uzaklaşan çiftçinin arazileri şirketlere peşkeş çekilmeye başlandı. Oysa geçmişte çiftçilik yapan tüm ailelerin aynı zamanda hayvanları vardı. Bu çiftçilik için bir zorunluluktu. Sütünü, peynirini, yoğurdunu bu yolla sağlarken aynı zamanda tarlada yetiştirdiği her türden üretimde hayvan gübresini kullanıyordu. Hayvan gübresinin önemini örneğin sadece zeytin üreticisine sorulduğunda bile bunun yanıtı çok net alınabilir. Zeytin ağacının dibine hayvan gübresi serildiğinde o ağacın nasıl coşkun biçimde ürün verdiğini çiftçiler çok iyi bilir. Bugün Türkiye’de hayvan gübresi artık bulunamaz hale geldi. Hayvancılık bir endüstri alanı haline getirilmesiyle birlikte hayvan gübresi de azalarak atık olarak ele alınmaya başlandı. Elazığ’daki uygulama ile hayvan gübresine yönelik düşmanlık açıkça ortaya konarken çiftçinin suni gübreye mahkum edilmesi amaçlanıyordu.