Feodal aile bağlarının güçlü olduğu Hilvan’da, 40 yıl önce Kürt siyasetinden meclis üyeliğine seçilen Emine Hacıyusufoğlu, Durre Kaya ve Sultan Yavuz’un ardılları, belediye yönetimini almaya hazırlanıyor
Süleymanlar Aşireti’nin sağ muhafazakar, Paydaşlar Aşireti’nin sol liberal siyasetiyle hüküm sürdüğü Urfa’nın Hilvan ilçesinde 1970’li yıllarda, Kürt Siyasi Hareketi’nin Nadir Temel’le aldığı belediye yönetimi askeri darbeyle son buldu. Bugün kayyumlarla el konulan belediyelere, o dönem askeri darbelerle el konuluyordu. Görevden alınan Hilvan Belediye Başkanı Nadir Temel, encümenler Emine Hacıyusufoğlu ve Durre Kaya tutuklanıp görevlerinden uzaklaştırılırken, Sultan Yavuz ise uzun süre sürgün hayatı yaşamak zorunda kaldı. 40 yılın ardından Kürt siyasi hareketi, Hilvan Belediyesi’ni yeniden almaya hazırlanıyor. 1979 yılında Kürt siyasetinin ilçe belediyesini almasıyla ilçede encümen olan 3 kadından biri olan Emine Hacıyusufoğlu’nun kızı Meral Balter bugün eşbaşkan adayı.
O döneme dair tanıklığını Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Erdoğan Alayumat’a anlatan Balter, daha 13 yaşında olmasına rağmen yaşananları dünmüş gibi hatırladığını dile getirdi. 1979 yılına kadar Hilvan’ın Paydaş ve Süleymanlar aşiretleri arasında yönetildiğini, 79 yılına kadar bu geleneğin devam ettiğini, Paydaş ailesinin daha çok CHP, Süleymanların ise DP, Milliyetçi MHP ve DYP gibi partilerin içinde yer aldığını hatırlatan Balter, o yıllarda ilçenin iki aşiret arasında sıkışıp kaldığını ifade etti. İki ailenin ilçeye ekonomik, kültürel bir katkılarının olmadığını, ellerinde bulundurdukları güçle Hilvan halkını baskı altında tuttuğunu dile getiren Balter, yıllarca Hilvan halkının ağalık zulmü altında ezildiğini, ezilen halkın Kürt hareketine ciddi bir destek verdiğini kaydetti. Balter, Kürt hareketinin demokratik yönetim modelinin 1979 seçimiyle başladığını dile getirdi.
‘Baskılara rağmen’
O dönem Kürt hareketinin belediyeyi kazanmasının ardından aşiretlerin halk üzerindeki baskısının arttığını anımsatan Balter, Hilvan ve Siverek çevresinde bulunan başta Bucak Aşireti olmak üzere tüm büyük ailelerin toplum üzerindeki hegemonyasına dikkat çekti. Süleymanlar ve Bucakların Kürt hareketine yardım eden, onları destekleyen birçok köye baskı kurduğunu, bazı köylerin ateşe verilip boşaltıldığını, o bölgede yaşayan halkın Hilvan merkeze göç etmek zorunda kaldığını ifade eden Balter, tüm baskılara rağmen 11 ay boyunca belediyenin daha demokratik bir şekilde yönetildiğini vurguladı.
‘Darbe ile baskı arttı’
11 ayın sonunda Türkiye’de 12 Eylül Askeri Darbesi’yle yönetime el konulduğunu sözlerine ekleyen Balter, darbe olduktan sonra Hilvan’ın ordu tarafından kuşatıldığını, ilçede binlerce kişinin gözaltına alındığını ve eşine az rastlanır bir baskının uygulandığını kaydetti. 1979 yılında ağaların hegemonyasına kısmen son verildiğini, ancak darbeden sonra aşiretlerin devletten aldıkları güçle baskılarını daha da arttırdığını anımsattı. Askeri darbeden sonra belediye başkanından encümen üyelerine kadar herkesin tutuklanıp cezaevine gönderildiğini de belirten Balter, gözaltına alınan herkesin ağır işkencelerden geçirildiğini söyledi. Kendisinin de annesiyle birlikte gözaltına alınıp cezaevine gönderildiğini anlatan Balter, Diyarbakır 5 No’lu cezaeviyle 14 yaşındayken tanıştığını, 6 ay cezaevinde kaldıktan sonra serbest kaldıklarını belirtti.
Kadınlar hak ediyor
Şimdi yeniden Hilvan Belediyesi’ni kazanacaklarını, demokrasinin tüm değerlerini yeniden yeşerteceklerini dile getiren Balter, şöyle devam etti: “Belki çok zor bir iş yapacağız, ancak bu kentin gerçek sahipleri bu kenti yönetecek. 40 yıl çok az şey yapıldı. Halktan aldığımız güçle bu kenti asıl sahiplerine armağan edeceğiz.” Belediyeyi kazandıktan sonra bunca yıldır devlet ve aşiretlerin yarattığı tahribatları onarmakla işe başlayacaklarını söyleyen Balter, “Bu tahribatı en çok kadınlarla onarabiliriz. Çünkü bu kentin kadınları üç türlü zulüm görüyor. Birincisi koca zulmü, ikincisi aşiret zulmü ve üçüncüsü devlet zulmü. Bu kadar zulüm görmüş kadınlar, herkesten çok özgürlük, eşitlik ve demokrasi isteyecektir. Bu yüzden bu kenti en çok kadınlar hakkediyor” diye belirtti.