PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi protesto için yaşamına son veren Zülküf Gezen, Ayten Beçet ve Zehra Sağlam’ın cenazelerinin kaçırılmasına ilişkin konuşan DİK üyesi Naif Erdem, “Engelleyenler, İslam’dan uzaklaşmıştır. Ölünün hükmü yoktur, cenazeye saygı duyulmalıdır” dedi
“Çözüm süreci”ni sonlandıran hükümet o tarihten bu yana yaşamını yitiren Kürt çocuklarının cenazesini polis zoruyla gömüyor. Cami ve taziye evlerinin yas sahiplerine kapatan hükümet, cenaze törenlerine katılmasına da yasak getirmiş durumda. Cenazelere yönelik bu uygulamaların yanı sıra Bitlis merkeze bağlı Yukarı Ölek (Oleka Jor) köyünde bulunan Garzan Mezarlığı’ndan DNA testi gerekçe gösterilerek 19 Aralık 2017’de çıkarılan 267 cenazeden 265’i hala ailelerine teslim edilmedi. İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda (ATK) bekletildiği ileri sürülen cenazeler, ailelerinin defalarca başvurusuna rağmen verilmiyor. Cenazeleri gömdürtmeme, el koyma ve kaçırma uygulamaları, cezaevlerinde PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi protesto için yaşamına son veren Zülküf Gezen, Ayten Beçet ve Zehra Sağlam’la devam ettirildi. Cezaevlerinden çıkan cenazeler, polis tarafından el konulup kaçırılarak, dini vecibelerinin yerine getirilmesi engellendi. Cenaze törenine katılımın engellenmesi ve camilerin kapatılması ve taziye evinin yas sahiplerine verilmemesi uygulaması 3 cenazede de uygulandı.
‘Halk zulüm olduğunun farkında olmalıdır’
Mezopotamya Ajansı’ndan Özgür Paksoy’a konuşan Demokratik İslam Kongresi (DİK) üyesi Naif Erdem, cenazelere yönelik uygulamalara ilişkin Hz. Muhammed’in “Bir Müslüman, Müslüman kardeşine zulüm yapmaz” hadisiyle cevap vererek, İslam’da cenazelerin dini vecibelerinin yerine getirilmesinin farz olduğunu hatırlattı. Cenazenin ailesi, akrabaları ve yakınlarının, cenaze törenine katılmasının zorunlu olduğunu dile getiren Erdem, “Cenazenin yıkanması, defnedilmesi, telkin okunması, İslam’ın örf ve adetidir. Bu vecibeler yerine getirilmezse, cenazeye zulümdür. Halk bunun zulüm olduğunun farkında olmalıdır” diye konuştu.
‘Cenazeye saygı duyulmalıdır’
Cenazelere yönelik uygulamaların İslam’da yeri olmadığını sözlerin ekleyen Erdem, “Müslümanlar buna müsaade etmemeli. Zulüm yapandan nefret edilmelidir. Peygamber efendimiz bir Yahudi’nin cenazesinin geçişi sırasında ayağa kalkarak, saygı gösterir. Ölünün hükmü yoktur. Cenazeye saygı duyulmalıdır. Ölümden sonra dini vecibeleri yerine getirilmeli ve hürmet duyulmalıdır” dedi.
‘Bunun İslam’da yeri yoktur’
Bu uygulamaların İslam’dan uzaklaşma olduğunu dile getiren Erdem, sözlerini şöyle tamamladı: “Cenazelerin dini vecibelerinin yerine getirilmesine engel olanlar, ailenin cenaze merasimine katılmasını engelleyenler, İslam’dan uzaklaşmıştır. Müslüman, bir başka Müslüman’a zulüm yapmamalıdır. Taziyenin kurulması da cenaze için Fatiha okunmasıdır. Taziye de dini vecibelerinin bir parçasıdır. Bu İslam’da cenaze sahibinin kalbini kırmaktır. Cenazeye dua edilmesini engellemektir. Bunun İslam’da yeri yoktur.”