İmamoğlu, Bayrampaşa’da esnaf ziyareti gerçekleştirdi. Halkla sohbet eden İmamoğlu “Bizim İstanbul mitingimiz 1 Nisan’da olacak. Mitingimizi 1 Nisan’da 16 milyonla yapacağız” dedi
Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu Bayrampaşa’daki çalışmaları kapsamında esnaf ziyareti gerçekleştirdi. Birçok iş yeri ile kahvehaneleri gezen İmamoğlu’na çok sayıda CHP’li eşlik etti.
‘Bizde piyonlar yönetecek vatandaşla beraber yöneteceğiz’
Esnaf ziyareti sırasında İmamoğlu’nun yanına gelen İsmail Yiğit adındaki bir vatandaş, seçim güvenliğiyle ilgili kaygılarını dile getirip, el boyama uygulamasına geri dönülmesi taraftarı olduğunu bildirdi. İmamoğlu Yiğit’e, ”Yaşadığımız bu teknoloji çağında keşke bu kaygılarınızı giderecek yöntemler geliştirilebilsek. Buna ihtiyaç duymak bile sıkıntılı bir durum. Size tavsiyem, sandıklarda vakit geçirin. Parti üyesi olmanıza gerek yok. Kendi oyunuza sahip çıkın yeter. Kim sandığa ne attıysa, o çıksın” yanıtını verdi.
Girdiği bir kahvehanede Recep Albayrak ve Bahtiyar Bilir adlı 2 vatandaşın satranç oynadığını gören İmamoğlu, yanlarına oturarak maçı izledi. İmamoğlu, Bilir’in ”Beni öğrenci gibi görseler de hepsini yeniyorum” demesi üzerine, vatandaşa ”Bazen ’emekli etmek gerekir’ diyorsun yani. Biz de rakiplerimizi şah mat edeceğiz 31 Mart’ta” şeklinde espri yaptı. Bilir’in yenildiğini gören İmamoğlu’nun, ”Senin gözyaşlarına dayanamam, ben gidiyorum” demesi gülüşmelere neden oldu. İmamoğlu, bu sırada bir gazetecinin, ”İstanbul’u şah mı vezir mi yönetiyor? Siz seçilirseniz hangisi yönetecek” sorusunu ise, ”Bizde piyonlar yönetecek. Vatandaşla beraber yöneteceğiz” şeklinde yanıt verdi.
‘Büyük mitingimizi 16 milyon insanla 1 Nisan’da yapacağız’
İmamoğlu, ziyaret ettiği başka bir kahvehanede de gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. İmamoğlu, ”Rakibiniz İstanbul’da büyük mitingler düzenliyor. Siz de düzenleyecek misiniz?” sorusuna, şöyle cevap verdi: ”Aslında her şey o kadar iyi gidiyor ki, her gün bir ilçedeyiz. Kendiliğinden insanlar geliyor ve on binlerce insanla buluşuyoruz. Bu buluşmalar çok güzel, çok nitelikli, organik, içten, samimi buluşmalar. Biz, büyük mitingimizi 16 milyon insanla 1 Nisan’da yapacağız. Hiç kimse dışında kalmayacak, hiçbir sayıyla da ölçülemeyecek bir miting olacak. Biz, bütün İstanbul’u 1 Nisan’daki mitinge davet ediyoruz.”
‘Cumhurbaşkanından insan tarafsız olmasını bekliyor’
Bir yere gittiğinde ya arabasıyla ya da otobüsle gittiğini ifade eden İmamoğlu, “Orada beni bekleyen hemşerilerime sesleniyorum. Bazen gelen kalabalığa inanın ben de şaşıyorum. Bir mahalle arasında 10 bin kişi niye olsun diyorum bazen. Bu kadar kişinin mahalle arasında buluşmak müthiş bir şey. Bazıları için mitingin şöyle bir tanımı olabilir; İstanbul için İETT otobüsleriyle toplanan insanların bir araya geldiği toplantılara herhalde miting deniyor. Bizim, İETT otobüsleriyle gelen kalabalığımız yok. Nasıl geldiklerini de bilmiyorum. Bizim buluşmalarımız samimi buluşmalar. Cumhurbaşkanı, ihtiyaç duyuyor olabilir. Bizim toplantılarımıza da katılsa, İnsan, Cumhurbaşkanından öyle bir şey bekliyor. Keşke her adaya eşit gözle bakabilse. Keşke her adayı dinlese. Partili Cumhurbaşkanı ama hala zihinleri oturmadı, garip bir durum yani. Cumhurbaşkanı’ndan insan tarafsızlık bekliyor. Belediye başkanlığı makamında olduğum sürece ben, ruhumda taraf olamıyorum. Ben de partili bir belediye başkanıyım, benim de partim var. Ben, belediye başkanlığım süresince öyle bir dil kullanamıyorum, kullanamam da” dedi.
‘Sempatik görünmüyor’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul’un her duvarında resmi olduğunu dile getiren İmamoğlu, şunları ifade etti: “Ben olsam, kendi resmimi o kadar görmek istemem. Tavsiye ediyorum, azaltsınlar. Kendileri lehine. Benim lehime düşünüyorlarsa, istedikleri kadar yapsınlar. Hiçbir mahsuru yok. Çünkü hiç sempatik ve hoş görünmüyor. Herhalde 50’de 1 kadar panomuz İstanbul’da, onunla bile uğraşıyorlar. Üzülüyorum. Biz de bir miktar kendimizi anlatma çabasındayız. Gönül, ülkemizin herkes sustuğunda dinleyebileceği bir ses arıyor. Şu anda, insanlığın Türkiye’de dinleyebileceği bir ses yok. Ortak ses yok. Niye birisi ortak ses olmasın. İşte Cumhurbaşkanlığı bana öyle geliyor. Muhtarlık, belediye başkanlığı bana öyle bir imaj veriyor.”