Seçim tam komediye dönmeye başladı diyeceğimiz sırada daha önce 33 gencimizin katledildiği Urfa’nın Suruç ilçesinden kötü haberler aldık. Seçimlere 10 günden az bir zaman kala yaşanan olayda 4 kişi yaşamını yitirdi. Seçimlere yönelik yapılan anketler, AKP’nin Meclis’te çoğunluğu sağlamasının ve Cumhurbaşkanı Adayı R.T. Erdoğan’ın seçilmesinin imkansız seviyelere gerilediği anlaşılıyor. Böyle bir ortamda bu gerginlikleri yaratanı aslında çok da merak etmiyoruz. Yine dün Gölcük’te HDP’lilere saldırı gerçekleşti. Hemen hemen tüm illerde saldırı ya da provokatif müdahaleleri yaşayarak görüyoruz.
Bugün espirili bazı gelişmelerden söz etmeyi düşünürken yaşananlar bunu maalesef mümkün kılmadı. Canımız sıkkın ancak başaracağımıza olan inancımız her geçen gün artıyor. Abbas yolcu ve bu yolu açmak, son yıllarda insana ve doğaya zulüm çektirenleri tarihin çöplüğüne atmak artık bir elzem. Maalesef başkaca yol yok. Bu nedenle 1 oyumuzu HDP’ye ve diğer 1 oyumuzu da Demirtaş’a vermek, gidici olanların yolunu açacak yegane seçeneğimizdir. Bu gidiş sadece halkların çıkarına değil aynı zamanda doğanın ve içinde yaşadığımız ekosistemin de çıkarına olacak.
Olası bir başarısızlık ancak seçimin yapılmaması ya da Erdoğan’ın geçenlerde sosyal medyaya düşen görüntülerde söz ettiği sandık görevlilerine göz yumulmasıyla belki mümkün. Bunun dışında herhangi bir olasılık artık ufukta görünmüyor. Bu nedenle sandıkları korumak bir namus borcuna dönüşmüş durumda. Binlerce sandığı ‘güvenlik’ nedeniyle taşıyanlara en güzel cevabı 80 yaşındaki bir Kürt anne verdi. Annenin 6 km yürüyerek oyumu kullanacağım sözleri başaracağımızın çok önemli göstergesi. Son 2 haftadır havuz TV’lerinde seçimler yerine garip tiplerce Kandil konuşuluyor. TV’lerdeki bu tercihin mevcut iktidarın eliyle ortaya çıkmış olabileceğini düşünmemek saflık olurdu. Nitekim muhalif olan partilerin açıklamaları da bu yönde.
Erdoğan seçilirse neler olur?
Seçilirse ‘vay halimize’ demekten başka bir söz ağızımızdan maalesef çıkamıyor. Ekonominin dip yapacağı, döviz kurlarının pik yapacağı bir döneme girilir ve emek sömürüsü katlayarak artarken, kalan özgürlük kırıntılarından ise eser kalmaz. Doğal yaşam ise geri dönülmez biçimde zarar görür. ‘Yerli’ ya da yabancı sermaye çevreleri ‘Milli’ menfaatler gereği doğal yaşamı sınırsızca sömürüye tabi tutacaklardır.
Nasıl mı? Damat Bakan Albayrak 3. Nükleer Santral’in Trakya’da inşa edileceğini açıklaması gibi Akkuyu ve Sinop’un Trakya ile birlikte insansızlaştırılması, dağları ve vadileri ‘maden bölgesi’ ilan edilip hamuduyla sermayeye verilmesi, enerji ihtiyacı yalanı altında her yanın termik santrallerle doldurulması, meraların, tarım arazilerinin yağmaya açılması, tapusu halkın olan arazilerin ‘acele kamulaştırmalarla’ halkın elinden alınması, inşaat rantı için kentlerin yağmalanması, GDO’lu üretimlerin teşvik edilmesi, tarım arazilerinde biyo yakıt amaçlı ekime geçilmesi, fındıklıkların ve çaylıkların sermayenin eline verilmesi, halkın gıda güvenliğinin yok edilip ithalata bağlanması, tüm su varlığının enerji şirketleri ile şişelenmiş su şirketlerine peşkeş çekilmesi, SİT ve tarihi doğal yapılar ile arkeolojik yapıların ranta açılması gibi daha yüzlerce örnek gösterilebilir. ‘Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz’ atasözü herşeyin özeti aslında.
Doğal yaşamın sömürüye tabi tutulmasını AKP iktidarı yıllardır gerçekleştiriyor zaten. Eğer tek adam iktidarı ile yüz yüze kaldığımızda nelerin yaşanabileceğini düşünmek bile insanı yıpratmaya yetiyor. Yaptıkları yapabileceklerinin garantisi. Seçimlere gittiğimiz günlerde bile halkın ya da doğanın çıkarına hiçbir vaatte bulunamıyorlar. Sürekli olarak sermayeye ve dünyanın büyük borç vericileri olan kan emici fonlara sesleniyorlar, aman yardım edin ya da gözlerinizi kapatın diye. Evet mevcut iktidarı onlarda destekliyorlar elbette, ancak seçimde alabileceği oyu da görerek temkinli yaklaşıyorlar. Hile hurda gibi bir takım oyunlarla seçimi kazanırlarsa hepsi birden alkışlayacaklardır, bundan hiç şüpheniz olmasın. Ne AB’den ne ABD’den ne de Rusya’dan sakın ola hayırlı bir ses beklemeyin, sadece kendinize güvenin, sandığa gidip oyunuz verin ve sandıklara sahip çıkın…