TTB’nin kuruluşunun 100’üncü yılı nedeniyle Hekimler Kadıköy’de yürüyüş yaptı. TTB’liler “Geçmişten aldığımız güçle mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi
Türk Tabipleri Birliği (TTB), kuruluşunun 100’üncü yılında 14 Mart Tıp Haftası kapsamında Kadıköy’deki Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde bir araya gelerek İskele Meydanı’na yürüdü. Yürüyüşe Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Oya Ersoy, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Ali Şeker, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Aysun Gezen, Halkaların Demokratik Kongresi (HDK) önceki dönem Eş Sözcüsü Onur Hamzaoğlu ile çok sayıda kişi katıldı.
‘Savaşa değil sağlığa bütçe’
Türkiye’nin birçok ilinden büyük tıp yürüyüşü için gelen doktorlar beyaz önlükleriyle yürüdü. Yürüyüşte, üzerinde “100 yıldır ülkemize mesleğimize ve geleceğimize sahip çıkıyoruz” yazılı çelenk ve balonlar taşınarak, “14 Mart büyük hekim yürüyüşü 1919’dan 2019’a”, “Yeni Zelanda katliamını kınıyoruz”, “Savaşsız sömürüsüz bir dünya herkese eşit ücretsiz sağlık hizmeti iyi ve onurlu hekimlik” pankartları taşındı. “Sağlıkta şiddet sona ersin” ve “100 yıldır ülkemizde ve geleceğimize sahip çıkıyoruz” dövizlerinin taşındığı yürüyüşte sık sık çaldıkları ıslıklara “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz”, “Savaşa değil sağlığa bütçe” ve “Savaşta sağlık şiddet demektir” sloganları atıldı.
Yürüyüşlerini Kadıköy Rıhtım Meydan’ında sonlandıran Hekimler burada yaşamını yitiren doktorlar ve Yeni Zelanda katliamı için saygı duruşunda bulundu.
Saygı duruşunun ardından ilk olarak İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip konuştu. Sağlığın hak olduğunu savunmak için bir araya geldiklerini ifade eden Saip, “Bu ülkede demokrasi, laiklik, özgürlük varsa, çevre korunuyorsa, barış varsa, insan hakları korunuyorsa sağlıklı olma hali mümkündür. Maalesef hastaneler bugün işletmeye çevrilmiş durumda. Hastalar müşteriye çevrilmiş durumda. Sağlık kurumları parçalanıyor, bölünür, yok ediliyor. Ekonomik olarak çökertilmekte. Bu gelecekte tıp eğitiminin, hastaların ciddi sorunlar yaşayacağı anlamına geliyor” dedi. Hastaları müşteriye çevirmemek gerektiğini dile getiren Saip, “Bilimselliğin korunduğu bir sağlık sistemi kurulabilir. Bilimdışılığa karşı olmak için buradayız. Gerçek bir sağlık sisteminin kurulmasını istiyoruz. Herkese eşit, ücretsiz sağlık hizmeti verilmesini talep ediyoruz. Meslektaşlarımızın emeklerine uygun bir şekilde emekliliklerine yansıyacak ücret talebimiz için buradayız. Bu topraklarda vardık var olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
‘Barıştan yana olduk’
Açıklamayı TTB Merkez Konsey Başkanı Sinan Adıyaman yaptı. 14 Mart 1919’dan hekimlerin Tıphane-i Amire’nin 92’nci kuruluş yıldönümünü kutlamak için yürüyüş yaptıklarını aktaran Adıyaman, o günlerden bu yana ülkede hekimlerin her zaman ülke sorunlarına duyarlı olduklarına değinerek, her zaman bilimden, aydınlanmadan, laiklikten; her zaman bağımsızlıktan, barıştan ve özgürlükten yana olduklarını söyledi. Hekimlerin hiçbir zaman sessiz kalmadıklarına işaret eden Adıyaman, “Doğanın talanına, nükleer belasına karşı durdular. Her zaman iyi hekimlik ve insan haklarından yana oldular. Savaşların halk sağlığı sorunu olduğunu söylemekten, etik ve deontolojik değerleri korumaktan vazgeçmediler. Sağlıkta yaşanan sorun ve yetersizliklerin ülkedeki yönetim anlayışından, önceliklerinden, tercihlerinden ayrı düşünülemeyeceğini savundular” dedi.
‘Yılda 14 milyon hastaya bakıyoruz’
Hekimlerin yaşadığı sorunlara dikkat çeken Adıyaman, “Her şeyden ve herkesten çok; doğumdan ölüme insanın en çıplak hallerine şahitlik ediyor, en çaresiz anlarında yardımına koşuyor, güçsüzlerin gücü, çaresizlerin çaresi olmak, ölümle ve hastalıklarla mücadele etmek, sağlık ve şifa dağıtmak için çalışıyoruz. Yılda 720 milyon muayene, 14 milyon yatan hasta, 5 milyon ameliyat, 1,3 milyon doğum gerçekleştiriyoruz” diye belirtti.
Mücadeleye devam edeceğiz vurgusu
Onları asıl yoran şeyi ise Adıyaman şu sözlerle açıkladı: “Mesleklerimizi itibarsızlaştırılması, emeklerimizin ucuzlatılması, kötü çalışma ortamları, ağır çalışma koşulları, parça başı işleme dayalı ücretlendirme, piyasanın vahşi koşullarına terk edilen, ticarileşmiş sağlık hizmetleri, kışkırtılmış talep, kışkırtılmış şiddet ve sevgisiz, hürmetsiz, değer bilmez sağlık yöneticileridir. Bizler de kökleri 1929’da Etıbba Odaları ile atılan 90 yıllık tabip odalarımız ve Türk Tabipleri Birliği’nin öncülüğünde, yüz yıl önce olduğu gibi bugün de ülkemize, mesleğimize ve geleceğimize sahip çıkıyoruz. Mesleki itibarımızı korumanın, haklarımızı savunmanın, sorunlarımızın çözümünün ancak ve ancak meslek örgütümüzle ve örgütlü mücadelemizle olacağını biliyoruz. Geçmişten aldığımız güç ile mücadele edeceğiz.
Açıklama yaşamını yitiren doktorlar için uçurulan balonlar ile son buldu.