Hazırlayan: Hüseyin Deniz-Ekonomi Gündemi
Cumhurbaşkanı Erdoğan 6 Mart günü Beştepe’de çiftçilere yaptığı konuşmada “halka ucuz et sunamadığımızı itiraf ediyorum” dedi. Erdoğan’ın itiraf ettiği mesele zaten uzun bir süredir dilendiriliyordu. Ancak hükümet, kimseyi dinlemeyip bildiğini okumaya devam etti. Bu politikanın sonucu olarak, Türkiye’de 1991 yılında 51 milyon 200 bin olan küçükbaş hayvan sayısı 2017 yılında yaklaşık 7 milyon azalarak 44 milyon 300 bin oldu. Büyükbaş hayvancılıkta ise yurt dışında geliştirilen ırkların Türkiye’deki sayısı yüzde 500 civarında artış gösterse de yerli büyükbaş hayvan sayısı aynı dönemde 6 milyon 600 binden 1 milyon 600 bine kadar düştü. Peki ne oldu. Et ihraç eden konumdan çıkıp et ithal hale gelindi.
Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) verilerine göre 2018 yılının ilk altı ayında Avrupa Birliği’nden en fazla et alan ülke Türkiye oldu. Türkiye’nin AB’den et ithalatı 2017’nin ilk altı ayında 27 bin ton olurken 2018’in aynı döneminde 59 bin ton oldu. Oysa Tarım ve Ormancılık Bakanı Bekir Pekdemirli, 30 Kasım 2018’de ne demişti. Konya Tarım Zirvesinde, Türkiye’de et ithalatının sürekli konuşulduğuna işaret ederek, şunları kaydetmiş: “Et konusu çok konuşuluyor ama bugün itibarıyla bir hesap yaptık, 6 ay, 1 sene daha Türkiye’nin ithalata ihtiyacı yok gibi gözüküyor. Vatandaş 6 kilo et yiyorken, şimdi 15 kilo et yemeye başlamış”. Aradan fazla bir zaman geçmedi. Türkiye Rusya’dan kırmızı et ithal etmeye başladı.” Çok değil, iki ay sonra yani 6 Şubat’ta şu açıklamayı yapıyor: “2021 yılının sonu itibarıyla da herhangi bir ithalatımız olmayacak” dedi. Asıl önemli nokta Kürt sorunu nedeniyle bölgede uygulanan güvenlikçi politikaların nelere kadir olduğu meselesidir. Bunun sonucu Türkiye’nin kırmızı ette ithalata zorlanmasıdır.
Teşvik belgesi ve Bölge’nin makus tarihi!
Türkiye’de hükümetlerin Bölge illerini (Doğu ve Güneydoğu’yu (V ve VI. Bölge) tali planda tutma yaklaşımı sürüyor. Bir tür ötekileştirme ekonomik cephede de kendisini gösteriyor. Bunun en somut örneğini ‘yatırım teşvik belgeleri’ oluşturuyor. 20 Haziran 2012 tarihinden Haziran 2018 sonuna kadar 31.099 adet Yatırım Teşvik Belgesi düzenlenmiştir. Söz konusu teşvik belgelerinin dağılımı şöyle: I. Bölge %34, II. Bölge %18, III. Bölge %15, IV. Bölge %12, V. Bölge %10, VI. Bölge %11 ve Muhtelif Bölgeler %0,4 pay almıştır.
Öngörülen sabit yatırım tutarı dikkate alındığında ise I. Bölgenin payının %35, II. Bölgenin payının %16, III. Bölgenin payının %23, IV. Bölgenin payının %9, V. Bölgenin payının %5, VI. Bölgenin payının %4 ve Muhtelif Bölgelerin payının %8 olduğu görülmektedir. Bir de 2018 Ocak-Haziran döneminde Teşvik belgelerinde öngörülen toplam sabit yatırım tutarına bakalım: 45,5 milyar TL’si I. Bölgede, 11,4 milyar TL’si II. Bölgede, 7,9 milyar TL’si III. Bölgede, 5,3 milyar TL’si IV. Bölgede, 3,5 milyar TL’si V. Bölgede, 3 milyar TL’si VI. Bölgede ve 4 milyar TL’si ise Muhtelif Bölgelerdedir. Rakamlar her şeyi ortaya koyuyor.
Yerel mi genel mi karıştı?
Adı yerel seçim… Ancak yerelin esamesi yok. Sanırsınız ki Cumhurbaşkanı seçimi yapılıyor. Her yerde Cumhurbaşakın konuşuyor. Projeleri o açıklıyor. Vaatleri o veriyor. Eleştirileri de… Bu arada İstanbul’da kapı kapı dolaşan AKP’liler, vatandaşa Cumhurbaşkanını selamını götürüp oyunu istediklerine tanık olunuyor.
Bakan ‘iyi dedikçe’…
Ekonomide durum malum. 2018 yılına ait son göstergeler oldukça sıkıntılı. Ancak yetkililer göre durum dengeleniyor. Onlar iyi dedikçe sanayi üretimi düştü, İşsizlik arttı, konkordatolar ve fiyatlar fazlalaştı. o 03.10.2018: Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, yüksek çıkan eylül ayı enflasyon rakamlarına: “Bu oran beklentilerin üzerinde. Demek ki, biz bu anlamdaki fiyatlamalarla daha yoğun bir şekilde mücadele edeceğiz. En kötüyü geride bıraktık. Eylül ayı en kötünün olduğu bir aydı” demişti. o 15 Ekim 2018: İşsizlik 88 bin artış göstermiş, Bütçe açık vermiş. Bakan da “Gerek enflasyon rakamları gerek kur ve faiz oranları açısından kötü bir dönemi geride bıraktık.” Ha bir de “konkordato ticaret literatüründen çıkarılsın” demişti. o 11. Mart 2019: 2018’in 4. çeyreğinde Türkiye -3 küçülmeyle ilgili olarak, “İktisadi faaliyette en kötü geride kalmıştır” yorumu yapmıştı. 4 gün sonra TÜİK Sanayi üretim rakamlarını açıkladı; düşüş devam ediyor.