Yaşanmışlıklara rağmen Cizre, Anka kuşu misali… Bir genç, bodrumlar üzerine yapılan TOKİ’leri göstererek, ‘TOKİ mezarlığı’ diyor. Bir anne o günler için ‘en uzun gece’ diyor ve ekliyor: ‘Seçimi kazanalım başka da diyeceğim yoktur’
Seçim İzlenimleri-Handan Coşkun/Cizre
Yaşanmışlıklara rağmen yeniden dirilmek, küllerinden doğmak ya da Anka kuşu misali uçabilmek en çok Cizre’yi özetler. Seçim sürecinin en heyecanla karşılandığı ilçelerden biri Cizre. Henüz duygunun en az ifade edildiği, cümle kurmanın da en zor olduğu dönemler. Fransız filozof Henri Bergson’un geçmişin geçmiş üzerine yığılması olarak tanımladığı hafızayı, sadece bireylere özgü birikimlerin merkezi olarak görmemesi dikkat çekicidir. Bu ifade Cizre’nin, Cizrelinin hatta Cizre’ye ilgi duyan toplumun belleğinde yer alan yığılmaları da özetliyor.
Zira yaşanmışlıklar dikkate alındığında bireyin geçmişte yaşanmış bir olayı tüm ayrıntılarıyla hatırlaması mümkün değilken, tam da burada toplumsal hafızanın ayrıntılara yaklaşımı ve geleceğe devrettikleri söz konusu olunca Cizre anlaşılıyor. Serhildanların ilk başladığı ilçe her dönem özel muameleye tabii tutulup, baskı altında tutulduğundadır her seçim dikkati üzerine çekiyor.
Bodrumlara TOKİ mezarlığı
İlçede görüşmelere başlamadan önce tüm mahalleleri tepeden görebileceğimiz bir noktaya çıkıyoruz. ilçeyi izlerken gazeteci olduğumuzu fark eden kişiler gelip bize elini çok kaldırmadan, göz işaretleriyle TOKi’leri gösteriyor. Bodrumlar yıkılıp üzerine TOKi inşa ediliyor. Bir genç, “Dünyanın neresinde görülmüş mezarlık üzerine ev yapıldığı orası da bizim için TOKi mezarlığı” diyor.
Düğüne gider gibi..
Şimdilerde Nuh Mahallesi Cudi’ye, Cudi ise Yasef Mahallesi’ne sesini duyurabiliyor. Ancak sokağa çıkma yasakları dönemi, mahallelerin birbiriyle iletişiminin kopuk olduğu dönemler hafızalarda taze. Cudi Mahallesi’nde HDP’nin büro açılısına denk geliyoruz. Mahallenin orta yerinde bir büro için miting havasında bir açılış gördüklerimiz. Sokak aralarından yüzlerce insan akın akın geliyor. Yeni doğum yapan kadın, 80’ini devirmiş dede, her yaş grubundan insan. Açılış yapılacak sokak panzerlerle, zırhlılarla gözetleniyor. Resmi ve sivil polisler ara ara grubun etrafında dolanıyor, sonra bir kenarda toplanıyor. Yüksek binalarda yerini alan emniyet mensupları aralıksız çekim yapıyor. Alanı dolduran binlerce kişinin giyimleri oldukça özenli. Düğüne gidercesine bir hazırlıkla gelmişler. Ancak her birinin yüz ifadesinde köklerinde saklı tarihin derin çizgileri mevcut. Geçmişi bilerek, gözardı etmeden yönünü geleceğe çeviren, bugünü iyi değerlendirip seçimlere kilitlenen.
‘Başka diyeceğim yoktur’
Alanda herkes Kürtçe konuşuyor. Cizreli biliyor ki; anadil kaybedildiğinde veya terkedildiğinde geçmişe dair silinen çok şey olacak. Ve aslında biliyorlar ki devletlerin, devletin korumak için üzerinde en çok durduğu şey dil meselesi. Seçim bürosu açılışında görüştüğümüz kişiler en çok bu meseleye dikkat çekiyor; “Anadil varlığımızdır, vicdanımızdır, namusumuzdur.
Kayyum en çok dile vurdu” ifadelerini kullanıyorlar. “Kayyum gidecek yine bizimkiler gelecek. Açacaklar yine bizim merkezleri, dilimizi rahat konuşacağız. Şimdi ha karakola gitmişsin ha belediyeye. Bir farkı yok ki. ikisinde de hep polis var” diye de ekliyorlar. Açılış konuşmalarını yapan milletvekili, belediye eşbaşkan adayları Cizre’yi ve vahşet dönemini anlatıyorlar. Konu bodrumlarda hayatını kaybeden başta Mehmet tunç, Asya Yüksel ve tüm yaşamını kaybedenlere geliyor. Ardından tecridin kaldırılması için açlık grevinde bulunan Leyla Güven ve tüm tutuklulara geliyor. Alanda yer alan herkes aylardır içinde tuttuğu o irin haline gelen, içinden söküp atmak istediği “yuh”u çekiyor.
Bodrumlar kimsesizler mezarlığına bağlanıyor konuşmalarda. En az 177 kişinin hayatını kaybettiği, 55’inin kimsesiz ilan edilip defnedildiği mezarlara. Yaşlı bir teyze özetliyor; “Meğer dünyada sabahı olmayan ne kadar uzun gece varmış. Kime ne yaptık. Bunca gencimiz bir gecede gitti. Ömrüm yetsin yine barış diyeceğim. Seçimi kazanalım başka da diyeceğim yoktur.” Ahmet Hamdi Tanpınar bir şiirinde der ki: eğer maziyi seviyorsam/Ona o güzel günlere bağlı isem/emin ol ki/ Ölülerin de bu topraklarda ve hayatımızda bir söz hakkı olduğunu bildiğim içindir. Cizre mazisine bağlı, hayatlarında söz sahibi ölülerinin ve topraklarının farkında, inançla ve kararlılıkla seçime gün sayıyor.
Fark merak ediliyor
Cizre Belediyesi’ne atanan kayyumun, seçim öncesi belediyenin içini boşaltmaya hazırlandığı ileri sürüldü. AKP Kadın Kolları üyeleri tarafından kullanılan Sitiya Zin Kadın Kültür Merkezi ve yapım aşamasında olan Bilim Merkezi gibi bazı mülklerin il Özel idaresi’ne devredileceği belirtildi. AKP’nin Cizre Belediye Başkan adayı ise eşref Müjde. Cizre’de HDP’nin seçimi kazanmasına kesin gözle bakılırken, farkın ne kadar olacağı merak ediliyor.
‘Halk güç veriyor’
HDP’nin Cizre Belediye eşbaşkan adayları Berivan Kutlu ile Mehmet Zırığ… eşbaşkan Adayı Berivan Kutlu, Cizre’de yaşananları ve halkın beklentisini anlattı: “Cizre son 3 yıldır biliyorsunuz, her yer gibi çok zor dönemlerden geçti. Özellikle kayyumun gelmesiyle birlikte kadın kazanımları yok sayıldı. Bu kazanımlara el atıp kadın şahsında toplumu DAiŞ zihniyetiyle zapttiler. Zihniyet hala devam ediyor. Biz de direk hedef alınan, yok sayılan bu kazanımlarımızı yeniden hayata geçirmek için planlamalarımızı yaptık. HDP olarak modellerimizi uygulamaya çalışıyoruz. Zor dönemler dedik, önce KCK operasyonlarıyla bastırdılar, bu dönem kayyumlarla. Bizi talan ettiler. Buna rağmen örgütlü gücümüzle bertaraf edeceğiz. Kayyum her yerde bizlerin başlattığı projeleri, özellikle kadın ile ilgili olanları kendi projeleriymiş gibi basına yansıtıyor. Üstelik daha fazla maliyetle yansıtıyor. Bunları biliyoruz. takip ediyoruz. Cizre halkı her zamanki gibi duruşuyla bize güç veriyor. Moral oluyor. Bu moralle çalışmalara devam ediyoruz. Güzel günler bizi bekliyor. Hep birlikte başaracağız.”
‘Burası Tunçların diyarıdır’
HDP Cizre eşbaşkanı Güler tunç da kentte yaşananları ve beklentilerini anlattı: “Son 3 yıla baktığımızda büyük bir kıyım, yıkım oldu. Cizreliler sadece son 3 yılda görmedi bunu. 90’lı yıllarda da yine aynı şekilde evlere baskın oldu. Gözaltılar faili meçhuller. O dönem olduğu gibi bu dönemde bütün acılara rağmen, bütün zorbalığa rağmen Cizre halkı dimdik ayakta. Berivanların, Asyaların, Mehmet Tunçların da dediği gibi ‘Diz çökmedik’. Devlet bunu iyi bilsin ki Cizre halkı diz çökmedi. Bodrumlarda yaşananlara rağmen, yaraları hiçbir şekilde kabuk bağlamadığı halde diz çökmediler. Susuzluğa, açlığa, soğuğa rağmen. AKP-MHP arasındaki kirli siyaseti Cizre halkı görüyor, biliyor. evet bir seçime gidiyoruz. Adil bir seçim değil, farkındayız. 24 Haziran genel seçimlerinde de herkes gördü. Botan’ın her yerinde halkın tercihi belli. Diz çökmeyen bir tercih. İnsanlar çocuklarını kaybettiler. Kadınlar eşlerini. Çocuklar babasız büyüyor. Evleri yakıldı, göç etmek zorunda kaldılar. Ama işte insanlar çocuklarının verdiği emekten dolayı davalarından geri çekilmiyorlar.
Daha çok öndeler, daha büyük azimle çalışıyorlar. Yerel seçimler bizim için önemli. Seçim çalışması yaparken bize dönük başka bir muamele var. AKP bayraklarını rahat asarken biz asamıyoruz. Herhangi bir yere bayrak astığımızda hemen yarım saat sonra gelin bayraklarınızı astığınız yerden indirin, alın diyorlar. Seçim büroları açılışları bildirime bağlıdır. Ancak buna müsaade etmiyorlar. İzin vermedikleri sürece açılış yapamıyoruz. Bu süreçte de engellerle karşılaşacağımızı biliyoruz, buna rağmen diz çökmeyeceğiz.”
YARIN: DİGOR VE DOĞUBAYAZIT