HDP Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkan adayları projelerini Sur ‘da düzenledikleri toplantıyla açıkladı. Açıklamaya HDP’nin Eşgenel Başkanı Sezai Temelli’de katıldı
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkan adayları Hülya Alökmen Uyanık ve Selçuk Mızraklı, 31 Mart yerel seçimleri kapsamında hazırladıkları projelerini, Sur ilçesindeki bir otelde düzenledikleri basın toplantısıyla kamuoyuna açıkladı. Toplantıya Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk, HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan, HDP’nin yerel seçimler kapsamında ittifak sağladığı Kürt partileri, HDP milletvekilleri ve çok sayıda partili katıldı. Toplantı salonuna “Rêveberiyên heremî dê bi jinan azad be (Yerel yönetimler kadınlarla özgürleşecek)” ve “Kaldığımız yerden devam edeceğiz” yazılı pankartlar asıldı.
Yerel Demokrasi
Toplantıda konuşan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, yerel seçimlere radikal demokrasi anlayışıyla gittiklerini belirterek, “Geçmişten gelen deneyim ve birikimlerimizi, içinde bulunduğumuz iklim dinamikleri ile yeniden yoğurduk. Tüm Türkiye’de iddialı hazırlandığımız seçimlerde, bildirgelerimizi halkla paylaştık. Her yerel kendi özgünlüğünde böyle bir yol açıyor. Bu tam da bizim yerel demokrasi anlayışımızı ifade etmesi açısından büyük bir öneme sahip. Yerelin sorunlarını ve beklentilerini dikkate almak yerel demokrasinin olmazsa olmazıdır” dedi.
‘Bu sistem demokratik bir sistem değil’
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini eleştiren Temelli’nin açıklamaları şöyle: “Türkiye’nin içinde bulunduğu en önemli sorunlardan biri demokrasidir. Kayyumlarla yol almaya çalışan bir anlayışa karşı yerel demokrasi diyoruz. Faşizme karşı demokrasi, özgürlük ve yerinden yönetim diyoruz. Sürekli olarak partimiz ve bizler hedef haline getiriliyoruz Cumhurbaşkanı ve iktidar tarafından. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi uydurma bir sistemdir. Kuvvetler ayrılığını ve halkın iradesini yok sayar. Ortada ne kuvvetler ayrılığı, ne hukuk üstünlüğü kalmıştır. Demokratik siyaseti savunanlar cezaevindedir. Halkın bizzat katıldığı, temsiliyetini sağladığı yerel yönetimler kayyum eliyle yok sayılmıştır. İktidarda kalabilmek için, üç beş belediye için. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi demokratik bir sistem olmadığı gibi, bir arada yaşam kültürünü yok sayan bir sistemdir. Hem Cumhurbaşkanı hem yürütmenin başı olursanız, her şeyi birbirine karıştırırsanız; ülkeye çöküntüden başka bir şey getirmezsiniz.
‘Bu ülke balık hafızalı değil’
Şimdi Türkiye halkları bir Cumhurbaşkanı arıyor, göremiyor. Çünkü bu ülkenin Cumhurbaşkanı sabah nefret söylemiyle kalkıyor. Hatta bu ülkede yaşayan 20 milyon Kürt’e ‘defolun gidin’ diyor. Her türlü suçlamayı yapıyor, sonra da ben böyle bir şey demedim diyor. Dediğinin kanıtları videolarda var. Sen videolarda bizi göstereceğine biraz da geçmişi göster. Örneğin, 2014 yılını göster. 2014 yılında yerel seçimlere giderken, Newroz’u kutlamaya giderken, bu ülke nasıl bir siyasi bir iklim içerisindeydi onu göster. Hepsi hafızalarda, bu ülke balık hafızalı değil fil hafızalıdır.
‘Türkiye’ye umut olmaya adayız’
Her şeyi hatırlıyoruz. O zaman ne diyordunuz? Ne söylüyordunuz? Biz ne diyorduk? Biz 2014 yılında nasıl tutarlı bir şekilde barış diyorsak, bugün de barış diyoruz. 2014’te nasıl demokrasi diyorsak, bugün de demokrasi diyoruz. Çoğulcu, laik, demokratik cumhuriyet için ve yerel demokrasilerin güçlendirilmesine bir kez daha vurgu yapıyoruz. Dolayısıyla bizim siyasetimiz tutarlıdır. Bizim siyasetimiz, halkların siyasetidir. Halkları siyasete davet eden bir anlayıştır. Halklara siyaseti yok sayanlar, halkları düşmanlaştırır, yok sayar ve inkar eder. İşte bu inkara karşı bugün yerel demokrasi anlayışımızla, yerinden yönetim anlayışımızla, her yerde Türkiye’ye umut olmaya, Türkiye’nin tıkanmış yollarını açmaya yine biz adayız! Yerellerde iktidara geleceğiz.”
‘İktidara geleceğiz’
Yerel seçimlerde iktidarı elde edeceklerini dile getiren Temelli, “2014’te, 102 belediye kazanmıştık, bugün çok daha fazla belediyeyi kazanacağız. Yerellerde iktidara gelerek yerel demokrasiyi güçlendirerek Türkiye’nin önünü açacağız. İktidara gelemediğimiz yerde, Türkiye halklarını, Türkiye toplumunu seçeneksiz bırakmadık. Onlara demokrasi seçeneğini sunduk. Türkiye halklarını seçeneksiz bırakanlar, sandıktan soğutanlar, sandıkları kaçıranlar, seçmenlerin kaydını silenlere karşı Türkiye halklarına demokrasi seçeneği yarattık. Bir arada demokrasiden ve barıştan yana, yan yana gelme seçeneği yarattık. Bu tekçi anlayışa karşı çoğulcu, demokratik, laik cumhuriyetin nasıl yol kat edebileceğini gösterdik. Bundan gururluyuz ve tabi ki umutluyuz” diye konuştu.
‘Türkiye siyaseti derin bir kriz içerisinde’
Türkiye’nin ekonomik ve siyasi kriz içerisinde olduğunu ifade eden Temelli, “Yerel demokrasi mücadelemiz üç temel ayakta şekillenecektir. Bugün Türkiye bu üç ayakta da derin kriz içerisindedir. Tüm bu krizleri aşmanın yolu yerellerden başlar. Her şeyden önce Türkiye siyaseti derin bir kriz içerisindedir. Türkiye siyaseti tekleştikçe, insanları siyasetten uzaklaştırdıkça, siyaset giderek ciddi bir kriz sarmalına sürüklenmektedir. Bu krizi aşmanın yolu, yerel demokrasidir. Halkın bizzat yönetime katılmasıdır. ‘Üreten biziz, yöneten de biziz’ diyerek herkesi siyasete, bir arada mücadeleye, kentini yönetmeye davet ediyoruz. Siyaseti toplumsallaştırıyoruz” ifadelerini kullandı.
‘Barışı inşa edeceğiz’
HDP’nin yerel yönetimler anlayışı ile Türkiye’nin sorunlarını çözeceğini söyleyen Temelli, “Türkiye toplumu kriz içindedir. Türkiye toplumunun çok ciddi sorunları var. Bu sorunları aşmanın yolu, toplumsal barış ve bir arada ortak iradeyi var etmekten geçer. İşte uzun yıllardır Kürt siyasetinin mücadelesi, Türkiye halklarına öncülük yapıyor. Bunu saygıyla bir kez daha selamlıyorum. Bu sadece Türkiye için değil, hem Ortadoğu’nun, hem dünyanın önündeki yeni bir siyaset anlayışıdır. Toplumların aslında kurtuluş reçetesidir. Toplumsal barışı inşa etmek, siyasetçilerin görevidir. Bugünkü iktidarın yaptığı gibi, AKP-MHP bloğunun yaptığı gibi, toplumları karşı karşıya getirip kutuplaştırarak değil, toplumsal barışı inşa ederek yol alacağız. Toplumun bütün sorunlarını hep birlikte çözeceğiz” dedi.
‘İnancımız büyüktür, mücadelemiz büyüktür’
Partisinin Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkan adayları tarafından hazırlanan bildirgenin önemine dikkat çeken Temelli, şunları söyledi: “Toplumsal krizi aşmanın yolu, her şeyden önce toplumsal hizmetleri toplum lehine toplumla birlikte üretmekten geçer. Nasıl üreteceğiz, nasıl var edeceğiz, toplumsal barışı nasıl inşa edeceğimiz bildirgelerimizde, Amed özel bildirgesinde bütün ayrıntılarıyla bulmak mümkün. Hiçbir vaatleri kalmadığı, ne bu tür vizyonları ne de bu tür sözleri var. Varsa yoksa düşmanlık! Tam da bu düşmanlığın karşısına projelerimizle, irademizle, anlattıklarımızla çıkıyoruz. Bir üçüncü ayak da iktisadi çöküntüye karşı iktisadi zenginliği var etmek, onu hakça, adaletçe paylaşmaktır. Bugün ekonomik krizi hep birlikte yaşıyoruz. Ekonomik krizden nasibini almayan kalmadı. Türkiye halklarının yüzde 80’i mağdur. Türkiye işsizlikle, hayat pahalılığıyla, enflasyonla boğuşuyor. Türkiye tarihinin belki de en büyük siyasi, iktisadi ve toplumsal çöküşüne sürükleniyor. Yerel demokrasi anlayışımızla, yerinden yönetim anlayışımızla sadece belediyecilik sınırlarında kalmayacağız dedik. Özellikle işsizlikle, hayat pahalılığı ile mücadele konusunda sınıfsal perspektifimizle, emek eksenimizle; emekçinin, çiftçinin, esnafın haklarını koruyan, hakça paylaşıma olanak sağlayan, bize ait olana sahip çıkan, hak ettiğimizin mücadelesini veren bir anlayışla yerel yönetim anlayışımızı var edeceğiz. İktidara geldiğimiz yerlerde yapacağımız bu projelerle tüm Türkiye’ye örnek olacağız, iddiamız ve inancımız büyüktür, mücadelemiz büyüktür.”